" Erkek kardeşim, katlanmalıyım " şeklinde seviyordum ama aslında hareketlerinden nefret ediyordum. | Open Subtitles | لقد أحببتك بطريقةأنكأخي لذاأنامضطرة لكن في الأساس, لقد كرهتك |
Kendimi küçük görmeme sebep olduğu için ondan nefret ediyordum. | Open Subtitles | لقد كرهته لأنه جعلنى احتقر نفسى |
Tahmin edeceğiniz üzere, bu yüksek yoğunluktaki çekme anından nefret ediyordum. | TED | وكما يمكنكم أن تتخيلوا كنت أكره لحظة نزع الضمادة بصورة كبيرة |
Harika bir yemek ve gerisini unuttum Ondan nefret ediyordum ben | Open Subtitles | كنا نتعشى، وفجأة لم أستطع تذكر لماذا أكرهه |
Beni o toplantılarda istemedikleri güne kadar nefret ediyordum elbette. | Open Subtitles | لقد كنت أكرهها إلى أن عرفت بأنهم لا يرغبون بحضوري فيها |
Bu kurumun bizden içimizi açmamızı istemesinden nefret ediyordum. | Open Subtitles | لقد كرهت إصرارهم على أن أكون منفتحًا وأعبر عما بداخلي |
Onlardan nefret ediyordum. Hepsinden nefret ediyordum. | Open Subtitles | كرهتهم كرهتم كلهم |
İşletme okullarından nefret ediyordum. Bu yüzden bıraktım. | Open Subtitles | لقد كرهتُ المدرسة التجارية، لذا تركتُها. |
Herkes senden nefret ederken suçsuz bulundun. Ben de senden nefret ediyordum. | Open Subtitles | لقد وجدناك برئياً عندما كرهك الجميع , لقد كرهتك |
Ama sanırım ne olduğunu bildiğimden nefret ediyordum! | Open Subtitles | لكنني أعتقد أنني كرهتك لأنني عرفتك على حقيقتك |
Ve evet başlarda senden nefret ediyordum. | Open Subtitles | و, نعم, كرهتك, لأنها قالت لي أن أفعل. |
Ondan nefret ediyordum ama onu öldürmeyi asla düşünmedim. | Open Subtitles | . لقد كرهته ، لكن لم أحاول مطلقاً قتله |
Beni aldattığı için iki yıldır ondan nefret ediyordum. | Open Subtitles | لقد كرهته لمدة سنتين لأنه قد خانني |
O yürüyüşten, o balkondan nefret ediyordum, o odadan nefret ediyordum, o evden nefret ediyordum. | TED | كنت أكره ذلك الممشى، تلك الشرفة، كنت أكره تلك الغرفة، وذلك البيت. |
Gerçekten ve gerçekten de Helvetica yazı tipinden nefret ediyordum. | TED | كنت أكره إلى درجة كبيرة الخط الطباعي هيلفيتيكا |
Ondan o kadar nefret ediyordum ki, ben yapsaydım ıskalamazdım. | Open Subtitles | إذا كُنت أكرهه لتلك الدرجة ، فلماذا قد أزعج نفسي بالسعى خلفه وعدم إصابة الهدف |
Elektronik yakıt enjeksiyonundan önce de karbüratörlerden nefret ediyordum şimdi de karbüratörlerden nefret ediyorum. | Open Subtitles | كرهت المازجات قبل وجود حقت الوقود الإلكترونيه و أنا أكرهها الآن أيضاً يا عم سكوت؟ |
Evet, moda dünyasının iş kısmından nefret ediyordum ve psikoloji diplomam vardı, neden olmasın diye düşündüm? | Open Subtitles | أجل، لقد كرهت العمل في الموضة العالمية ،وكانت لدي درجاتي في علم النفس ثم فكرت، لم لا؟ |
Onlardan nefret ediyordum. | Open Subtitles | لقد كرهتهم للغاية. |
- Hayır, ben sadece işinden nefret ediyordum. | Open Subtitles | كلا، لقد كرهتُ فقط ما كان يفعله، ليكسب قوته سيدتي... |
O işten nefret ediyordum. | Open Subtitles | كَرهتُ ذلك العمل. |
Altı yaşımdayken Noel için bir bebek almıştı ve ondan nefret ediyordum. | Open Subtitles | عندما كنت في السادسه، إشترى لي تلك الدمية لعيد الميلاد وقد كرهتها |
İnsanların bana her göz dikişini, her kıkırdayışını, her beni işaret edişini, parmağı değil, ''beni'' işaret edişini hissediyordum. Bu yaptıklarından nefret ediyordum. | TED | كنت أشعر بكل نظرة، بكل همسة، كل إصبع يشير إلىّ، ليست الأيدي، بل حتى مجرد إشارة الإصبع، وكرهت ذلك. |
Çünkü kendim olmaktan nefret ediyordum. | Open Subtitles | لأني كرهت ما كان ملكي |
Küçük bir peynir dükkânım vardı ama işten nefret ediyordum. | TED | كنت أملك متجر جُبن صغير ولكني كرهت هذا العمل حقًا. |
Tamam, biraz nefret ediyordum. | Open Subtitles | حسناً لقد كرهتكَ قليلاً |
Bunun için ondan nefret ediyordum ve hala da ediyorum. | Open Subtitles | كرهتُها على ذلك، و ما زلت. |