ويكيبيديا

    "metan" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الميثان
        
    • ميثان
        
    • للميثان
        
    • والميثان
        
    • وميثان
        
    • لغاز
        
    • من غاز
        
    • بالميثان
        
    Ancak, eğer güneş ışığı metanı sürekli organiklere dönüştürüyorsa neden hala metan tükenmedi? Open Subtitles لكن لو استمرّت الشمس بتحويل الميثان لعناصر عضوية باستمرار فلم لا ينفد الميثان؟
    Çinliler uzun süredir okyanus tabanındaki çökeltiden metan elde etmeye çalışıyorlar. Open Subtitles الصينيون كانوا يحاولون إستخراج الميثان من قاع المحيط لعقد من الزمن
    metan denizlerinin aksine, kumulların boy gösterdiği çöle benzer alanlar da vardır. Open Subtitles وعلى النقيض من بحار الميثان هناك مناطق مثل الصحراء تهيمن عليها الكثبان
    metan gazı yanıcı bir maddedir genç Louie'nin içinde organik olarak üredi. Open Subtitles وحسناً، غاز اليثان غاز الميثان وهي مادة قابلة للاحتراق تم تطويرها عضوياً
    Ancak doğal gaz çoğunlukla metan gazı. TED ولكن الغاز الطبيعي مكون من غاز ميثان بدرجة كبيرة.
    Ayrıca bir su borusu ve her nedense çok yoğun metan. Open Subtitles أيضا، أنبوب مياه رئيسي، ولسبب ما، جيوب كبيرة من غاز الميثان.
    Nihayetinde, ormanların yokolması ve topraktan çıkan metan emisyonu. TED واخيرا, هناك ازالة الغابات، وهناك انبعاثات الميثان من الزراعه
    Eğer dünyaya bakarsanız, her kıtanın etrafındaki okyanusta metan hidrat var. TED إن نظرتم إلى العالم، لديكم هيدرات الميثان في المحيط حول كل قارة.
    metan gazı kirliliği şu an yaşadığımız küresel ısınmanın dörtte birinden sorumlu. TED التلوث الناتج من الميثان مسؤول عن ربع نسبة الاحتباس الحراري والذي نشهده حاليًا.
    metan kirliliğinin en büyük kaynaklarından biri petrol ve gaz endüstrisi. TED أحد أضخم المصادر لتلوث الميثان هي صناعة النفط والغاز.
    Ancak bu bariz değil, çünkü metan gazı görünmez. TED لأن ذلك غير قابل للرؤية، ولأن الميثان غاز خفي.
    Hükûmetin bildirdiğinden çok daha fazla metan gazı kirliliği olduğunu anladık. TED اتضح لنا أن تلوث غاز الميثان هذا مستشرٍ تمامًا أكثر بكثير مما تصرّح به الحكومة.
    Çözüm: İnsan atığını al, hayvan atığını al, bunları bir odaya koy, onlardan biyogaz, metan gazı üret. TED و ضعها في غرفة, ليخرج من المزيج غاز عضوي غاز الميثان. الغاز يعطي وقود للطبخ مدة ثلاث الى أربع ساعات باليوم
    Aynı moleküller metan haline gelir ve metan karbondioksitten 25 kat daha güçlü bir sera gazıdır. TED نفس تلك الجزيئات تتحول الى ميثان , و الميثان انه غاز الدفيئة الاكثر قوة بخمس و عشرين مرة من غاز ثاني اوكسيد الكربون
    Bu alandaki likit su değil, metan. TED وهذه المساحات ليست مياها سائلة: إنها الميثان.
    Gelişmiş dünyada, ürünler çiftlikten ayrıldıktan sonra çoğu ürünün tedarik zinciri sonundaki israfı pazar ve tüketiciler tarafından olurken, israf edilen ürünlerin sonu çürüdükleri ve çürürken metan gazı yaydıkları atık alanları olmakta. TED بينما في الدول المتقدمة، بعد خروج الطعام من المزرعة، يتم إهدار معظم الطعام في نهاية سلسلة الإمداد من قبل الأسواق والمستهلكين، وينتهي الطعام المهدر في مكب النفايات حيث يصدر غاز الميثان أثناء تحلله.
    Alaska'nın bazı sığ gölleri daha şimdiden aktif olarak metan gazı kaynamaktadır. TED بالفعل في بعض البحيرات الضحلة في الاسكا يتفجر الميثان بنشاط الى خارج الماء.
    Atık yiyecekler orada bekledikçe çürüyor ve zararlı metan gazı açığa çıkıyor. Bu gaz, iklim değişikliğinin ana nedeni. TED وبينما تبقى هذه الأطعمة، فإنها تتعفن تدريجياً منتجة غاز الميثان الضار، أحد العناصر المؤثرة على تغيّر المناخ العالمي.
    Evleri eski bir metan arazisi üzerine inşa edilmiş bazı ailelerin mahkemelerinde onlara anlaşma kazandırdı. Open Subtitles لقد ربحت للتوّ قضية لمجموعةٍ من العائلات أقيمت مساكنها على حقلٍ قديمٍ للميثان
    çoğu tarım emisyonları ; tropik ağaçları yok etmeden, hayvanlardan metan gazıyla ve pirinç tarlalarından ve gübre nikrik ositlerinden gelmektedir. TED وأهم مصادرها ناتجة عن إزالة الغابة الاستوائية، والميثان عن الحيوانات وحقول الأرز، وأكسيد النيتروز عن الإفراط بالأسمدة.
    - Spektroskopçular atmosferinin karbon dioksit, metan ve argondan oluştuğunu söylüyor. Open Subtitles محلل الاطياف يقول ان الجو عبارة عن غاز ثاني اوكسيد الكربون وميثان وبعض الارجون
    metan gazı patlaması sebebiyle soğutma sistemi onarılıyor. Open Subtitles نظام التبريد يتم إصلاحه بسبب إنفجار لغاز الميثان
    Buradaki deniz suyu yüksek derecede alkali ve karbondioksit bulunmuyor ancak metan bakımından zengin ve daha ılıman sıcaklıklar sunuyor. TED فالمياه المتدفقة هنا قلوية بنسبة كبيرة وينقصها ثاني أكسيد الكربون؛ لكنها غنية بالميثان وتوفر حرارة أكثر ملاءمة،

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد