| Şimdi, biliyorsun, bizimle yemek yiyebildiğin için öyle mutluyuz ki. | Open Subtitles | حسناً، الآن، تعلمين، نحن سعداء للغاية لأنه يمكنكِ الأكل معنا. |
| Seni gördüğümüz için mutluyuz anne. Burada olduğumuz için değil. | Open Subtitles | نحن سعداء لرؤيتك يا أمي ولكننا لسنا سعداء لكوننا هنا |
| Biz burada çok mutluyuz, Amy. Virgil'in hiçbir şeye ihtiyacı yok. | Open Subtitles | نحن سعداء جدا هنا يا إيمي فيرجيل لديه كل ما يحتاجه |
| Sadece kabul et, bu parçan gülümsediğin zaman kaçıyor ve biz, fark edenler onu kaçarken yakalamaktan mutluyuz. | TED | ارجو قبول ان هذه القطعة منك هربت باببتسامتك, وهؤلاء من لاحظوا سعيدون بالتعبير |
| Madem ki mutluyuz, şimdi ne yapıyoruz? | Open Subtitles | حسناً, مالذي سنفعله الآن بما أننا سعيدان ؟ |
| Evet, buna katkımız olduğu için mutluyuz, ...ama şimdi bu anlaşmayı bozmak zorundayız. | Open Subtitles | أجل و نحنُ سعداء بمساهمتكَ في ذلك لكن سنضطر للتراجع في الوقتِ الراهم |
| Ve ufukta, heyecan verici ve yüksek karlı girişimler olduğunu duyurmaktan dolayı mutluyuz. | Open Subtitles | لوقف العملية خط أنابيب المحلي. ونحن سعداء أن نعلن بعض مثيرة ومربحة للغاية |
| Kızınıza çok âşık. Kardeşim Martha ve ben çok mutluyuz. | Open Subtitles | . إنه مغرم بها للغاية . أختى مارثا وأنا سعداء جداً |
| De Winton'ın tarihi konağında, sizleri misafir ettiğimiz için çok mutluyuz. | Open Subtitles | نحن سعداء في أن تكون ضيف هنا .في قصر اجدادنا دي وينت |
| İyi akşamlar, bayanlar ve baylar. Bu gece burada olmaktan çok mutluyuz. | Open Subtitles | مساء الخير آنساتي سادتي نحن سعداء ان نكون هنا الليله |
| Komutan Lassard bizimle çalışacağınız için mutluyuz. | Open Subtitles | نحن سعداء جداً أَنْك مَعنا، قائد لاسارد. |
| Bu önyargıyla her gün karşılaşıyoruz, ama kendi gezegenimizde mutluyuz. | Open Subtitles | نحن نواجه ذلك الإجحاف كل يوم، ولكننا سعداء على كوكبنا الصغير |
| Burada, bizimle olduğun için ikimiz de çok mutluyuz. | Open Subtitles | كلانا سعداء حقاً بأنكَ ترغب في البقاء هُنا معنا. |
| Gerçek şu ki, asıl Simpsons ailesi seni çok özledi evde olduğun için çok mutluyuz. | Open Subtitles | ما نقصده أن عائلتك الحقيقة اشتاقت لك كثيراً ونحن سعداء جداً بعودتك |
| Sam Rothstein programına hoşgeldiniz. Sizleri aramızda görmekten mutluyuz. | Open Subtitles | مرحباً بكم في استعراض سام روذستين الجديد,نحن سعداء جداً بوجودكم معنا في هذة الأمسية |
| Fazla mutlu olmamaktan mutluyuz. Kader gömleğinde başta gelen düğmeler değil bizim iliklediklerimiz. | Open Subtitles | سعداء باننا لسنا مفرطى السعادة وعلى قلنسوة الحظ ,ليس مكاننا فى القمة |
| Tanrılar tekrar ziyaret etmeye bizi layık gördükleri için çok mutluyuz. | Open Subtitles | نحن سعيدون ان الالهة قد اكرمونا باعادة الزيارة |
| Sanırım söylemeye çalıştığımız şey biz ikimiz mutluyuz ve mükemmel işlevsel kişileriz. | Open Subtitles | أظن أن ما نحاول أن نقوله أننا سعيدان و طبيعيان |
| İngiltere topraklarına döndüğümüz için çok mutluyuz. | Open Subtitles | . نحن مسرورون لكي نعود إلى التربة الإنجليزية |
| İstediğiniz kadar eğlenin ama biz, verdiğimiz evlenmeme kararından mutluyuz. | Open Subtitles | ولكن بن وأنا سعيدين بالقرار اننا لن نتزوج |
| Yiyeceğimizi paylaşmaktan mutluyuz. | Open Subtitles | حسناً، يسعدنا كثيراً أن نتناول الطعام معكم يا رفاق |
| Edward'ı Norland'a davet etmiş olduğunuz için çok mutluyuz. | Open Subtitles | نحن مسرورين جداً أنك دعيتِ أدوارد إلى نورلاند |
| Ben teşekkür ederim. Bu evlilikten biz de çok mutluyuz. | Open Subtitles | شكراً، أنا سعيدٌ أيضاً بهذا الزواج. |
| Ayrıca yatırımcılarımın adına söylemem gerek sizi aramızda görmekten çok mutluyuz. | Open Subtitles | وبالنيابه عن مستثمرينا نحن متحمسون كي تكون معنا |
| Hadi ama. mutluyuz, sağlıklıyız ve birlikteyiz. | Open Subtitles | بحقّك، نحن سعيدات ومريئات ومعًا. |
| Bay Slater, All Saints'de bizlerle çalışmandan ne kadar mutluyuz, anlatamam. | Open Subtitles | لا تتصور مدى سعادتنا بوجودك هنا |
| Merhaba Mark. Dünyanın diğer bir ucunda sizlerle beraber olmamızdan dolayı çok mutluyuz. | TED | نحن سُعداء جداً لتمكنك من الظهور معنا من الجانب الآخر من العالم |
| Profesör Grubbly-Plank'i tekrar aramızda görmekten mutluyuz. | Open Subtitles | يسرنا الترحيب مجددا بالأستاذ جروبلي بلانك |
| Uzun bir aradan sonra kendisini tekrardan masamızda gördüğümüz için mutluyuz. | Open Subtitles | ممتنين له على عودته لنا على طاولتنا بعد فترة من الزمن |
| Sağlıklıyız; mutluyuz yine de biri sorduğunda, "İdare eder." diyoruz. | Open Subtitles | نتمتع بصحة جيدة وسعيدان وعندما يطرح علينا أحد سؤالاً نجيب بـ"لابأس"ً |