Madde bir. "Ne mutlu o insana ki, kötülerin öğüdüyle yürümez." | Open Subtitles | المزمور الأول ، طوبى للرجل الذي لم يسلك في مشورة الكفرة |
Ne mutlu mütevazı olanlara, toprak onların olacak. | Open Subtitles | لك هذا طوبى للودعاء، يجب عليهم ان يملكوا الارض |
Ne mutlu barışı sağlayanlara, çünkü onlara Tanrı'nın oğulları denecek. | Open Subtitles | بلطف و هدوء اترك حقيبة ظهرك فى الباص طوبى لصانعى السلام لانهم يجب ان يدعوا ابناء الرب |
Ne mutlu ki, ödüle layık görülen neredeyse herkes onu kabul etti. | TED | لحسن الحظ بالنسبة لنا، الجميع تقريبا من الذي عرضت عليه الجائزة يقرر أن يقبل. |
Ne mutlu ki o zamana kadar buradan ayrılmış olacağım. | Open Subtitles | من حسن الحظ أنني لن أعيش بالقرب من هنا وقتها |
Ne mutlu bize. | Open Subtitles | يا لسعادتنا |
Ne mutlu sana. | Open Subtitles | -نعم هنيئًا لكَ |
Ne mutlu onlara Yani doğru şeyi yapmak senin için önemli değil, öyle mi? | Open Subtitles | خيرٌ لهم - إذن، ألا يَهمُكِ ما إن كان ما يفعلونه خيراً؟ |
Ne mutlu yüreği temiz olanlara çünkü onlar Tanrı'yı görecekler. | Open Subtitles | طوبى لأصحاب القلوب النقية، لِأنهم سيرون الرب. |
Ne mutlu doğruluk yolunda eziyet görenlere,.. | Open Subtitles | طوبى لأولئك الذين اضطهدوا فى سبيل البر |
Ne mutlu merhametli olanlara, onlar merhamet bulacaklar. | Open Subtitles | طوبى للرحماء، لانهم يجب ان يرحموا |
Ne mutlu adalet peşinde aç ve susuz kalanlara,.. | Open Subtitles | طوبى للذين يجوعون و يعطشون بعد العدالة |
Ne mutlu doğruluk uğruna eziyet görenlere... | Open Subtitles | طوبى لأولئك الذين اضطهدوا فى سبيل البر |
Ne mutlu nefsi yoksul olanlara çünkü göklerin egemenliği onlarındır. | Open Subtitles | طوبى للفقراء، لانهم سيدخلون ملكوتَ السماء . |
Ne mutlu yumuşak huylu olanlara çünkü onlar yeryüzünü miras alacaklar. | Open Subtitles | طوبى للمساكين، .لِأنهمسيرثونالأرض |
Ne mutlu ki, koltuğun herhangi bir şekilde öldürücü akım göndermesini sınırlamıştık. | Open Subtitles | لحسن الحظ , أننا منعنا الكرسي من عدم توصيل أي نوع من الصدمات القاتله |
Ne mutlu ki, arada bir senin gibi hastalar bana bu güzelliği tekrar yaşatıyor. | Open Subtitles | لحسن الحظ لدي مرضى مثلك بين فينة و الأخرى و الذي يدعونني أعيد اختبار المتعة |
Ne mutlu bana ki, yapmam gereken bir test var. | Open Subtitles | لحسن الحظ لديَّ تنظيف عنق الرحم لأذهب إليه |
Ne mutlu bize ki, yanıtı biliyoruz. | Open Subtitles | و من حسن حظنا أننا نعرف جواب تلك المسألة |
Ne mutlu ki dinozorlar ile aramızda bir farklılık var. | Open Subtitles | من حسن الحظ، هناك فرق بيننا وبين الديناصورات |
Eminim yapardı. Ne mutlu bana ki, doğru avanağa denk gelmiş. | Open Subtitles | نعم, أعتقد ذلك من حسن حظّي, فقد قابلت "المغفّل" المناسب |
Ne mutlu bize. | Open Subtitles | يا لسعادتنا |
Ne mutlu ona. | Open Subtitles | هنيئًا لها. |
Ne mutlu. | Open Subtitles | خيرٌ لك .. |