Olayların filmini kaydedebiliriz, fakat filmi yavaş oynatsak dahi neler olup bittiğini anlamak biraz zor. | TED | يمكننا أن نرى شريطاً مصوراً عما يحدث، لكن حتى وإن أبطأنا الشريط فإنه من الصعب مشاهدة ما الذي يجري. |
Ben burada değilken neler olup bittiğini bilmediğimi sanma. | Open Subtitles | لا تعتقد أني لا أعرف ما الذي يجري و أنا لست هنا. |
Sorun değil. Burada neler olup bittiğini gerçekten öğrenmek isterim. | Open Subtitles | لا بأس بهذا، أريد حقاً بأن أتعلم بما يجري هنا |
Bir şeyleri hissetmeye başladığında beyninde neler olup bittiğini görmek istiyoruz. | Open Subtitles | نريد أن نري ما يحدث في عقلك عندما تشعر بتلك الأشياء |
Bir Mısırlıyla çıkıyor, böylece... orada neler olup bittiğini çok iyi biliyor. | Open Subtitles | وتواعد رجل مصري تحبه ذو معرفة كبيرة بما يحدث هناك |
İnsanların sokaklarında neler olup bittiğini bilmeye hakkı var. Hakkı var. | Open Subtitles | من حقّ النّاس أن يعرفوا ما الذي يجري في شارِعِهِم |
Ama ikimizde burada neler olup bittiğini biliyoruz. Artık bunun etrafında dolanmak istemiyorum. | Open Subtitles | لكن كلانا يعلم ما الذي يجري هنا، و لا أريد الإلتفات حول الأمر ثانيةً |
Ama kimse neler olup bittiğini söylemiyor. | Open Subtitles | لكن لا أحـد يقول لنـا ما الذي يجري بالفــعل |
Bana derhal neler olup bittiğini anlatsan iyi olacak. | Open Subtitles | من الأفضل لك أن تخبرني بما يجري هنا بحق الجحيم، حالاً |
Keşke gerçekte neler olup bittiğini bilseydik | Open Subtitles | أكيد أنني تمنيت ان يكون لدينا معرفة بما يجري |
Dünyada neler olup bittiğini size söylememe gerek yok. | Open Subtitles | أعني، لستُ مضطرّاً إلى إخباركَ بما يجري في العالم |
Şimdi tabii ki, kafanız rahatsız edici şekilde sıkışmış ve gergin olacak, böylece neler olup bittiğini anlamakta güçlük çekebilirsiniz. | TED | و بطبيعة الأمر، سيتقلص و يتمدد رأسكم أيضا، و لربما لن تستطيعوا فهم ما يحدث. |
Zor seçimlerde neler olup bittiğini tarif etmek için daha iyi, daha kötü veya eşit olmanın ötesinde yeni, dördüncü bir bağıntı ileri sürmemiz gerek. | TED | علينا أن ننتج علاقة رابعة جديدة أبعد من كونها أفضل أو أسوأ أو مساوية، تصف ما يحدث في الخيارات الصعبة. |
Hemen neler olup bittiğini anlatıyorsun. | Open Subtitles | حسناً ، عليك أن تخبرني بما يحدث الآن حالاً |
Bu insanlara gerçekte neler olup bittiğini anlatmak zorundayız. | Open Subtitles | علينا إخبار هؤلاء الأشخاص بما يحدث هُنا حقاً |
Ancak resmin tamamına baktığınızda neler olup bittiğini anlayabilirsiniz. | TED | و لكن فقط ، عندما يتم رؤية الصورة كاملة في النهاية ، يمكنك فهم ماذا يحدث. |
Büyük ihtimalle aşağıda neler olup bittiğini duymaya çalışıyormuş. | Open Subtitles | هي كَانتْ تُحاولُ من المحتمل للسَمْع ما كان يجري في الطابق السفلي. |
Ve bu yüzden neler olup bittiğini anlamak epey zamanlarını aldı. | Open Subtitles | وبالتالي 'الأمر استغرق منهم الكثير الوقت الكافي لفهم ما كان يحدث. |
Ne durumda olduklarını merak ediyorum. Hayatlarında neler olup bittiğini öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أعلم كيف حالهم أريد أن أعرف ما يجري في حياتهم |
Aklında neler olup bittiğini biliyorum. Her düşünceni! | Open Subtitles | أعرف ماذا يدور بذهنك أعرف كل فكرة تنتابكِ |
Burada neler olup bittiğini bilmeyenler, Buraya gelip sorunlarımızı çözmek. | Open Subtitles | يجهلون كل شيء عما يجري هنا أن يأتوا ويحلوا مشاكلنا |
Madem madem adamın benim neler olup bittiğini anlat bana. | Open Subtitles | ، وأعني يا صاح ، لو كنتُ الشخص المنشود حينذاك، عليكَ إخباري .. ما الذي يجري بحق الجحيم |
Dışarıda neler olup bittiğini öğrenmek istiyorum. Acele edin | Open Subtitles | أريد أن أرى ما يجرى هناك بالخارج هيا بنا |
Yani dışarıda neler olup bittiğini biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | إذًا أنت تعرف مالذي يحدث في الخارج, اليس كذلك ؟ |
Doktoru MR bile çektirmemiş ve beyninde gerçekten neler olup bittiğini görmek istiyorum. | Open Subtitles | طبيبه حتى لم يقوم بعمل الرنين المغناطيسي. أُريدُ حقاً أَنْ أَفْهمَ ماذا يجري في دماغِه. |
Sende neler olup bittiğini bilmem için seni gözlerimle görmem gerektiğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | أتعتقدين أننى بحاجة لأراك بعينى لأعرف ما الذى يحدث معك ؟ |