O gece o sürüyordu çocuklar. Çok net olarak hatırladım. | Open Subtitles | لقد كانت تقود في تلك الليلة , انا اتذكر بوضوح |
Sabahın bu saatinde onları net olarak duymak zor. | Open Subtitles | لكن من الصعب إلتقاط الإشارة بوضوح فى هذا الوقت من الصباح |
Bölge'yi aradığı net olarak duyuluyor. Neden 64. | Open Subtitles | سمعنا المخبر اليكريتو بوضوح و هو يتصل في المنطقة 74. |
Ama dürüst olmak gerekirse, o geceye dair bir şeyi net olarak hatırlayabileceğini sanmıyorum | Open Subtitles | بصدق , لا اعتقد انك تتذكرين اي شيء بشكل واضح في هذه الليلة |
Ve bu hisler yüzünden olayları net olarak göremiyordum. | Open Subtitles | و بِسبب هذهِ المشاعر لم أكن قادراً على رؤية الأشياء بشكل واضح |
net olarak görebiliyorum, yeterince acı çektiğimizi görüyorum. | Open Subtitles | . أرى بوضوح , أرى أننا كلنا قد عانينا بما يكفى |
Her biri yüzlerce metre uzunluğunda devasa ekin tarlaları yerdeki kocaman alanlar uzaydan net olarak nokta şeklinde gözüküyor. | Open Subtitles | ،حقول عريضة من الغلال كل واحد منها بعرض مئات المترات ...تصنع نقاطاً تغطي مساحات كبيرة تُرى بوضوح من الفضاء |
1851: İlk Fort Laramie Antlaşması yapılmıştır; burada Lakota ülkesinin sınırları net olarak gösterilmiştir. | TED | عام 1851: المعهادة الأولى لـ "حصن لارامي" أُبرمت، لترسم بوضوح حدود ما يعرف بـ "أمة اللاكوتا". |
Ve onu net olarak algılayıp sonuna kadar giderim. | Open Subtitles | و اراه بوضوح و من خلاله الى النهاية |
net olarak duydum. Sessizce "Yahudi" diye mırıldandı. | Open Subtitles | سمعته بوضوح كان يتمتم تحت أنفاسه يهودي |
"Sevgili Ilona, ..."Hüzünlü Pazar"ın söylediği şeyi artık net olarak duyabiliyorum." | Open Subtitles | عزيزتي (إيلونا)، لقد سمعت بوضوح :ما كانت أغنية "الأحد القاتم" تقوله |
Albayın kollarının savrulduğu net olarak gördüm, "Aman Tanrım" diye bağırdı. | Open Subtitles | -رأيت العقيد وهو يلقي ذراعية بوضوح ويصرخ " يا إلهي" |
Ama bunu net olarak görmek istiyorsam, çok daha güçlü ışık gerekiyor ve bunu da x-ışınları spektrumu sunuyor. | Open Subtitles | العظام أسفلها، لكن لرؤية تلك التفاصيل بوضوح حقاً، نحتاج شيئاً أكثر قوة، أقوى بمراحل كبيرة، وذلك ما يُوفره ضوء الأشعة السينية المبنثق عن الطيف. |
Özgürlük sizi net olarak duyuyor Bağımsızlık. Tamam. | Open Subtitles | فريدوم نسمعك بوضوح يا ليبرتي, إنتهى |
Bu %99'luk bölüm cidden bezdi ve sonuç olarak net olarak görüyorsunuz ki bu tuvalet... | Open Subtitles | ولقد قامت حركة ال 99 % بالاكل و نتيجة لهذا تستطيع بوضوح رؤية ذلك الحمام |
Luchs öldüğünden beri, net olarak böyle hissediyorum. | Open Subtitles | منذ أن مات لوكس بتّ أشعر بذلك بوضوح |
Beni ilk kez mi net olarak görüyorsun? | Open Subtitles | هل هذه المرة الأولى التي تريني بوضوح ؟ |
Arkadaşının ölüyor olduğunu net olarak görmene rağmen ondan vazgeçmeyi reddettiğini biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك ترفض ترك صديقك، على الرغم من انه يموت بشكل واضح. |
Duckwitz, Best'in, Danimarkalı Yahudilerin tarafsız İsveç'e kaçırılması yönündeki bariz imasını net olarak anlamıştı. | Open Subtitles | تلميح قوى حول تمرير اليهود الدانماركيين إلى السويد المُحايدة والذى فهمه دوكفيتز" بشكل واضح" |
Hikâyenizi net olarak aldığımıza emin olmak istedim. | Open Subtitles | اريد التحقق من اني فهمت قصتكِ بشكل واضح |
Buradan onu net olarak görebiliyorum! | Open Subtitles | يمكنني رؤيته بشكل واضح من هنا |