Pekala, biz bu bölgeye giriyoruz, ve bize nüfuzu, bağlantıları olan biri gerekli. | Open Subtitles | حسناً, نحن ننتقل نحو هذه المنطقة ونحتاج شخصاً مع نفوذ واتصالات |
O zaman Gölgeler Birliği'nin her ülkede nüfuzu olur. | Open Subtitles | هذا سيجعل نفوذ جماعة الظلال في جميع البلاد |
- nüfuzu olan birini tanısaydınız. | Open Subtitles | ربما ان كنت تعرف احدا لديه نفوذ |
Neyse, öyle ya da böyle çok parası ve politik nüfuzu var buralarda. | Open Subtitles | و على أى حال لديه الكثير من المال . و النفوذ السياسى |
Ya hemen elimizdeki nüfuzu kullanırız ya da bundan sonra yüksek duvarlar arkasına saklanırız. | Open Subtitles | , نحن نستخدم النفوذ التي لدينا الأن أو نختبئ خلف الجدران . الطويلة غدا |
Siz gibi ödünç para almak için bankaya gidemiyorum Bay Selfridge. Evlenmemiş bir kadının nüfuzu yoktur. | Open Subtitles | بخلافك سيد (سلفريدج) لا يمكنني الذهاب للإقتراض، المرأة الغير متزوجة لا تملك نفوذاً. |
nüfuzu olan ve bunu yararıma kullanabileceğim kimi tanıyorum? | Open Subtitles | من لديه نفوذ ويستطيع أستخدامه لمصلحتي؟ |
Sizin ülkenizde bile nüfuzu olan biriyim. | Open Subtitles | أنا رجل ذو نفوذ حتى في بلدك |
Beyaz Saray'da nüfuzu var. | Open Subtitles | ولديه نفوذ في البيت الأبيض |
Luciano'nun New York'taki nüfuzu azalışa geçerken Gambino, Frank Costello'yu öldürme vaktinin geldiğini düşünüyordu. | Open Subtitles | مع تراجع نفوذ (لوتشيانو) في نيويورك يعتقد (جامبينو) ان الوقت قد (حان للتخلص من (فرانك كوستيلو |
Para ve nüfuzu olmadan, Gaveston müttefik veya sığınak bulamaz. | Open Subtitles | بدون مال أو نفوذ لن يحظي (جافستون) بأي حلفاء أو ملجأ |
Frank Costello, siyasi nüfuzu olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | فرانك كوستيلو) لديه) نفوذ سياسي |
Roma'nın nüfuzu altında yaşamanın avantajının bir örneği daha. | Open Subtitles | هذا مثال اخر لمميزات الحياة تحت النفوذ الروماني |
Zenda'da nüfuzu büyük müdür? | Open Subtitles | هل لديه كل هذه النفوذ في مدينه الشمس ؟ |
Kamunun ilgisini ve siyasi nüfuzu kazanmak için Timbal halkını kullandı. | Open Subtitles | "لقد استغلّت شعب "تيمبال لتكسب النفوذ الشعبي و السياسي |
- Bunu yapabilecek nüfuzu var mıymış? | Open Subtitles | لديه ما يكفي من النفوذ لتحقيق هذا؟ أجل |
Senatörün başkentte nüfuzu büyük. | Open Subtitles | لدي السيناتور العديد من النفوذ. |
Tahminime göre Chevalier'in nüfuzu ilk düşündüğümden de fazla, fakat bu geldiğimiz yerden daha düşük bir ihtimal. | Open Subtitles | يملك (شيوفاليه) نفوذاً أكبر مما تخيلت ولكن هذه الغرفة أصغر من غرفنا السابقة |