ويكيبيديا

    "mercimek" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • العدس
        
    • عدس
        
    John Cage'in müziğini düzenlediğim bir an yaşadım. Birkaç ay önceydi, ocağın önündeydim ve mercimek pişiriyordum. TED الآن، كان لي لحظة خاصة، دعنا نقول، تعديل لجون كيج منذ عدة أشهر عندما كنت واقفة أمام الموقد أطهو شربة العدس.
    diye düşündüm. mercimek yemeği pişti ve yenildi ve hemen arka bahçemdeki stüdyoma gittim ve bunu yaptım. TED عندما أصبحت شربة العدس جاهزة وتم تناولها، انسحبت باتجاه الاستديو الخلفي، وقمت بتسجيل هذا.
    ve siz de bunu başarabilirsiniz ve insanlara hemen harekete geçmeleri için aşılamanın yanında bir kilo mercimek de verebilirsiniz. TED وبعدها تجعل الأمر أسهل وتمنح سببا للقيام بالفعل الآن بإضافة منحة من كيلو من العدس لكل تطعيم.
    İşte orası, her perşembe tuzlu domuz eti ve mercimek servisleri var. Open Subtitles هذا المكان يُقدم لحم خنزير مذهل بالإضافة شوربة عدس
    Soğanla sote edilmiş domatesli kırmızı mercimek çorbası. Open Subtitles عدس أحمر مع نعناع بالبصل المقلى وطماطم مكعبة
    Evet, bu yanlış bir ekonomiye dönüşebilir çünkü onlara vermemektense onlara mercimek vermek daha ucuz. TED حسنا، لقد تبين أن الاعتقاد فهم اقتصادي خاطيء لأنه من الأرخص إعطاء العدس مقارنة بعدم إعطائه.
    Size 3 soru için 3 adet basit cevap verdim. İnsanları aşılamak için onlara mercimek verin. Ücretsiz yatak ağları verin ve çocukların kurtlarını temizleyin. TED أعطيتكم ثلاثة أجوبة بسيطة لثلاثة اسئلة. اعط العدس لتلقح الأشخاص، امنح الناموسيات مجانا، وعالج الأطفال من الديدان.
    Ama ikinci olarak, aşı yaptırmayı teşvik etmek için katılan herkese bir kilo mercimek verirsiniz. TED ثانياً، بتحفيز التطعيم بتقديم كيلو من العدس لكل شخص قام بالمشاركة.
    Bezelye, fasulye, mercimek ister misin? Open Subtitles هل تريدين قليلاً من البقول، من الفول ومن العدس. وماذا عن الأسعار؟
    Size mercimek çorbası getirebilirim. - Görüşmek üzere. Open Subtitles ربما يجب علي أن أحضر لك بعضا من شوربة العدس خاصتي سأعود بعد قليل
    Bu hızla yaban domuzu şölenini kaçıracağız mercimek o kadar da iyi değil Open Subtitles مع هذه السرعة لن نلحق ابدا مأدبة الحيوانات البرّية المشوية بالقرية العدس ليس لذيذا
    Hey Tob, söylesene, perhizde mercimek yiyebiliyor musunuz? Open Subtitles أخبرني بشيء هل بالإمكان أن تأكل العدس أثناء الصوم الكبير؟
    Bazı günler et yiyemiyorsun ama mercimek her zaman kabul edilebilir olmalı. Open Subtitles لا تستطيع أكل اللحم في أيام معينة. لكن العدس مسموح في أي وقت تريد.
    mercimek ile chili arası bir şey. Mükemmel olmuş. Open Subtitles وكأنها مزيج من العدس والفلفل الحارّ، إنّها رائعة
    Senin yüzünden artık mercimek çorbası içmicem. Open Subtitles لن أطلب شوربة العدس مرة أخرى والفضل يعود لك
    İstersen dolapta mercimek var. Open Subtitles لدي عدس في الثلاجة إذا كنت تشتهين بعضاً منه
    Tereyağlı siyah mercimek, süzme peynir, baharatlı kadın parmağı kızarmış nohut ile yoğurt. Open Subtitles ‎عدس أسود، جبن مع الزبد ‎بامية متبلة، لبن رائب مع قطع الدجاج المحمرة ‎خبز هندي
    Hatta "Maybe I'm Amazed" şarkımızı tersten okursan mercimek çorbası tarifi verdiğimizi duyarsın. Open Subtitles في الحقيقة، لو استمعت لأغنية ربما أنا مندهش" عكسياً" فستسمعين وصفة شوربة عدس لذيذة
    mercimek, pilav, balık, sebzeler. Open Subtitles عدس, رز, سمك, خضار
    - Evet, hayır... - Evet mercimek Open Subtitles نعم نحن نعمل ، عدس نعم ، لكن
    mercimek çorbası içmiştik. Open Subtitles وطلبنا شوربة عدس.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد