Hayır,mutfağımın dışındaki yaşam çok korkutucu ben sadece beni hamile olmadığım bir zamanda yakalayabildiğiniz için buradayım | Open Subtitles | كلا, الحياة خارج مطبخي مخيفة و سيئة انا فقط هنا لأنك جعلتني بين الحوامل |
Kelso, Kelso, haydi. mutfağımın kapısını bile açamadın. | Open Subtitles | كيلسو ، كيلسو من فضلك لم تتمكن من فتح باب مطبخي |
Bir keresinde, bir adamın böbreğinin dokunaçlarının çıktığını sırtında bir delik açıp mutfağımın zemininde bir oraya, bir buraya koşuşturduğunu görmüştüm. | Open Subtitles | إحدى المرات رأيت كِلية رجل نَمَت عليها مخالب تندفع من ظهره المهترئ من تلقاء نفسها وتدخل من خلال أرضية مطبخي |
mutfağımın haline bak. Halım çamur içinde. | Open Subtitles | اِنظر إلى حالة مطبخي والسجَّاد يملؤُه الطين |
Daha önce mutfağımın hiç böyle güzel koktuğunu hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لا أظن مطبخي فاحت منه رائحة النعيم من قبل |
Dün akşam o kadar çok sarhoştun ki mutfağımın her yerine pisliğini bulaştırdın. | Open Subtitles | جئت ثملاً ليلة أمس, وتبولتَ بكافة أنحاء مطبخي |
En son seni evde tek başına bıraktığımda mutfağımın yarısını rehinciye satmıştın. | Open Subtitles | آخر مرة تركتك هنا بِعت تجهيزات مطبخي |
Dün gece randevumla eve geldiğimde orta yaşlı bir adamı üzerinde dar ve pek de beyaz olmayan bir donla mutfağımın her tarafına su fışkırtırken görmem hususunda mı? | Open Subtitles | الحقيقة أنَّي عندما عدتُ إلى المنزل مع رفيقتي وجدتُ رجلاً في منتصف عمره يرّش الماء في كلِّ أرجاء مطبخي في ملابسه الضّيقة المتّسخة؟ |
Kanıt, mutfağımın zeminindeki iç çamaşırı. | Open Subtitles | \u200fالدليل هو وجود سروالها التحتي \u200fعلى أرض مطبخي الصغير. |
mutfağımın da mı içine etmek istiyorsun? | Open Subtitles | أتريد أن تدمر مطبخي كذلك ؟ |
mutfağımın kaptanına ihtiyacı var. | Open Subtitles | مطبخي يحتاج قائده |
Mesele mutfağımın kutsallığı. | Open Subtitles | انها حُرمة مطبخي |
mutfağımın küçük olduğunu nasıl bildin? | Open Subtitles | كيف عرفت أن مطبخي صغيراً؟ |