Kahvaltıdan önce içki içmeye diyeceğim yok da bana teklif edilmemesi nezaketsizlik. | Open Subtitles | لا أمانع أن يشرب الرجل ... قبل الفطور ولكنها وقاحة ألا تقدم لي الشراب |
Hayır nezaketsizlik olmaz. | Open Subtitles | لا، لا، ليس هناك وقاحة. |
Üzgünüm. nezaketsizlik ettim. | Open Subtitles | أنا آسف - أنا آسفة فقد بدا قول ذلك وقحاً - |
Sanırım genç İzlandalı ziyaretçimizi Florida sıcaklığında bir karşılama sunamazsam işte bu inanılmaz derecede nezaketsizlik olurdu. | Open Subtitles | أعتقد أنه سيكون وقحاً للغاية إن لم أقم بتقديم تحية "فلوريدا" الدافئة إلى زوارنا الأيسلنديين الشباب. |
Teşekkür için gelmezdim buraya. Bu nezaketsizlik olurdu. | Open Subtitles | لم آتِ هنا لتلقّي الشكر، فستكون هذه فظاظة |
Bu nezaketsizlik ve güney eyaletinde oluyor. | Open Subtitles | وهذه فظاظة |