Dnipro nehrinde sakin bir gün batımına rağmen Zaporojya Kazaklarının ruh hali gergin. | TED | رغم الغروب الهادئ على نهر الدنيبرو، إلا أن أجواء القوزاق الزبوريشين كانت متوترة. |
Asıl amaç Godavari nehrinde yıkanarak tüm günahlardan arınmak. | TED | الغاية الأساسية هي غسل خطاياهم من خلال الاغتسال في نهر جودافاري. |
Ocak ayında New York'daki Hudson nehrinde bir mucize yaşandı, ve bir anda Sully ismi kreşler icin çok önemli bir isim oldu. | TED | حيث شهدنا تلك المعجزة في نهر هدسون في مدينة نيويورك شهر يناير وفجأة أصبح الطيار سولي علماً في مراكز الأطفال |
Seine nehrinde öğle yemeği için balık tutmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | تعيشين بجانب نهر السين و أنتِ تحاولين اصطياد سمكة للغداء |
Onun ve oğlu Frankie'nin cesetleri dün East nehrinde su üstüne çıktı. | Open Subtitles | جثته ظهرت في النهر الشرقي أمس ، و جثة ابنه فرانكي |
Yarın akşam kuyrukluyıldız üzerimizden geçtiğinde minik John cehennem kanının nehrinde vaftiz olacak. | Open Subtitles | عندما يسطع المذنب فوقنا ليلة الغد سنعمد جون الصغير بنهر الدم |
Ama Hudson nehrinde, bir çuvalın içinde uyandım! | Open Subtitles | ولكنني استيقظت في نهر هودسون موضوع داخل كيس |
Rakibimin oğlu, sonsuza dek ölüm nehrinde kalacak. - Satıyorum! | Open Subtitles | إبن منافسي الكريه حصر إلى الأبد في نهر الموت |
Mark Twain zamanında, Mississippi nehrinde nehrin sadece birkaç kilometrelik kısmını bilen nehir kaptanları varmış. | Open Subtitles | فى نهر المسيسبى فى عصر مارك تواين كان هناك بحارة معلوماتهم كانت قليلة عن النهر |
Güney Colorado nehrinde... bulunur, | Open Subtitles | انها سيليكات الالمنيوم المائية مع البازلت وجدت قبلا في حوض نهر كولورادو الجنوبي |
Kurak sezonda LA nehrinde taze balık Avlar gibi görünüyorsun! | Open Subtitles | اني أري أسماك أطزج في نهر لوس أنجلوس فى الموسم السيء |
Gerekli mola... geceleyin de Sen nehrinde tekneyle gezi. | Open Subtitles | و في المساء رحلة على متن قارب في نهر السين. |
Bak, annem Cuma günü Ohio nehrinde dini bir şarap tatma gemisine gidecek. | Open Subtitles | انظر , امي ذاهبة لقارب تذوق الخمر في نهر" اوهايو في يوم الجمعة |
İkinci olarak, ve ayrıyeten... iğrenç Hudson nehrinde gönüllü olarak yüzdüğüne inanamıyorum. | Open Subtitles | وثانيا، وعلاوة على ذلك، أنا لا أستطيع أن أصدق كنت ستطبعها طوعا للسباحة في فوكين نهر هدسون. |
Bana, birkaç işçinin Potomac nehrinde bir adamın cesedini bulduklarını söylediler. | Open Subtitles | أخبروني أن بعض عمال المدينة عثروا على جثة رجل ليس منذ وقت بعيد عائمة في نهر بوتوماك. |
Ve havalar soğumuşsa, Auglaize nehrinde buz pateni yapmaya gideriz ve sıcak çikolata içeriz ama Lima Bean'den başka bir yerde çünkü orada çalışırken içeride fare görmüştüm. | Open Subtitles | وربّما إذا كان الجو بارد كفاية، يمكننا الذهاب للتزحلق في نهر أوغليز، ونشرب مشروب شوكولاتة ساخنة |
Oh, Fry ve ben kan nehrinde kano kullanacağız. | Open Subtitles | أوه، آه، جمهورية يوغوسلافيا الاتحادية، الذهاب إلى قوارب الكاياك نهر الدم. |
- Evet, Ossining Hudson nehrinde çifte devriye geziyor. | Open Subtitles | نعم ، مدينة اوسينينغ قامت بمضاعفة الدوريات على نهر الهادسون |
Saygısızlık etmek istemem ama o yolculuklar Thames nehrinde pazar gezmesine benzer. | Open Subtitles | مع كل الاحترام الواجب، يا سيدي، مثل هذا هو الأحد نزهة على نهر التيمز. |
1899 da, Joseph Conrad " Karanlığın Yüreği" ni çıkardı, Congo nehrinde süren sert bir korku öyküsü. | TED | في 1899، أصدر جوزيف كورنارد "قلب الظلام،" قصة رعب قاتمة على طول نهر الكونغو. |
Sekizinci doğum günümden iki gün sonra cesedini doğu nehrinde buldular. | Open Subtitles | وجدوا جثته في النهر الشرقي وكان هذا بعد عامين من عيد ميلادي الثامن |
Şimdi elimize ulaşan görüntülere göre Hudson nehrinde Tripp Van Der Bilts'in yaptığı kahramanlığın pek de kahramanlık bir tarafı yokmuş. | Open Subtitles | . توصلنا للتو بشريط والذي يظهر حدث الإنقاد بنهر "هادسن" ويبيّن أن التصرّف البطولي |