ويكيبيديا

    "meyve suyunu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • العصير
        
    • عصيرك
        
    • عصير
        
    • عصيره
        
    Şu maili aç, o berbat meyve suyunu da ona batırmamaya çalış. Open Subtitles افتح ذلك المغلف حاول الا تضع اي من ذلك العصير الخبيث عليه
    meyve suyunu piyanonun üstüne koyma, yapışkan halkalardan bıktım. Open Subtitles لا تترك علبة العصير على البيانو انها تترك علامه دائريه
    Matthew, ver şu hapları. meyve suyunu da. Open Subtitles ماتيو، أعطني تلك الحبوب أعطني ذلك العصير
    Hey, Jen benim için bir iyilik yapıp meyve suyunu Vanessa'larda içebilir misin? Open Subtitles جين هلا صنعتي معروفاً؟ وتشربين عصيرك عند فينسا ربما
    meyve suyunu koy Jesse. Open Subtitles اسكبي عصيرك فقط اسكبيه اوه اللعنة
    Harika Brezilya yemeği: Bir kasını oynatmadan meyve suyunu al. TED الغداء البرازيلي المثالي: لا تحرك أي عضلة واحصل على عصير برتقال.
    meyve suyunu getirdim. Lady içinde biraz yiyecek. Open Subtitles لقد أحضرت العصير الذى طلبتيه، وبعض الطعام للقطة.
    Sanırım haftasonları biraz bu meyve suyunu deneyebilirim. Open Subtitles ربما في نهاية الاسبوع اشرب القليل من العصير
    Perhiz yapmazken bile, bu meyve suyunu içiyorum çünkü, besin değeri çok yüksek. Open Subtitles حتى لو لم أكن صائمة لا زلت أشرب العصير بسبب مايحتوية من عناصر غذائية
    Deprem oldu ve senin de ilk yaptığın şey meyve suyunu kurtarmak oldu. Open Subtitles ها ها ها لدينا زلزال وأول شئ امسكتي به هو العصير
    Bana buzdolabından beş numaralı meyve suyunu getirebilir misin? Open Subtitles وهل لك أن تحضري لي العصير المرقّم بخمسة في الثلاجة ؟
    Meyveleri, meyve suyunu, şekeri ekmeği koyuyosun. Open Subtitles تقوم بالجمع بين الفاكهة العصير. السكر. و الخبز
    meyve suyunu iç sadece. Ben... Ben bu yeri her yıl pas geçtiğimize ve hiç durmadığıma inanamıyorum. Open Subtitles اشرب العصير وحسب لا أصدق أننا نمر بهذا المكان كل عام
    Bu meyve suyunu içeceksin ve daha sonra "Mmm" deyip karnını ovuşturacaksın. Open Subtitles ستيوي أنت فقط سـ تشرب هذا العصير ومن ثم تقول ..
    Fakat sadece meyve suyunu satın almıyorlar; ağaçlardaki karbonu da satın alıyorlar, ürünü Avrupa'ya taşırken ortaya çıkan karbonu karşılamak için. TED لكنهم لا يشترون العصير من المزارعين وحسب; هم أيضا يشترون مردود الكاربون من الأشجار ليعادلوا انبعاثات الكاربون الناتجة من شحن المنتج إلى أوروبا.
    Ignacio, yürüyüşten önce meyve suyunu içmelisin. Open Subtitles "اقناسيو"، يجب ان تشب عصيرك قبل ان تذهب للسير
    Acaba meyve suyunu bırakıp makineye bakar mısın? Open Subtitles هل يمكن أن تضع عصيرك وتستقيم لأصورك؟
    Bana meyve suyunu nereden aldığını söylemeye ne dersin? Open Subtitles ماذا عن لو تخبرني من أين تحضر عصيرك ؟
    Olur, ama eğer o işe yaramazsa içi votkayla doldurulmuş meyve suyunu dene. Open Subtitles بالطبع وإن لم ينفع جرب علبة عصير بها فودكا
    Kendi organik meyve suyunu yapan ve bunu pazarda satanlar gibi. Open Subtitles الذي سوف يجعلنا عصير البرتقال خاصتهم وبيعنا في اسواق المزارعين
    Hey, Dora, meyve suyunu kanepeye dökmek üzeresin. Open Subtitles يا، دورا، أنت على وشك عصير تسرب على الأريكة.
    - meyve suyunu içmeyecek. Open Subtitles -إنه لا يريد شرب عصيره .

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد