Ve bunu 29 saniyede buldum, bağımsız medyanın gücü ve önemi hakkında benim bir saatte anlatabileceğimden daha fazlasını anlatıyor. | TED | ولقد وجدت أنها وضّحت في 29 ثانية فقط قوّة وأهميّة، وسائل الإعلام المستقلة أكثر ممّا يمكن أن أقوله في ساعة. |
Medya karartması özellikle Robin için çok zordu çünkü, o medyanın ta kendisiydi. | Open Subtitles | التعتيم الإعلامي كان صعباً على روبن بشكل خاص لأنها ،حسناً ، هي الإعلام |
medyanın aramızda geçenleri öğrenmek için en ufak şansı varsa bunu yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | لن اقوم بفعل هذا لو كان هناك احتمال أن تعرف وسائل الإعلام بشأننا. |
Daha büyük bir şey yapmalıydım. medyanın göz ardı edemeyeceği bir şey. | Open Subtitles | قررت بأن أفعل شيئا أكبر شيء لن تستطيع وسائل الاعلام ان تتجاهله |
Sosyal medyanın bizi hiç tahmin edemeyeceğimiz şekillerde bir araya getirmesi gerekiyordu. | TED | وسائل التواصل الاجتماعي كان من المفترض أن تجمعنا سويةً بطريقةٍ لم نكن نتخيلها. |
medyanın bozmasını istemediğim bir kızım var. | Open Subtitles | لدي أبنة ولا أريدها ان تفسد من قبل الأعلام |
medyanın mutlaka orada olması lazım, yoksa hiçbir anlamı kalmaz. | Open Subtitles | يجب أن تكون وسائل الإعلام هناك. هذه هو بيت القصيد. |
Doğru değil tabi ki, ama medyanın gösterdiği ve sizin bildiğiniz bu. | TED | ولكن هذا إنطباع من وسائل الإعلام ، ونفس الإنطباع يأتى إليكم . |
medyanın neden Doğu Pensilvanya'ya odaklandığını anlamıyorum. | TED | لا أفهم لماذا ركز الإعلام على شرق بنسلفانيا. |
Rob, bize, sosyal medyanın sosyal üretime dönüşmekte olduğunu gösterdi. | TED | لقد ساعدنا في فهم أن وسائل الإعلام الإجتماعية أصبحت إنتاج إجتماعي. |
Sosyal medyanın ve sosyal değişimin rolüne dair tartışmalar duruldu. | TED | لقد استقر النقاش حول دور وسائل الإعلام الإجتماعية و التغيير الإجتماعي. |
Sosyal medyanın internette takılmak olduğunu mu düşünüyorsunuz? | TED | هل تعتقدون أن وسائل الإعلام الإجتماعية تعني الإرتباط عن طريق الإنترنت؟ |
Batıda medyanın Afrika'ya nasıl yer verdiği ve bunun sonuçları. | TED | كيف تغطي وسائل الإعلام أفريقيا في الغرب، وما يترتب على ذلك. |
sadece 6 ülkede iç savaş var, bu, medyanın sadece altı ülkeye yer verdiğini gösterir. | TED | لدينا حروب أهلية فقط في 6 دول، وهذا ما يعني أن الإعلام يغطي فقط 6 دول. |
Çalışma internette gündem yarattı ve uluslararası medyanın çok ilgisini çekti. | TED | انتشرت الدراسة انتشار سريع على الإنترنت وقد استولت على اهتمام وسائل الإعلام العالمية. |
Sosyal medyanın hemen yanında, üçgensel yapıda hikayeciliğe bağlı eğitim var. | TED | لقد حصلنا على التعليم متصلاً بقص الحكايات مستنبطة مع وسائل الإعلام الاجتماعية. |
derlerdi. Biz sadece projeyi gerçekleştirip döndük o yüzden medyanın haberi olamadı. | TED | قمنا بتنفيذ المشروع ثم رحلنا لذلك لم يعرف الاعلام اي شيء |
Ama manşetlerin ötesine bakarsanız, bizim halkın medyanın ilerisinde olduklarını anlarsınız. siyasetçilerin de ilerisinde. | TED | لذا عندما تبحث خلف العناوين ستجد أن الناس كان يسبقون وسائل الاعلام ويسبقون السياسيين |
Sosyal medyanın ayrıca ele almamız gereken iyi araştırılmış (belgelenmiş) psikolojik zararları da var. | TED | وهنالك أيضًا أضرار نفسية مُوثّقة تجلبها وسائل التواصل الاجتماعي ويجب ذكرها. |
Ama medyanın medyayı haber yapmasından hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | لكني لا أحب حينما يقوم الأعلام بتغطية الأعلام |
medyanın ilgisine ihtiyacı olan her şeyin yanında yıldız var. | Open Subtitles | بيرنيس أي شئ يخص المتطلبات الإعلامية لها علامة مطبوعة |
Arap Baharı sosyal medyanın en büyük potansiyelini gösterdi. Öte yandan en büyük kusurlarını da ortaya çıkarttı. | TED | عرض الربيع العربي أفضل إمكانيات مواقع التواصل الاجتماعي، لكنه أيضا كشف أكبر قصور له. |
Sosyal medyanın, sosyal hareketler için ne kadar önemli olduğu hakkında yazdım. | TED | لقد كتبت عن مدى أهمية شبكات التواصل الاجتماعي في حركاتنا الاجتماعية. |
Bu lokavt, medyanın bizim eğitmenlik yeteneklerimizi sorgulamasına yol açtı. | Open Subtitles | هذا الإغلاق سبب اهتمام إعلامي سلبي يتساءل عن قدراتنا كمدرسين |