Phillip Hamersly'e ait olduğu belirlenen Mercedes'i... sudan çıkarmaya çalışıyor. | Open Subtitles | حيث الشرطة والمطافى يحركوا. مرسيدس قديمة تخص عضو كونجرس جمهورى. |
Geçen ay babasını bir toplantıya götürüyordu, büyük bir Mercedes'i var. | Open Subtitles | لقد أوصل أباه الى اجتماع خلال الشهر الماضي لديه سيارة مرسيدس كبيرة |
Phillip Hamersly'e ait olduğu belirlenen klasik bir Mercedes'i... sudan çıkarmaya çalışıyor. | Open Subtitles | حيث الشرطة والمطافى يحركوا.. حيث مرسيدس قديمة تخص عضو كونجرس جمهورى. |
Ve araba kazası ile ilgili resimleri bloguna koymuş -- bu onun Mercedes'i -- tam burada da çarptığı Lada Samara. | TED | ووضع صور في المدونة عن حادث سيارته هذه هي المرسيدس الخاصة به و هنا اللادا سمارا التي صدمها |
Senatör'ün bir Mercedes'i vardı. Yabancı araba: | Open Subtitles | أصدقاء السيناتور أخبروه بأن سيارة المرسيدس كانت سيئة للسياسة |
Sen Ben'le evde kalıyorsun. Bense Mercedes'i alıyorum. | Open Subtitles | أنت ستبقى مع بن في المنزل وأنا سوف آخذ المرسيدس |
Birçok insanın siyah Mercedes'i var. | Open Subtitles | الكثير من الناس لديهم سيارة مرسيدس سوداء |
Sen ancak taksi şoförü olursan bir Mercedes'i sürebilirsin. | Open Subtitles | المرة الوحيدة التي ستقود سيارة مرسيدس هي عندما تصبح سائق سيارة أجرة |
Ve komik olan şu ki o Mercedes'i hatırlamak gittikçe zorlaşıyor. | Open Subtitles | وكل الأشياء المضحكه من الصعب تذكر ذلك مرسيدس |
Mercedes'i olması yetmiyormuş gibi, bir de iki arabalık yer kaplamak zorunda. | Open Subtitles | لا تكفيه الـ"مرسيدس"، فعليه أن يشغل فراغين |
Mercedes'i eve geri dönersem verecek. | Open Subtitles | نعم ,حسنا ,انها مرسيدس إذا عدت للبيت |
- Havuzu ve Mercedes'i istiyorum. | Open Subtitles | يجب أن تختار - "أختار البركة و الـ "مرسيدس - |
Üç federal ajanın 80 model bir Mercedes'i aramasından. Salak değilim. | Open Subtitles | ثلاث عملاء فيدراليون يبحثون عن سيارة "مرسيدس" صنع 1986, أنا لست غبياً |
Gümüş rengi Mercedes'i mi vardı? Evet, şuraya park etmiş. | Open Subtitles | هل كانت تقود سيارة مرسيدس فضية ؟ |
Kayış gibi, Mercedes'i var. | Open Subtitles | النوع الناجح .. يقود مرسيدس 713 00: 27: |
Sokaktaki onun Mercedes'i. Karısı ölmüş. | Open Subtitles | هذه سيارته المرسيدس عبر الشارع هيا سيارة زوجته الميته |
Baksana, hazır Beverly Hills'e gitmişken, benim Mercedes'i servisten alabilirsin. | Open Subtitles | اسمع, بما انك سوف تذهب الى بيفلي هيلز يمكنك توصيل سيارتي المرسيدس الى مركز الخدمة |
Mercedes'i mi geri gönderdi ve bana bu dev çöpü verdi. | Open Subtitles | لقد أعادت سيارتي المرسيدس وجعلتني أقود قطعة الخردة هذه |
Ona Mercedes'i için 30 bin dinar teklif ettim. | Open Subtitles | عرضتُ عليهِ 30 ألف دينار، من أجل سيارة المرسيدس. |
Sadece kapınızın önündeki yeni Mercedes'i nasıl alabildiğinizi merak etmiştim. | Open Subtitles | كيف استطعت تحمل شراء المرسيدس الجديدة المركونة في الممر. |
Bahse girerim sendeki benim Mercedes'i de hiç çalıntı olarak bildirmedin. | Open Subtitles | و أراهن بسيارتي المرسيدس أنك لن تعلني أنه مسروق |