ويكيبيديا

    "meydan okumak" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • تحدي
        
    • تحديهم
        
    • وتحدي
        
    • أن أتحدى
        
    Bu grubun amacı, GSYİH'nin dar çerçeveli ölçümüne meydan okumak. TED وأن هدف هذه المجموعة هو تحدي ذلك التركيز المنصب نحو القياس الضيق النطاق للناتج المحلي الإجمالي.
    Çin'in onurunu ayaklar altına almanın başka bir şekli de Shanghai yabancı ticaret adamları ortaklığının Çin'e meydan okumak için değişik ülkelerden 4 ustayı getirterek düzenlediği bir dövüştü. Open Subtitles تحدي فيها أعظم أربع مقاتلين يمثلون القوي الأجنبية ضد أفضل من يمثلون الصين هدفهم كان السخريه و إذلال الشعب الصيني
    Sanırım bana çok büyük meydan okumak, yazmak değil. Open Subtitles أعتقد أن أعظم تحدي لي، بخلاف كتابته
    Dedim ki "Bayım, bizim işimiz kesinlikle onlara meydan okumak, ...onların huzurunu kaçırmak, ...onlara güvende olmadıklarını hissettirmek, haksız mıyım?" Open Subtitles قلت "سيدي، من المؤكد أن عملنا هو تحديهم وزعزعتهم" "وجعلهم يشعرون بعدم أمان، صحيح؟"
    Onlara meydan okumak ölüme davetiye çıkarmaktır. Open Subtitles تحديهم أشبه بالموت.
    Suç ortağı niteliğindeki sessizliğimizi bozmak ve birbirimize meydan okumak için, kadınların karşısında değil, yanında yer almak için daha çok babayiğite, cesaret, güç ve ahlaki dürüstlüğe sahip daha çok erkeğe ihtiyacımız var. TED ونحن بحاجة إلى المزيد من الرجال ذوي الجرأة، ذوي الشجاعة، ذوي القوة، ذوي النزاهة الإخلاقية لكسر صمتنا المتواطئ وتحدي بعضهم البعض والوقوف مع النساء وليس ضدهن.
    Tasarımın işlev ve güzellik yaratmaktan başka amacı olmaması fikrine meydan okumak istedim. TED أردت أن أتحدى الفكرة بأن التصميم هو مجرد أداة لصنع الأداء والجمال.
    Bu iş meydan okumak için büyük fırsat. Open Subtitles هذه المهمة تحدي عظيم بالنسبة لنا
    - Bize meydan okumak için mi? - Ya da kibirimizi kırmak. Open Subtitles رفع تحدي أمامنا - أو ربما لدفعنا إلى التواضع -
    Bunun amacı senin güzellik anlayışına meydan okumak. Open Subtitles أعني إنها تحدي في أحساسك في الجمال
    Pis sürüngen Hathorne bize meydan okumak istiyor, sanada. Open Subtitles هذا سحلية الكريهة Hathorne تعتزم تحدي لنا اليوم، تحدي لك.
    meydan okumak için bunu yaparız. Open Subtitles هذا ما نقوم به من أجل تحدي أنفسنا
    Bana meydan okumak mı istiyorsun, küçük klan şefi? Open Subtitles هل ترغب في تحدي لي، زعيم قليلا.
    Bana meydan okumak mı istiyorsun, minik kabile reisi. Open Subtitles هل ترغب في تحدي لي، زعيم قليلا.
    haklarını aramaları gerektiğini hissettikleri bir durumdu. Mesele şu: herhangi bir şeyi değiştirmek -- bu ister Birleşik Devletlerin ulusal sembolleriyle ilgili geleneksel fikirler ister geleneksel düşünceye çığır açan bilimsel buluşlarla meydan okumak ya da otoriter bir başkanı devirmek -- olsun TED العبرة هي: تغيير أي شي... سواء كانت أفكاراً تقليدية حول الرموز الوطنية الأمريكية، أو تحدي الفتوحات العلمية للتفكير التقليدي أو الإطاحة برئيس مستبد تتطلب الكثير من الأشياء.
    Bu tür bir hayale meydan okumak tahmin edilemez sonuçlar doğurabilir. Open Subtitles سيغضبه تحدي وهم بتلك الطريقة
    Onlara meydan okumak için ölümüne susamış olmak lazım. Open Subtitles تحديهم أشبه بالموت.
    Mitleri parçalamak, eski düşüncelerine meydan okumak, anlatılarını tespit etmek- yapmamız gereken asıl şey bu. TED فتفكيك معتقداتنا الباطلة، وتحدي وجهات نظرنا القديمة، والتعرُّف على مفاهيمنا الخاصة، كلهم معًا يمثلون العمل الحقيقي الذي يجب علينا القيام به.
    Ellerinle savaşa hazırlanmak. Fae Buckley'le tartışmak için meydan okumak istiyorum. Open Subtitles -أريد أن أتحدى (في بوكلي) في مناقشة رسمية

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد