Umarım O şerefsiz bundan paçayı sıyıramaz. | Open Subtitles | أتمنى ألا تنوى ترك ذلك الوغد يهرب بفعلته |
O şerefsiz için endişelenerek çok zaman harcadım. | Open Subtitles | أعني , لقد أمضيتُ الكثير من الوقت أقلق على ذلك الوغد |
Bir de O şerefsiz beni bir daha suçlamaya kalkarsa Tanrı yardımcım olsun, Ioannidis'i üzerine salacağım. | Open Subtitles | ولو حاول ذلك الوغد أن يتهمني مرةَ أخرى سوف أسممه بالأيودين |
O şerefsiz bütün borçları üstümüze yıktı. | Open Subtitles | ذلك الحقير هجركِ وترك لنا الدين |
O şerefsiz içeri girdiğinde benim ellerim de boş olmayacak. | Open Subtitles | لن أقف هنا ساكناً عند دخول ذلك الحقير. |
O şerefsiz bütün kakaoyu yanında götürmüş olamaz. | Open Subtitles | هذا الحقير لا يمكن أن يكون قد أخذ كل الكاكاو |
O şerefsiz de aynı senin yaptığın gibi görüşümü ele geçirdi! | Open Subtitles | قام ذاك الوغد باختراقي ، بنفس الطريقة التي فعلتيها سابقاً |
- Şayet O şerefsiz başa gelirse, bana rahat yüzü göstermeyecektir. | Open Subtitles | لو أخذ ذلك السافل المنصب فلن يدعني بسلام. إنه بالتأكيد لن يفعل ذلك. |
Yemin ederim O şerefsiz sağlak olduğumu biliyordu. | Open Subtitles | أقسم، أنّ ذاك الأحمق يستعمل يده اليمنى |
O şerefsiz herif at arabamı içindeki altınımla birlikte çalıp kaçtı. | Open Subtitles | ذلك الوغد سرق ذهبيّ منذ شهر مضيّ أيُها الزعيم. |
Kıyafetlerini giyip saçımı yaparım, arabasına binerim O şerefsiz beni takip eder ve sessiz bir yerde indiririm. | Open Subtitles | أرتدي ملابسها وأسرح شعري وأركب سيارتها وإن لحق بي ذلك الوغد سآخذه إلى مكان هادئ |
O şerefsiz neredeyse benim işimi bitiriyordu. | Open Subtitles | ذلك الوغد كاد يضعني في الفصل 11 |
O şerefsiz yüzünden 100,000 dolar kaybettim. | Open Subtitles | ذلك الوغد كلفني أكثر من 100 ألف دولار |
O şerefsiz bir konuda doğru söylemişti. | Open Subtitles | قد يكون ذلك الوغد محقاً بشئ ما |
Benim kızım O şerefsiz yüzünden kendi canına kıydı. | Open Subtitles | .لقد قتلت نفسها بسبب ذلك الوغد |
Birileri onları hedef aldı ve ben de O şerefsiz oğlu şerefsizi bulacağım. | Open Subtitles | شخص ما استهدفهم وأنا سأجد ذلك الوغد |
O şerefsiz kızlarımdan hoşlandığını asla gizlemiyordu. | Open Subtitles | ذلك الحقير لم يخفي اعجابه ببناتي |
O şerefsiz herif bir daha karımla yalnız kalmayacak! | Open Subtitles | ذلك الحقير لن ينفرد معها مجدداً |
O şerefsiz Greely bize şantaj yapmak için bir tür sigortası olması gerektiğini biliyordu. | Open Subtitles | ذلك الحقير (غريلي) عرف إنه كان بحاجة إلى وسيلة تأمين لكي يقوم بإبتزازنا |
O şerefsiz toplu konutlardan birinde kalıyor. | Open Subtitles | هذا الحقير يعيش في الاسكان الاجتماعي |
O şerefsiz herkesi kandırdı. | Open Subtitles | هذا الحقير خدعنا |
O şerefsiz ölü olabilir ama hayatımı bana zindan etmeye devam ediyor. | Open Subtitles | ذاك الوغد ربما مات لكنه لا يزال يجعل حياتي تعيسة |
Çünkü O şerefsiz benim arkadaşlarımı da öldürdü. | Open Subtitles | لأن ذلك السافل قد قتل أصدقائي أيضاً. |
Çünkü O şerefsiz Donnie, beni sanki sirk hayvanıymışım gibi teşhir etti. | Open Subtitles | لأنّ ذاك الأحمق (دوني) وضعني أمامالجميعكقردٍفيحديقةحيوانات. |