Ve bu miktarın önümüzdeki 40 yıl içinde ikiye katlanması bekleniyor. | TED | ويتوقع أن تتضاعف هذه الكمية خلال ال40 عاماً القادمة. |
Bilim insanları bu miktarın ne kadarını incelemeyi başardı biliyor musunuz? | TED | وهل تعلمون كم الكمية التي درسها العلماء إلى الآن؟ |
Bir süre çalışmayı bıraktık, oturup 10.000 tane küçük çubuk kestik ve onları bir modele yapıştırdık, bunu yalnızca miktarın gerçekten ne anlama geldiğiyle yüzleşmek için yaptık. | TED | لذلك أوقفنا العمل لفترة ما، وجلسنا وقطعنا 10000 عود صغير، ولصقها معا في شكل نموذج ذلك ببساطة لمواجهة أنفسنا بما تعنيه تلك الكمية من كلمة. |
Şimdi ortak düşünce, ihtiyaç olan miktarın öğrenilmesi gerektiği yönünde, genel olarak kilo ve çevreye bağlı olarak. | TED | الآن الكل مجمع على ان الكمية التي نحتاجها تعتمد على أوزاننا و البيئة حولنا . |
Aldığın miktarın fiziksel ağrıyla bir ilgisi yok. | Open Subtitles | الكمية التي تتناولها ليس لها اي علاقة |
DSÖ tahminine göre virüsün yayılmasını önlemek için gerekli miktarın üretimi ve dağıtımı için en az bir yıl gerekebilir. | Open Subtitles | "يُقال أن الجرعة اأولى ستكون متوفرة للاستخدام البشري خلال 90 يوم" "م.ص.ع" تُقدر أنّه قد يأخذ سنة كاملة لتصنيع وتوزيع الكمية الكافية من اللقاح" |
Bu miktarın yarısını terk edilmiş bir arabanın sürücü koltuğunda bulmak herhangi bir olay yeri inceleme görevlisinin bariz sonuca varmasını sağlayacaktır. | Open Subtitles | {\cH318BCB\3cH2A2AAB} العثور على نصف الكمية {\cH318BCB\3cH2A2AAB} مسكوبة على مقعد سيارة مهجورة {\cH318BCB\3cH2A2AAB} يكفي ليقود محققي مسرح الجريمة |
Muhtemelen bu miktarın iki katı. | Open Subtitles | على الأرجح.. ضعف تلك الكمية |