Bugün taşınma günü ve kadınların, komutanları, kölelerin ve hayvanların yaz için Volga nehrine doğru hareket etmesi gerekiyor. | TED | اليوم هو يوم الانتقال، وسيتوجب عليها توجيه حشودها من السيدات والقادة والعبيد والحيوانات باتجاه نهر فولغا من أجل الصيف. |
Sana yakutlar ve Kalküta'da Ganj nehrine bakan bir villa satın almalı. | Open Subtitles | عليه أن يشتري لكي الجواهر و قصر في كلكتا على نهر الجانج |
O zamanların meşhur kütüphanesi Beyt-ül Hikmetin kitapları Fırat nehrine atılmıştı ve Fırat nehri mürekkep renginde akmıştı. | TED | كل الكتب الموجودة في مكتبة دار الحكمة أشهر مكتبة في عصرها ، حيث رميت في نهر دجلة حتى تغير لون النهر الى لون الحبر |
Kitaplar ve çözelti Fırat nehrine atılıyor. | TED | لذا فقد تم رمي الكتب .. وذلك الحل الكيميائي الى نهر دجلة |
Kaçışımız Seine nehrine gidecek şekilde ayarlandı. | Open Subtitles | هروبنا قد تم ترتيبه عبر الطريق الى نهر السين |
Midemiz bomboş, Royal nehrine doğru yola koyulduk. | Open Subtitles | بأصوات معداتنا الخاوية. أكملنا طريقنا إلى نهر رويال |
Onu alıp Chicago nehrine atacağım, böylece bir daha kimseye zarar veremeyecek. | Open Subtitles | أريد أن أأخذه وألقيه في نهر شيكاغو حتى لا يؤذي أي شخص مرة أخرى |
Yol üzerindeyken silahımı Royal nehrine fırlattım. | Open Subtitles | و فى الطريق توقفت و ألقيت مسدسى فى نهر رويال |
Üç tane Mini doğuya, LA nehrine doğru ilerliyor. | Open Subtitles | لدينا ثلاثة سيارات في مجرى المطر تتَوَجّه شرقاً نحو نهر لوس أنجليس. |
İlk görüşte aşık oldu ve aşk nehrine yuvarlandı. | Open Subtitles | لقد كان حبا من أول نظرة وسقطت في نهر الحب |
Toksinlerin Nijer nehrine bulaştığına dair bilgiler var. | Open Subtitles | ولكن لدي أسباب جيدة للإعتقاد بأن السموم وصلت إلى نهر النيجر |
ve Arapsaçı nehrine giden yolu göstermeye karar vermişler, oradan da Daire Denizine giden bir sandala binebilirsiniz. | Open Subtitles | وإتجاهات إلى نهر الزمجرة بحيث يمكن اللحاق بالعبّارة عائداً لبحر الدائرة |
Oluklardan akan sular Han halkının Çin medeniyetinin anası adını verdiği platonun ana nehrine bereketli sarı toprağı taşımaya başlamış. | Open Subtitles | الجداول التي تصرّف المجاري حمل التربة الصفراء الخصبة إلى نهر الهضبة الرئيسي، معروف ان شعب الهان أمّ الحضارة الصينية. |
Ortağı, cesedini Miami nehrine atarken tutuklandı. | Open Subtitles | تم للتو القبض على شريكه .وهو يحاول التخلص من جثته في نهر ميامي |
Volga köprüsünden büyük Merya nehrine düştük. | Open Subtitles | سقطنا من فوق الجسر إلى الفولغا نهر الـ ميرجانز العظيم |
Sidik nehrine çıkan idrar yoluna iyice girip hayatında ne tür hatalarının olduğunu görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | انا لا أطيق الانتظار بأن أدخل داخل أعماق المجاري البولية في نهر البول و أرى أي نوع منالأخطاءعملتموهافيحياتكمأنتم. |
Doktor beni 1814'e Thames nehrine buzda kaymaya götürdü, ...muhteşem buz festivallerinin sonuncusuydu. | Open Subtitles | لقد أخذني الدكتور لأتزلج في نهر التايمز في 1814 |
eğlence burada, Eiffel kulesinde yürüyüşe çıkmış sanki bir deli kadın atlamış Seine nehrine, ve demiş ki | Open Subtitles | هناك الفرح، وبرج ايفل يذهب للنزهة مثل امرأة مجنونة كانت يقفز فوق نهر السين، ثم تقول: |
Demek buradan Tiber nehrine kadar yürüdü ve bir süre orada durup Castel Sant'Angelo'yu resmetti. | Open Subtitles | إذاً من هنا هو سار إلى نهر التايبر وعندها توقف لوهلة ليرسم قلعة القديس أنجيلو |
Güneyde Sina yarımadasından Süveyş Kanalına, doğuda Batı Şeria'dan Ürdün nehrine, kuzeyde Suriye'ye kadar olan bölgeyi temizledi. | Open Subtitles | تقدمو جنوباً عبوراً بسيناء إلى قناة السويس الى الشرق عبوراً بالضفة الغربية الى نهر الاردن وشمالاً الى سوريا |
Köprüye doğru gidelim ve güneye Khalkin nehrine giderek sınırı geçelim. | Open Subtitles | سوف نعبر الجسر ومن ثم نذهب الى الجنوب مرورا بنهر كهالكين وعندها سوف نعبر الحدود |