Beni O şeyden kurtardın, şimdi herkesi kurtarabiliriz. | Open Subtitles | ،لقد أنقذتني من هذا الشيء .والأن لدينا الفرصة لإنقاذ الجميع |
Arkadaşların kapına ikram bırakmaya devam ederse O şeyden yakın zamanda kurtulamazsın. | Open Subtitles | لن تستطيع التخلص من هذا الشيء في أي وقتٍ قريب. إن إستمر صديقك بترك هدايا على بابك. |
O şeyden çıktığın zaman için kahve getirdim. | Open Subtitles | جلبتُ القهوة لوقتٍ لاحقٍ عندما تخرجين من هذا الشيء. |
İçindeki O şeyden kurtulmak için ne yapman gerektiğini anlıyor musun? | Open Subtitles | تفهم ما يجب عليك فعله للتخلص من ذلك الشيء الذي بداخلك؟ |
Önce içindeki O şeyden kurtulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | نحتاج للتخلّص من ذلك الشيء الذي بداخله أولاً |
- ...buradaymış. - Hayır, O şeyden ellerini çek! | Open Subtitles | . أوه ، ها هي . لا ، أبعد يدك عن هذا الشيء |
Neyse ki bugünden sonra O şeyden kurtulacağız değil mi? | Open Subtitles | نأمل أننا سنتهي من هذا الشيء لاحقًا اليوم، صحيح؟ |
O şeyden kurtulmanın başka yolu yok. Mm-hmm. Dur, bu başka bir şeyi de açıklıyor. | Open Subtitles | ليس هناك طريقة للتخلص من هذا الشيء أنتظري ، هذا يفسر شيء أخر ، ايضاً |
İçimdeki O şeyden geriye birşey kalsın istemiyorum. | Open Subtitles | لست أريد أى جزء من هذا الشيء داخلي |
İçindeki O şeyden kurtulmanın bir yolunu bulmalıyız. | Open Subtitles | ... يجب علينا ايجاد وسيلة للتخلص من هذا الشيء بداخله |
O şeyden gelen çok güçlü bir elektromanyetik dalga var. | Open Subtitles | - يوجد إشارات إلكتروكهرطيسية قادمة - من هذا الشيء |
- O şeyden bir an önce kurtulmalısın James. | Open Subtitles | - حسنا، يجب عليك حقا التخلص من هذا الشيء. |
O şeyden kurtul! | Open Subtitles | فقط تخلص من هذا الشيء |
O şeyden kurtulduğun için sevindiğine eminim. | Open Subtitles | أراهن أنه يريحكِ جداً أن تتخلصي من ذلك الشيء أليس كذلك ؟ |
Artık O şeyden yemektense açlıktan ölmeyi tercih ederim. | Open Subtitles | سأفضل ان اجوع حتى الموت من أن آكل المزيد من ذلك الشيء. |
Onu öldürmek için, bacaklarının arasındaki O şeyden fazlası gerekecek. | Open Subtitles | سيتطلب الأمر أكثر من ذلك الشيء بين فخذيك لقتله |
Lexi'nin O şeyden çıkıp hayal edebileceğimizden çok daha tehlikeli bir şey olacağına eminler. | Open Subtitles | انهم يعتقدون بأن ليكسي سوف تخرج من ذلك الشيء وسوف تكون اكثر خطرا مما نتصور |
Ya O şeyden bir parça hâlâ içimdeyse? | Open Subtitles | ماذا لو جزء من ذلك الشيء لا يزال بداخلي ؟ |
Sonunda O şeyden kurtulduk. | Open Subtitles | أخيراً, بتنا جميعاً آمنين من ذلك الشيء. |
Kötü fikir. Kötü fikir. İn O şeyden. | Open Subtitles | فكرة سيئة، فكرة سيئة إبتعد عن هذا الشيء |
Bu sabah Clayton Brown'la konuştum ve sanırsam onu O şeyden vazgeçirdim. | Open Subtitles | تحدثت إلى (كلايتون براون) هذا الصباح وأعتقد أنني قمت بتهدأته عن هذا الشيء |