O çocuğun hasta olduğunu bilmiyor musun? | Open Subtitles | ألا تعرف بأن ذلك الفتى مريض للغاية؟ أنت تؤلم أذني المصابة أيها الوغد المتكاسل |
Sonra vadideki O çocuğun cildinde isilik çıkmaya başladı. | Open Subtitles | وبعدها أصيب ذلك الفتى من الوادي بطفح جلدي |
Kimse bana O çocuğun o kitap deposundan o şekilde ateş ettiğini söylemesin. | Open Subtitles | لا أحد يقول لي أن ذلك الطفل أطلق النار كما وكأنه يشترى كتاب |
Halkın güvenliğine malolsa bile O çocuğun sokaklarda olmasını istiyor. | Open Subtitles | إنها تريد هذا الطفل في الشارع على حساب الأمن العام |
Ne demek istiyorsun? Kız kardeşim için O çocuğun pes etmesini mi bekleyeceğim? | Open Subtitles | هل تقصد بذلك أن هذا الفتى الحقير سيتخلى عن شقيقتي ؟ |
Senin şansın O çocuğun kim olduğunu öğrenmek ve hayatın boyunca inkar ettiğin o parçanla tekrar ilişki kurman için. | Open Subtitles | فرصتك لتكتشف حقيقة ذلك الصبي لتعيد التواصل مع ذلك الجزء من شخصيتك |
Hayır, O çocuğun senden daha iyi olduğunu bana söyleme çünkü değil. | Open Subtitles | لا تخبرني بان ذلك الولد افضل منك لانه ليس كذلك |
Mahkeme kararım olmadığını biliyorum ama O çocuğun telefonunu benim için bulmanızı istiyorum. | Open Subtitles | أعلم أنا لا أملك مذكرة ولكني أريدك أن تجد لي هاتف هذا الصبي |
O çocuğun gelip astım spreyimi çaldığında, soluk alamadığım zamanı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكر ذلك الفتى الذي سرق مستنشقي وكدتُ لا أتنفّس؟ |
O çocuğun refleksleri hep iyiydi. | Open Subtitles | ذلك الفتى لطالما يوم بأفعال منعكسة سريعة |
Yarın hikâyenin kendi tarafını anlatamadığın hâlde O çocuğun dediklerini dinlemek zorunda olman zor olacak biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أن الغد سيمثّل صعوبةً لك، سماع ذلك الفتى يروي جانبه من الحكاية دون المقدرة على رواية جانبك. |
O çocuğun yüzbaşı olacağını hiç düşünmüş müydün? | Open Subtitles | هل ظننتَ أبداً إن ذلك الفتى قد يصبح رائداً ؟ |
O çocuğun kralı olmalıyım. | Open Subtitles | أنا يجب أن يكون لوردا وإمبراطور ذلك الطفل. |
Birileri O çocuğun Teal'c'in zaten suçlu olduğunu söylediğini duydu mu? | Open Subtitles | اهناك شخص اخر سمع ذلك الطفل يقول ان تيلك مذنب |
Şimdi O çocuğun dışında fiyakacı bir soytarı olduğunu anlıyorum! | Open Subtitles | والآن أدرك أن ذلك الطفل الحزين هو داخل أحمق متغطرس! |
Bir çocuk vardı. O çocuğun nereden geldiğini bilmek istiyorum. | Open Subtitles | كان هناك طفلا و أريد أن أعرف من أين أتى هذا الطفل |
O çocuğun bugün benimle nasıl konuştuğunu unutmam mı gerekiyor? | Open Subtitles | أفترض نسيان الأسلوب الذي تحدّث به هذا الفتى معي اليوم ؟ |
Ama neden O çocuğun katillerini saldığını anlamıyorum. | Open Subtitles | ولكن لا أستطيع أن أفهم لماذا حررت قتلة ذلك الصبي |
O çocuğun kaç yaşında olduğunu öğrendiğinde... kendini çok gülünç hissetmiş olmalısın. | Open Subtitles | لابد أنكَ شعرت بالسخافة عندما إكتشفت ،كم كانَ عمر ذلك الولد |
Aslında, O çocuğun tam burada ormanda olduğunu duyduk. | Open Subtitles | لنذهب في الواقع ، سمعنا أن هذا الصبي هنا في الغابة |
O çocuğun yapacağı tek doğru şey onunla evlenmek olacaktır. | Open Subtitles | الآن، الشيئ الوحيد الذي يمكن لذلك الفتى فعله الشيئ الائق الوحيد هو الزواج بها |
O çocuğun müthiş bir hayatı müthiş bir arabası ve sevgilisi var. | Open Subtitles | ذاك الفتى , لديه الحياة المثالية السيارة المثالية , الصديقة المثالية |
Size o evde iki hafta veriyorum. O çocuğun size katlanmasını sağlamak bile mucize olur. | Open Subtitles | سأعطيكِ أسبوعين هناك، وستكون معجزة إن تمكنتِ من جعل تلك الطفلة تتحملكِ |
O çocuğun geleceğinde utanç verici bir basın toplantısı olacak bak. | Open Subtitles | أجزم بأنه سيكون هناك مؤتمر صحفي محرج في مستقبل ذاك الولد |
Tamamen temiz çıkmış olabilir ama O çocuğun yalan dolan dolu olduğu biliyorum. | Open Subtitles | لربّما تحقّقت من صحّته، لكنّي أعلم أنّه ذلك الصّبيّ مُتلاعب. |
O çocuğun sirkte olması gerek. Hamburger fırlatıyor olması değil. | Open Subtitles | هذا الولد ينتمى الى خيمة سيرك ليس الى شطائر الهامبورجر |
O çocuğun uyuşturucuya bulaşması mümkün değil. | Open Subtitles | مُستحيل أن يكون هذا الفتي يتناول المخدرات |
Sen O çocuğun gerçek babasısın! | Open Subtitles | ! أنت الأب الحقيقى للولد الصغير |