Bak, biraz sakin olur musun? Ve de, ve de, bu tartışmayı oğlumun önünde yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | وأنا لا أريد أن أحظى بهذه المحادثة أمام ابني |
Bu tartışmayı oğlumun önünde yapmayacağız. | Open Subtitles | لن نقوم بهذه المحادثة أمام ابني |
Ne yapıyorsun? Geceyarısı ve oğlumun önünde ağlamamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | -إنه منتصف الليل ، وأحاول ألا أبكي أمام ابني |
Bana ihtiyacım olan bu işi verdin ama oğlumun önünde bir daha sakın benimle böyle konuşma, tamam mı? | Open Subtitles | لقد منحتني الوظيفة التي أريدها، فهذا لا يعني إنك تتكلم معي... هكذا أمام إبني مُجدداً، إتفقنا؟ .. |
oğlumun önünde olmasın. Lütfen. | Open Subtitles | ليس أمام إبني أرجوك |
Ayrıca bir daha oğlumun önünde sakın heceleme çünkü senden "d, a, h, a, z, e, k, i." | Open Subtitles | وإياك التهجئة أمام ابني ثانية، إنه أ-د-ه-ى منك |
Tüm dünyanın gözü önünde beni aşağılaman gerektiği anlamına gelmez, özellikle de oğlumun önünde. | Open Subtitles | هذا لا يعني أنه عليك إهانتي -أمام الملأ، أمام ابني |
oğlumun önünde biraz sağduyu davran, Charlie. -Tabii. | Open Subtitles | حسناً، اظهر قليل من التقدير أمام ابني يا (تشارلي) |
Ama oğlumun önünde yapacağını yaptın bir kere. | Open Subtitles | لكنك فعلت فعلتك أمام ابني |
oğlumun önünde benimle o şekilde konuşma. | Open Subtitles | لاتتحدّث معي هكذا أمام إبني. |
Aile arabamızda oğlumun önünde ağlamıştım. | Open Subtitles | بكيت في سيارتي أمام إبني |