Hayır. Hayır. Sen oğlunla dalga geçtin, o da kendi oğluyla. | Open Subtitles | لا، لا، فقد سخرت أنت من ابنك وسخر هو من ابنه |
Seni yenip, aslan kral olduğum zaman, zavallı oğlunla daha çok vakit geçirebilirsin. | Open Subtitles | سيكون لديك متسعاً كبيراً من الوقت لتقضيه مع عذرك البائس المتمثل فى ابنك |
Ve bu işi halledebileceğin zaman belki seni oğlunla tanıştırabilirim. | Open Subtitles | وعندما تستطيع أن تفعل ذلك، ربما أقوم بتقديمك إلى ابنك |
Beni oğlunla tanıştırmaya hazır değilsin, bu yüzden burada buluşmak istedin. | Open Subtitles | أنتٍ لست مستعدة لكي اقابل إبنك لهذا أردتٍ ان نتقابل هنا |
Eğer kendi isteğinle dönersen sana söz veriyorum, oğlunla tanışacaksın. | Open Subtitles | ولهذا سـًـلم نفسك وأعدك بأنك سوف تلتقي مع أبنك الرضيع |
Bu yüzden, oğlunla temas kurarsan onu suç işlemeye teşvik etmiş olma ihtimalin olur. | Open Subtitles | و هذا يعني أن أي اتصال بابنك يساعد و يؤكد معاملته كهارب |
Ama bir gün buradan çıkacak ve... - ...küçük oğlunla oynayabileceksin. | Open Subtitles | لكن تذكري أنه في يومٍ ما يتغادرينه وستلعبي مع ابنكِ |
Az önce oğlunla aranda geçen ilginç bir konuşmayı dinledim. | Open Subtitles | لقد كنت استمعإلى محادثة مثيرة للإهتمام بينك و بين ابنك |
Sen bunu izlerken, ben de oğlunla çok kaliteli zaman geçireceğim. | Open Subtitles | عندما تشاهد ذلك، سأكون قد قضيت الكثير من الوقت مع ابنك. |
Ama gerçek hâlâ şu ki, oğlunla görülen son insan sensin. | Open Subtitles | لكن الحقيقة لا تزال قائمة بإنّك آخر شخص شوهد مع ابنك. |
oğlunla bir kez takıldı ve aniden "Şunu sikeyim, bunu sikeyim.". | Open Subtitles | وبعد قياده واحده مع ابنك وفجأه بدأ بلعن هذا لعن ذلك |
Ama oğlunla tanıştığım günden beri bunun tamamen doğru olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | ولكن منذ التقيت ابنك ، وأنا أعلم أن هذا ليس صحيحا تماما. |
Hem yağmaya çıkacak olsam oğlunla birlikte yağmaya giderim, seninle değil! | Open Subtitles | ولو كنت أعتزم شنّ غارة لفعلت ذلك مع ابنك وليس معك |
oğlunla bir anlaşmaya vardık. Tüyleri Bora'ya satma, bana sat. | Open Subtitles | لقد عقدت لتوّي اتفاقا مع ابنك بعني الريش، لا تبعه لبورا |
- Eğer bu gerçekten oğlunla ilgiliyse onun ölmek için büyümesini istemezdin. | Open Subtitles | .. إن كان هذا بشأن إبنك لن تُريد أن ينضج لكي يموت |
Eve git ve oğlunla ilgilen, tamam mı? | Open Subtitles | الآن ، إذهبي إلى البيت وكوني مع إبنك ، حسناً؟ |
Eve git ve oğlunla ilgilen, tamam mı? | Open Subtitles | الآن ، إذهبي إلى البيت وكوني مع إبنك ، حسناً؟ |
oğlunla bizzat orada olacaksın çünkü sen onunla çalıştın, onunla poz verdin. | Open Subtitles | إن كنت فعلاً هناك مع أبنك... لأنك تمرنت معه وأنت تعرض معه |
Polisin beni bilgilendirmesine göre devam eden bir soruşturma var, ve bu durumda, oğlunla yapacağın her bağlantı onun kaçak olduğu durumuna yardım edecektir. | Open Subtitles | و هذا يعني أن أي اتصال بابنك يساعد و يؤكد معاملته كهارب |
oğlunla tanışamam. | Open Subtitles | لا يمكنني مقابلة ابنكِ لقدكنتأتسائلفحسب.. |
Eski kocan yeniden evlendi, oğlunla konuşmuyorsun sırlarını kiminle paylaşıyorsun? | Open Subtitles | زوجك تزوج مرة أخرى ، لا تتحدثين مع ولدك ، لذا من ستثقين به ؟ |
Sana yeni ailenle, yeni oğlunla biraz daha vakit geçirebilmen için fırsat sunuyorum. | Open Subtitles | أعطيكى فرصه لتقضى بعض الوقت مع عائلتك الجديده وابنك الجديد |
oğlunla tanıştıktan sonra esrara, ekstaziye başladı. | Open Subtitles | أصبحت تقابل إبنكِ ثم بدأ بتدخين المخدرات |
Tıpkı benim de senin Chicago Üniversitesi'ndeki oğlunla uğraşacağım gibi. | Open Subtitles | هذا صحيح كما سأفعل بإبنك فيجامعة"شيكاغو" |
Bencil kaltak öldü seni aptal oğlunla yalnız bıraktı. | Open Subtitles | ماتت الأنانية الحقيرة... تركتكَ وحدك مع ابنكَ الغبي |
oğlunla bir araya gelmeni benden daha çok isteyen kimse yok. | Open Subtitles | لا أحد يريد رؤيتك تجتمعين بأبنك ثانية أكثر مني , صدقيني. |
Oğlum oğlunla tanışmadan önce başı hiç belaya girmemişti. | Open Subtitles | ابني لم يسبق له وأن كان في مشاكل لغاية مقابلته لابنك. |
Evinizi aramak istiyoruz. oğlunla konuş. | Open Subtitles | نريد أن نفتش منزلك والتحدث لولدك |