Aslında sadece moleküller arası güçler yardımıyla tutunuyorlar. van der Waals güçleri. | TED | في الواقع انها تلتصق بقوي بين الجزيئات فقط. قوي فان دير فالس |
Bu moleküller daha kararlı süper ağır bir maddenin molekülleriyse? | Open Subtitles | ماذا لو كانت هذه الجزيئات أكثر أستقراراً من العنصر الثقيل؟ |
Birbirlerine çok benzemekle birlikte bu moleküller her hayvan gözünde bulunur. | Open Subtitles | تكمن الجزيئات التي ترتبط ارتباطا وثيقا في صميم كل عين حيوان. |
Kimyasal Reaksiyon dediğimiz şey budur. Atomlar partner değiştirdiğinde yeni moleküller oluşur. | TED | وهذا ما نطلق عليه التفاعل الكيميائي، وهو عندما تقوم الذرات باستبدال شريكها وصناعة جزيئات جديدة. |
Bunu moleküller kullanarak derleyebilir, bir sentezleyiciye gönderebilir ve çalışan birşey yaratabilirsiniz. | TED | ومن ثم تقوم بترجمته الى الجزئيات ومن ثم يحول الى المزج لنحصل على ما نريد ان الامر ينجح حقاً |
Kimyagerler hastalıkları incelerken moleküller üzerinde çalışıyorlar. | TED | الكيميائيون يحاولون دراسة الجزيئات ليفهموا الأمراض. |
Ve işte bu film moleküller arasındaki bu rekabeti gösteriyor. | TED | وهذا الفيلم هنا يرينا هذه المنافسة بين الجزيئات. |
Bu kıllar moleküller arası kuvvetleri kullanarak yüzeylere tutunmayı sağlar. | TED | وهي تساعده لأن يتعلق بالأسطح باستخدام الظواهر الفيزيائية على مستوى الجزيئات |
Yeryüzünde yaşamdan önce tüm moleküller küçüktüler, basittiler: karbondioksit, su, azot sadece basit şeyler. | TED | قبل وجود حياة على الأرض، كانت الجزيئات صغيرة وبسيطة: ثاني أكسيد الكربون وماء ونيتروجين، فقط أشياء بسيطة. |
Bütün bu moleküller güneşin enerjisiyle bir araya geldiler. | TED | جميع هذه الجزيئات مليئة بالطاقة الشمسية. |
Doğanın molekülleri her yerde. Petrol dediğimiz, ayrışıp siyah karışımlara dönüşen moleküller de buna dâhil. | TED | الجزيئات الطبيعية موجودة في كل مكان، بما في ذلك الجزيئات التي تحللت إلى هذا المزيج الأسود الذي يدعى بترول. |
Belki kimya bilmek bazı insanların bu gerçeği kabullenmesini kolaylaştırır. Bilemiyorum. Fakat bu moleküller sadece fosil yakıt değiller. | TED | ربما بمعرفة هذه الكيمياء سيصبح من السهل تقبل الواقع لبعض الناس، لا أعلم، ولكن هذه الجزيئات ليست مجرد وقود أحفوري. |
Aynı moleküller metan haline gelir ve metan karbondioksitten 25 kat daha güçlü bir sera gazıdır. | TED | نفس تلك الجزيئات تتحول الى ميثان , و الميثان انه غاز الدفيئة الاكثر قوة بخمس و عشرين مرة من غاز ثاني اوكسيد الكربون |
Bu çok cazip bir fikir, bahsettikleri moleküller bilimsel gerçeklermiş gibi gelir. | TED | الآن، هذه فكرة جذابة جدا، وكلما يذكرون الجزيئات أكثر يبدو الأمر علميا حقا. |
Bezlerden salgılandıklarında moleküller kokusuzdurlar | TED | عندما تفرز من الغدد، تكون الجزيئات بدون رائحة. |
Bu moleküller kim olduğumuzu anlatıyorlar ve neler yaptığımızı. | TED | وتعد الجزيئات بمثابة رواة تعبر عن كينونتنا وعما نفعله. |
Kimyasal bir denklemde moleküller yeni bileşikler meydana getirmek için yeniden düzene girerler, ama bütün bileşenler yine de hesaba katılmalıdır. | TED | في المعادلة الكيميائية، الجزيئات أعادت الترتيب لصنع مكونات جديدة، لكن مع ذلك يجب أخذ جميع المكونات بعين الإعتبار. |
Epinefrin gibi doğadakinin aynısı olan moleküller yapabiliyoruz ya da bu ikisi gibi sıfırdan yeni moleküller yaratabiliyoruz. | TED | نستطيع صنع جزيئات طبق الأصل من الطبيعة، مثل الإبينفرين، أو نستطيع خلق صناعتنا من الصفر، كهذين الاثنين. |
Bunlar eski ve basit moleküller ama bu molekülleri yüzünüzün önündeki iki küçük deliğe çekerseniz, aklınızda açıkça bir gül etkisi yaratacak. | TED | إنها مجرد جزيئات عادية، لكن إذا شمها أحدكم عن طريق عضو الشم على وجوهكم، سيرسم في أذهانكم انطباع على أنها وردة. |
moleküller sıklıkla dağılıp yeni moleküller oluştururlar. | TED | كثيرًا ما تتفكك الجزيئات وتكون جزيئات جديدة. |
Bu yüzden bu moleküller channelrhodopsin olarak isimlendiriliyorlar. | TED | وهذه الجزئيات التي تقوم بذلك تدعى "channelrhodopsins" |
A karbon içeren bir hydrogen içindeki moleküller, | Open Subtitles | حيث هوإحتواء الكاربون A الهيدروجين الذي يحتوي جزيئة |