Bu ekonomi, bilanço tablosu, muhasebe, alışveriş hakkında bir metafor. | TED | استعارة من الاقتصاد ورقة الميزانية من المحاسبة من المعاملات |
Eğer eğitimi bahçe sulamaya beznetirsek, ki adil bir metafor, ne yazık ki, suyun büyük kısmı çiçeklere ulaşamadan buharlaşıyor, özellikle bazı gruplar için... Örneğin, işitme bozukluğu olanlar. | TED | إذا كان ممكنا تشبيه التعليم بسقي حديقة، وهو استعارة عادلة، للأسف، فالكثير من المياه يتبخر قبل أن يصل إلى الزهور، خاصة بالنسبة لبعض المجموعات، على سبيل المثال، ضعاف السمع. |
Hayatla ilgili de mükemmel bir metafor oldu aynı zamanda ha dostum? Evet. | Open Subtitles | نوعاً ما إستعارة للحياة , أليس كذلك يا صديقي ؟ |
Eğretileme yani metafor, hakkında konuştuğumuz şeyden farklı bir şey tanımlayarak yapılan bir ifadedir. | TED | يقوم أسلوب الاستعارة على التحدث عن شيءٍ ما عبر وصف شيءٍ آخر. |
Ve şu sonuca vardım, yaşlanma için daha uygun olan metafor bir merdiven -- insan ruhunun göğe yükselişi, bize bilgelik, bütünlük ve gerçeklik getiriyor. | TED | واكتشفت ان افضل تعبير مجازي عن التقدم في العمر هو الخط التصاعدي انه خط تصاعد الروح البشرية التي ستوصلنا الى الحكمة و الكلية و الأصالة |
Bana fırtına kovaladığını söylediğinde... içten içe bunun bir metafor olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | عندما أخبرتنى أنك تطارد الاعاصير ظننت أنه قول مجازى |
Sonunda ağaçlar çok güçlü bir görsel metafor hâline geldi, çünkü çoğu açıdan insanların sıralama, denge, birleştirme ve simetriye olan eğilimlerini gerçekten cisimleştiriyorlar. | TED | وقد أصبحت الأشجار في نهاية المطاف استعارة بصرية قوية؛ لأنها حقًا تجسد في مناحٍ كثيرة هذه الرغبة الإنسانية للترتيب ،و التوازن، و الوحدة، والتماثل. |
Tüm denklemlerin bu şekilde olduğunu söyleyecek kadar ileri gideceğim, eşitlik işaretini gördüğünüz tüm matematiksel denklemler aslında bir metafor. | TED | وأريد أن أذهب أبعد وأقول أن كل معادلة هي بهذا الشكل، كل معادلة رياضية تستخدم إشارة المساواة ما هي إلا استعارة مجازية. |
Ve bir metafor daha: Zihniniz su gibi olsun. | TED | ولاستخدام استعارة أخرى: امتلك عقلًا مثل الماء. |
Ve bu yolculuk, bence, bütün yolculuklarımız için bir metafor. | TED | وأعتقد أن هذه الرحلة هي استعارة لكل رحلاتنا. |
Belki de batan bir geminin üstündeki sıçanlar daha doğru bir metafor olacaktır. | Open Subtitles | ربما فئران على سفينة تغرق قد يبدو أفضل إستعارة دقيقة |
Zeki biri değilim ama bu popo mazileriyle ilgili bir metafor değilse nedir ki? | Open Subtitles | الآن أنا لست طالب مدرسة، ولكن إذا لم تكن تلك إستعارة لدوري الكبار، أنا لا أعلم ما هي |
Artık cini şişeye geri koyma vakti geldi bu çok kötü bir metafor çünkü bu adam cin falan değil. | Open Subtitles | والآن لدي فرصة للمساعدة في إعادة الجني إلى الزجاجة، وهذه إستعارة سيئة لأنه ليس جني |
Fakat iyi bir metafor bir yapboz ya da gizli anlamlar iletme yöntemi değildir. Bir şeyi daha farklı duyumsamanızı ve bilmenizi sağlayan bir yoldur. | TED | لكن الاستعارة الجيدة ليست لغزاً أو أسلوباً خبيثاً للإقناع بمعانٍ خفيةٍ بل هي على الحقيقة طريقةٌ تدعوك للإحساس و التعرف على شيء ٍما بطريقةٍ مغايرةٍ، |
Bu metafor, sanatın gerçekliğini aşarak dış dünyaya uzanır. | TED | إن هذه الاستعارة تتجاوز مجال الفن لتمتد إلى العالم الحقيقي. |
Burda asıl söz konusu olan tıbbın kendisi değil, aslında bir metafor | TED | ما هو حقًا على المحك ليس الدواء نفسه لكن الأمر مجازي . |
Al sana eski günlerin hatırına bir metafor. | Open Subtitles | ها قد بدأنا ثانيةً، تعبير مجازي من الأيَام الخوالي |
Ve fikir şuydu: Bu karışık konsepti açıklamak için Basit bir metafor kullanacağım. | TED | وهنا كانت الفكرة: سأقوم باستعمال تشبيه مبسّـط لأشرح لكم هذا المفهوم المعقد. |
Bu bir metafor William. | Open Subtitles | انه تعبير مجازى يا ويليام |
Tamam, yani bu herhangi birşey için bir metafor değil. | Open Subtitles | صحيح كأن هذه ليست أستعارة لشيءٍ ما |
Bu hikayeyi anlatıyorum, çünkü bu Yeryüzünde hepimizin birbirimize bağlılığımızın seviyesi hakkında benim için bir metafor olarak hep işe yaradı ve yaramaya devam ediyor. | TED | أنا أقص تلك القصة، لأنها خدمت وما تزال تخدم بمثابة مجاز بالنسبة لي حول مستوى الترابط الذي لدينا جميعاً على هذه الأرض. |
- Onu böyle uyarlayamazsın, o bir metafor. | Open Subtitles | - هذا لا ينطبق على هذه الحالة ، يعتبر مجازا |
Ve metafor bize Juliet hakkında Shakespeare'in onu birebir tanımlayacağından çok daha net bir fikir verir. | TED | و التعبير المجازي يعطينا فهم اكثر وضوحاً بكثير لجولييت بدلاً عن وصف شكسبير لها حرفياً |
Ancak metafor bir konuşma biçiminden ziyade bir düşünme biçimidir. | TED | و لكن المجازية هي طريقة تفكير قبل ان تكون طريقة للتعامل مع الكلمات. |
Fakat farklı bir metafor düşünmenizi istiyorum. | TED | ولكن أريدكم أن تنتبهوا إلى استعاره أخرى |
Daha fazla şifreli saçmalık, metafor yok. | Open Subtitles | هراء لا أكثر خفي. لا مزيد من الاستعارات. |
Bu metafor kafamda -- anagnorisis ve peripeteia çenemde. (Kahkahalar) Fakat söylemeliyim müthiş bir alet. | TED | وهذا التشبيه في رأسي -- حصلت anagnorisis وperipetia على ذقني. ضحك يجب أن أقول لكم، أن هذا الجهاز عظيم. |
Ama bir seri katil romantik metafor içeren çiçek gönderir miydi? | Open Subtitles | ولكن ... هل السفاح سوف يرسل لكِ نبتة منيفورت رومانسية؟ |