Öleceği için mutlu değilim. Beni sevdiği için mutluyum. | Open Subtitles | لآ , انا لست سعيدة لآنه يموت انا سعيدة لآنه يحبنى مجدداً |
mutlu değilim. Yakınından bile geçmiyorum. | Open Subtitles | أنا لست سعيدة ، ولا حتى قريبة من السعادة |
Evet, sakinleştim. mutlu değilim, ama üstesinden geleceğim. | Open Subtitles | نعم, لقد هدئت انا لست سعيداً, لكن قادر على التفاهم |
Yarın, aylak ağabeyim geliyor. Pek mutlu değilim. | Open Subtitles | غدا, أخي الفاشل سيأتي إلى هنا, لست سعيداً |
- Görebileceğin üzere şu anki işimden pek mutlu değilim. | Open Subtitles | كما ترى، لستُ سعيداً نوعاً ما في وضع مُهمّتي الحاليّة. |
Ee, ne olmuş? Ben de yıllardır resim yapıyorum ama mutlu değilim. | Open Subtitles | وماذا بعد ، لقد كنت رساما لسنوات ولنى لست سعيد |
Stuckey'nin onu söylemiş ya da bunu yapmış olmasından pek de mutlu değilim. Ama o benim avukatım. | Open Subtitles | انا اسف انا لست سعيدا بما فعله او قاله ستاكي |
Sen yani evliliğinde problem yaşıyorsun diye mutlu değilim tabi... | Open Subtitles | أعني ، أني لست سعيدة بأن لديك مشاكل زوجية |
Hayır. Kocamı bir banka hesabına dönüştürdüğüm için mutlu değilim. | Open Subtitles | أنا لست سعيدة بأني قللت من شأن زوجي وساويته بحفنة من الدولارات |
Bildiğim her şey yanlış çıktığı için mutlu değilim. | Open Subtitles | لست سعيدة لأن كل ما ظننت أنني عليه اتضح أنه غير صحيح. |
Böyle geniş kapsamlı bir arama izni yüzünden, ...burayı göstermekten dolayı mutlu değilim. | Open Subtitles | أنا لست سعيدة لتقديم مذكرة التفتيش هذه بمثل هذا النطاق الواسع |
Bu süslü otelde oturmuşum ama mutlu değilim. | Open Subtitles | هنا في هذا الفندق المبهرجِ أنا لست سعيدة |
Bunun olmasından mutlu değilim ama sanırım atlatabilirim. | Open Subtitles | أنظر، لست سعيدة أن هذا حصل لكن أظن أن يمكنني أن أتخطاه |
Hayır, müsait değilim ve kesinlikle mutlu değilim. | Open Subtitles | كلا, أنا لست متاحاً, وبالتأكيد لست سعيداً. |
Bak, annem ve koçtan mutlu değilim, tamam mı? | Open Subtitles | ، اكثر إسمع ، انا لست سعيداً بشأن المدرب وامي ايضاً ، حسناً؟ |
Sahada olmam gerek benim. İşlerin böyle gitmesinden ben de mutlu değilim. | Open Subtitles | أريد أن أعود للعمل الميداني أنا أيضاً لست سعيداً بما آلت إليه الأمور |
Bunu yapmaktan ben de mutlu değilim. | Open Subtitles | أجل, أجل. أتعلم, أنا لستُ سعيداً كثيراً أيضاً بخصوص هذا. |
İlişkimizi bıraktığımız şekilden mutlu değilim. | Open Subtitles | أنا لست سعيد بالطريقة التي أنهينا فيها الأمور |
Stuckey'nin onu söylemiş ya da bunu yapmış olmasından pek de mutlu değilim. Ama o benim avukatım. | Open Subtitles | انا اسف انا لست سعيدا بما فعله او قاله ستاكي |
En sonunda Owen'ın yanında kendim olabiliyorum ve bana ters davranmıyor ama ben hâlâ mutlu değilim. | Open Subtitles | اتعلم, لقد بدئت اكون علي طبيعتي مع اوين وهو يدعني أفعل ذالك و انا لازلت غير سعيدة |
Bundan mutlu değilim ama devam etmeliyim. | Open Subtitles | وأنا لست سعيدًا بها لكن عليّ المُضي قدمًا |
Ben de mutlu değilim, ama yanlış bir karar verirsem bundan milyonlar etkilenebilir. | Open Subtitles | لا يسعدني هذا... لكنني إذا اتخذت القرار الخاطئ... الملايين قد يتأثروا |
Bak olayların bu şekilde bitmesinden mutlu değilim. | Open Subtitles | انظر ، لستُ سعيدا بشأن ما آلت إليه الأمور |
Senin için gerçekten çok mutluyum George. Sadece bizim için mutlu değilim. | Open Subtitles | (أنا سعيدة لأجلك (جورج لكنى لستُ سعيدة لأجلنا |
mutlu değilim peki, bunun için ne yapacağız? | Open Subtitles | كلّا، لستُ سعيدًا لكن ماذا سنفعل حيال ذلك؟ |
Buraya taşındığımızdan beri mutlu değilim. | Open Subtitles | ، لم أكن سعيداً منذ ان انتقلت الى هنا |
Hikayenize 15.000 pound veriyorum, detaylar da önemli. Dışarı çıkmak üzereydim, ancak karşıma geçip bana fahişe diyen bir adamla karşılaştığım için hiç mutlu değilim. | Open Subtitles | أنا في طريقي للخروج ولست سعيدة بقدوم شخص إلى هنا ليصفني بالعاهرة |
Çok yorgunum. Hiç mutlu değilim. Bir an bile mutlu olmadım ben. | Open Subtitles | انا متعبه جدا انا لست سعيده قليلاً انا لم اكن سعيده ابداً |
30 yıl sonra bu konu hakkında hala sessiz kalmamızdan dolayı mutlu değilim. | Open Subtitles | ولكن لم أكن سعيد عن اخفائه لـ30 عام، كان أشبه بجدار برلين للصمت. |