Bak, Kay mutluluğunu başkasının mutsuzluğu üzerine inşa etmen zor olacak. | Open Subtitles | تعلمي , كاي, انه من الصعب ان تبني سعادتك على تعاسة شخص ما |
Mutluluğumuzu başkalarının mutsuzluğu üzerine mi kurmuştuk? | Open Subtitles | هل بنينا سعادتنا على تعاسة الاخريين؟ |
Başkasının mutsuzluğu benim mutluluğum olsun istemezdim ama Raynell'e isteyip de asla sahip olamadığım bütün o bebekler yerine âşık oldum. | Open Subtitles | لا أريد أن أحصل على سعادتي من تعاسة شخص أخر لكن لقد أعتبرت " ريناد " الطفلة التي أردت الحصول عليها ولم ألدها |
Çünkü evlenirsen, ailen, onları hayal kırıklığına... uğratamadığın için duyduğun mutsuzluğu daima bilecek. | Open Subtitles | لأنه إذا كان لديك ، سوف الآباء يعرفون دائما من التعاسة أن تشعر أنك ل عدم التمكن من نخيب آمالهم. |
Mutsuzluk gibi... O halde, mutsuzluğu amaç haline getirmeyin. | Open Subtitles | مثل التعاسة أذا لا تجعل تجنب التعاسة هو الهدف |
Babam bir süreliğine oldukça kederliydi ama aynı zamanda kendi mutsuzluğu içinde epeyce de müthişti. | Open Subtitles | كان أبي مكتئبا لمدة لكن أيضا على نحو رائع في بؤسه |
Açıkçası olan şu, para size mutluluk satın alamaz ama para yokluğu kesinlikle mutsuzluk sağlayabilir, ve bu mutsuzluğu çok ama çok kesin bir şekilde ölçmek mümkün. | TED | بكل وضوح، الذي يحدث هو أن المال لا يجلب لك سعادة تجربة، لكن قلة المال بالتأكيد تجلب لك التعاسة، ويمكننا قياس تلك التعاسة بكل وضوح. |
Sadece mutsuzluğu bildikten sonra hala umudun olur. | Open Subtitles | ...لو كنت تعرف التعاسة أكان ما يزال لديك أمل؟ |
Bu onun mutsuzluğu. | Open Subtitles | خلصيه من بؤسه |