"o çocuğun" - Translation from Turkish to Arabic

    • ذلك الفتى
        
    • ذلك الطفل
        
    • هذا الطفل
        
    • هذا الفتى
        
    • ذلك الصبي
        
    • ذلك الولد
        
    • هذا الصبي
        
    • لذلك الفتى
        
    • ذاك الفتى
        
    • تلك الطفلة
        
    • ذاك الولد
        
    • ذلك الصّبيّ
        
    • هذا الولد
        
    • هذا الفتي
        
    • للولد الصغير
        
    O çocuğun hasta olduğunu bilmiyor musun? Open Subtitles ألا تعرف بأن ذلك الفتى مريض للغاية؟ أنت تؤلم أذني المصابة أيها الوغد المتكاسل
    Sonra vadideki O çocuğun cildinde isilik çıkmaya başladı. Open Subtitles وبعدها أصيب ذلك الفتى من الوادي بطفح جلدي
    Kimse bana O çocuğun o kitap deposundan o şekilde ateş ettiğini söylemesin. Open Subtitles لا أحد يقول لي أن ذلك الطفل أطلق النار كما وكأنه يشترى كتاب
    Halkın güvenliğine malolsa bile O çocuğun sokaklarda olmasını istiyor. Open Subtitles إنها تريد هذا الطفل في الشارع على حساب الأمن العام
    Ne demek istiyorsun? Kız kardeşim için O çocuğun pes etmesini mi bekleyeceğim? Open Subtitles هل تقصد بذلك أن هذا الفتى الحقير سيتخلى عن شقيقتي ؟
    Senin şansın O çocuğun kim olduğunu öğrenmek ve hayatın boyunca inkar ettiğin o parçanla tekrar ilişki kurman için. Open Subtitles فرصتك لتكتشف حقيقة ذلك الصبي لتعيد التواصل مع ذلك الجزء من شخصيتك
    Hayır, O çocuğun senden daha iyi olduğunu bana söyleme çünkü değil. Open Subtitles لا تخبرني بان ذلك الولد افضل منك لانه ليس كذلك
    Mahkeme kararım olmadığını biliyorum ama O çocuğun telefonunu benim için bulmanızı istiyorum. Open Subtitles أعلم أنا لا أملك مذكرة ولكني أريدك أن تجد لي هاتف هذا الصبي
    O çocuğun gelip astım spreyimi çaldığında, soluk alamadığım zamanı hatırlıyor musun? Open Subtitles أتذكر ذلك الفتى الذي سرق مستنشقي وكدتُ لا أتنفّس؟
    O çocuğun refleksleri hep iyiydi. Open Subtitles ذلك الفتى لطالما يوم بأفعال منعكسة سريعة
    Yarın hikâyenin kendi tarafını anlatamadığın hâlde O çocuğun dediklerini dinlemek zorunda olman zor olacak biliyorum. Open Subtitles أعلم أن الغد سيمثّل صعوبةً لك، سماع ذلك الفتى يروي جانبه من الحكاية دون المقدرة على رواية جانبك.
    O çocuğun yüzbaşı olacağını hiç düşünmüş müydün? Open Subtitles هل ظننتَ أبداً إن ذلك الفتى قد يصبح رائداً ؟
    O çocuğun kralı olmalıyım. Open Subtitles أنا يجب أن يكون لوردا وإمبراطور ذلك الطفل.
    Birileri O çocuğun Teal'c'in zaten suçlu olduğunu söylediğini duydu mu? Open Subtitles اهناك شخص اخر سمع ذلك الطفل يقول ان تيلك مذنب
    Şimdi O çocuğun dışında fiyakacı bir soytarı olduğunu anlıyorum! Open Subtitles والآن أدرك أن ذلك الطفل الحزين هو داخل أحمق متغطرس!
    Bir çocuk vardı. O çocuğun nereden geldiğini bilmek istiyorum. Open Subtitles كان هناك طفلا و أريد أن أعرف من أين أتى هذا الطفل
    O çocuğun bugün benimle nasıl konuştuğunu unutmam mı gerekiyor? Open Subtitles أفترض نسيان الأسلوب الذي تحدّث به هذا الفتى معي اليوم ؟
    Ama neden O çocuğun katillerini saldığını anlamıyorum. Open Subtitles ولكن لا أستطيع أن أفهم لماذا حررت قتلة ذلك الصبي
    O çocuğun kaç yaşında olduğunu öğrendiğinde... kendini çok gülünç hissetmiş olmalısın. Open Subtitles لابد أنكَ شعرت بالسخافة عندما إكتشفت ،كم كانَ عمر ذلك الولد
    Aslında, O çocuğun tam burada ormanda olduğunu duyduk. Open Subtitles لنذهب في الواقع ، سمعنا أن هذا الصبي هنا في الغابة
    O çocuğun yapacağı tek doğru şey onunla evlenmek olacaktır. Open Subtitles الآن، الشيئ الوحيد الذي يمكن لذلك الفتى فعله الشيئ الائق الوحيد هو الزواج بها
    O çocuğun müthiş bir hayatı müthiş bir arabası ve sevgilisi var. Open Subtitles ذاك الفتى , لديه الحياة المثالية السيارة المثالية , الصديقة المثالية
    Size o evde iki hafta veriyorum. O çocuğun size katlanmasını sağlamak bile mucize olur. Open Subtitles سأعطيكِ أسبوعين هناك، وستكون معجزة إن تمكنتِ من جعل تلك الطفلة تتحملكِ
    O çocuğun geleceğinde utanç verici bir basın toplantısı olacak bak. Open Subtitles أجزم بأنه سيكون هناك مؤتمر صحفي محرج في مستقبل ذاك الولد
    Tamamen temiz çıkmış olabilir ama O çocuğun yalan dolan dolu olduğu biliyorum. Open Subtitles لربّما تحقّقت من صحّته، لكنّي أعلم أنّه ذلك الصّبيّ مُتلاعب.
    O çocuğun sirkte olması gerek. Hamburger fırlatıyor olması değil. Open Subtitles هذا الولد ينتمى الى خيمة سيرك ليس الى شطائر الهامبورجر
    O çocuğun uyuşturucuya bulaşması mümkün değil. Open Subtitles مُستحيل أن يكون هذا الفتي يتناول المخدرات
    Sen O çocuğun gerçek babasısın! Open Subtitles ! أنت الأب الحقيقى للولد الصغير

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more