- Onları nehirde atlattık sanıyordum. - Atlattık ama adam haklı. | Open Subtitles | ـ أعتقد أننا تركناهم عند النهر ـ نعم ، لكنه مُحق |
nehirde üzerine bir kütük düştü ve onu kolundan sıkıştırdı. | Open Subtitles | سقطت عليه مرّة قطعة شجر و ثبتت ذراعه في النهر |
Dayaklar, onu bir kafese koyup satmak için nehirde yola düşmüşler. | Open Subtitles | السكان الأصليين لجزيرة بورنيو حبسوها فى قفص، وأنطلقوا لبيعها أسفل النهر |
Ve bir yılanın ruhuna sahip her akıntı bütün yılanların ruhları, büyük nehirde buluşacak ve her biri bir tane olmak, en büyüğü olmak bütün ruhların en büyüğü olmak için . kendi etrafında kıvrılacak. | Open Subtitles | .. و كل تيار له ثعبان روحها وجميع الثعابين روح لقاء في نهر كبير وتطور في مختلف أنحاء بعضها البعض |
Yine de ona nehirde yıkanırken saldırmanı tavsiye ederim... en savunmasız halindeyken... sudan çıkarken, sonra... | Open Subtitles | أنصحك بأن تهاجمه عندما يكون بالنهر.. عندما يكون أعزل.. عندما يخرج من الماء،عندئذ.. |
Bir nehirde, alabalığın oltanın ucunda sallanması ve oltayı elinde bir kalp gibi titretmesini hissetmekten daha güzel bir şey yoktur. | Open Subtitles | كان لا يشبه أى شىء شعرت به من قبل السلامون يتراقص فى النهر و يجعل البحيره تتراقص مثل القلب فى يديك |
Minibüsümüzü nehirde kaybettik ve yolumuzun üstündeki ilk ev senindi. | Open Subtitles | لقد فقدنا سيارتنا عند النهر ومكانك أول مكان مررنا به |
Bazıları bu nehirde çalışmak için taşındı bazıları ise kafa dinlemek için taşındı. | Open Subtitles | بعض الناس ينتقل الى النهر حتى يعمل والبعض ينتقل إليه ليبتعد عن الناس |
Onu ilk kez bu nehirde gördüm, burasının hemen yukarısında. | Open Subtitles | أول مرة رأيتها على النهر هذا على القرب من هنا |
nehirde kıyıya çıkmasına yardım edebilecek bir takım kıvrımlar var gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنه هناك إنحناءات في النهر هنا ,حيث قد تكون أوصلتها للبر |
nehirde taş sektirmek ya da okyanus topraklarında ateşböceği yakalamak gibi. | Open Subtitles | مثل قشط الصخور عبر النهر أو صيد اليراعات في حقول التوت |
nehirde boğulan tüm o insanları kurtardı. Bu parka adını o yüzden verdiler. | Open Subtitles | أنقذ كل شعبه من الغرق في النهر ومن أجل هذا سمِّي المتزه بإسمه |
O nehirde ancak çok sık bir yağmurdan sonra yüzülebilir ve çok güçlü bir şaman tarafından korunmakta. | TED | أترى، يمكنك السباحة في النهر بعد هطول الأمطار الغزيرة جداً، وهو محميٌ من قبل قوة الشامان، |
Sonra bir görevli, ısınmam için bana kendi montunu getirdi. Askerlerle mücadele ederken montumu orada, o donmuş nehirde, kaybetmiştim. | TED | هذه المرة، أعطاني أحد الضباط معطفه ليبقيني دافئة، لأني فقدت معطفي في النهر المتجمد في عراكي مع أحد الجنديين. |
- nehirde duyduğumuz çığlık. - Evet, o olmalı. | Open Subtitles | ذلك الصياح سمعناه من النهر نعم ممكن ان يكون هو |
Sandy, nehirde buluşuruz. Sanırım bir işimiz var. | Open Subtitles | حسنا ساندي ساقابلك عند النهر يبدو اننا وجدنا عملا جديدا |
Mark? Thomas. Paine'ni kafası yarılmış halde nehirde bulduk. | Open Subtitles | مارك, انا توماس, لقد وجدنا بيين فى النهر و جمجمته مشروخة |
Sizi buharlı gemiyle nehirde giebileceği yere kadar götürebilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أصطحبك إلى منحدر النهر في باخرتي |
Hayatımda ilk kez nehirde bir gemi görüyorum. | Open Subtitles | وهذه هي المرة الأولى لقد رأيت سفينة في نهر. |
nehirde yüzen cesedi bulan kişi o. | Open Subtitles | . الشخص الذي غاص بجسمه بالنهر . عيونه قد وجدتك |
Emma ile nehirde buluşmak, ve onu takip eden ilk öpücük. | Open Subtitles | قابلت إيما في النّهر تلك القبلة الأولى التي كانت متواصلة |
Ayılarla dolu bir nehirde hayatı için savaşan gey bir alabalık gibiyim. | Open Subtitles | كأنّي سمكة سلمون شاذّة أكافح لأحافظ على حياتي في نهرٍ من الدببة. |
Helikoptere koordinatlarımızı ver, nehirde buluşacağımızı söyle. | Open Subtitles | اعطِ المروحية إحداثياتنا اخبرهم أن يتوجهوا للنهر |
Bu nehirde sinyal alabilecek tek şeyin o olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّه الشيء الوحيد الذي يتلقّى إشارةً في هذا النهرِ. |
Şans için yanımızda götürüp bir nehirde suya salacağız. | Open Subtitles | سنأخذها معنا لتجلب لنا الحظ و نتكها لتسبح فى احد الانهار |