Altı yıldır burada yaşıyorum, seni sadece püro yakmak için ocağı açtığını görürdüm. | Open Subtitles | ,طوال الستّ سنوات التي عشتُها هنا لم أركَ تستخدم الفرن إلا لإشعال سيجار |
Dikkati dağılmıyor, ocağı açık unutup unutmadığını veya finans okumalıydım diye düşünmüyor. | TED | فهي لا يمكن أن تتشتت، ولن تقلق إن كانت نسيت أن تطفئ الفرن قبل أن تغادر، أو أن تفكر أن كان يجب أن تتخصص في المالية. |
Kes şunu! Git ocağı yak! | Open Subtitles | إذهبي واشعلي نار الموقد إستمري في غلي الماء |
Dinle, sen neden şu ocağı kapatmıyorsun, hemen dönerim. | Open Subtitles | لماذا لا تغلق الموقد الان, وسوف اعود لاحقا |
Burası krallığın en küçük kontluğu ama birinci sınıf kireç taşı üreten bir taş ocağı var ve ormanıyla da çok sağlam keresteler sağlıyor. | Open Subtitles | هذه الرتبة الأقل في المملكة, لكن لديها مقلع حجارة ضخم والذيينتج.. حجر الكلس من الدرجة الأولى بالإضاقة إلى غاباته ، فالخشب فيها جيّد |
ocağı kullanabilirler ama herkes 22:00'de hücrelerine kilitlensin. | Open Subtitles | يمكنك استخدام الفرن لكن أريد الكل في زنزانته 2200 في الساعة |
Ve eve bir domuz gibi içkili gelir , kutlar ve ocağı yakar. | Open Subtitles | السّيد براون لم يكن عنده فكرة أنني أخفيت المال في الفرن |
Hindiyi sokmadan önce, ocağı ısıtmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تسخن الفرن قبل أن تضع فيه الديك الرومى |
Şimdi bizim eve gidip karımın ocağı açık unutup unutmadığını kontrol eder misin? | Open Subtitles | مرحباً , اريدك ان تذهب الى منزلنا لتتأكد من ان زوجتى لم تنس الفرن يعمل |
O ocağı 16-B'den al ve 17-B'ye koy. | Open Subtitles | خذ الفرن من الشقة 16ب و ضعه في الشقة 17ب |
Çakmaklı ocağı kibrit kullanarak yakmanı kastediyorsun değil mi? | Open Subtitles | تعني عودتك ل الفرن و الموقد الذي يتم اشعالهم يدويا؟ |
Eşimi mi? Şu anda telefonda. İzninizle, ocağı kapatmam gerek. | Open Subtitles | انه فى الدور العلوى يتحدث فى التليفون، اسمح لى أولاً أن اغلق الموقد |
Viking ocağı ve orada da ikiz dolabım var. | Open Subtitles | و هذا الموقد اسكندنافى و المجمّد المزدوج |
Artık evinde oturamıyor. ocağı açık bırakıyor, giyinmeyi unutuyor, anlarsınız. | Open Subtitles | لم يعد بإمكانه مواصلة العيش ببيته فهو يترك الموقد مشتعلاً وينسى ارتداء ثيابه وما إلى ذلك |
Mesela evden ayrılırken ocağı açık unuttuğumda ya da herhangi bir sorun olduğunda bunu her nasılsa biliyor oluyorum. | Open Subtitles | .. أنه مثل كأنك غادرت المنزل وتركت الموقد يعمل أو أن هناك شيء من المفترض بك أن تعرفه |
Bunlar buradan 15 km uzaktaki Paavelim taş ocağı hakkında | Open Subtitles | هناك مقلع للحجارة حول 15 كيلومترا بعيدا في Paavelim. |
Paavelim'e 15 km uzakta bir taş ocağı var. | Open Subtitles | هناك مقلع للحجارة، حول 15 كيلومترا بعيدا في Paavelim. |
Neyse ki taş ocağı takımını, bazı teknik detayları çözmek için birkaç prototip yapmamıza yardım etmeye ikna ettik. | TED | ولحسن الحظ، أقنعنا فريق المحجر ليساعدوننا ببناء نماذج أولية لحل بعض المشاكل التقنية. |
- Taş ocağı kullanım hakkını birine, işletme hakkını ise başka birine vermek, aptalca bir karardı. | Open Subtitles | وصية حمقاء، بإعطاء حقوق المحجرة لطرف واحد بينما لايزال يملكها آخر |
Bu yüzden, çatının çökmesini önlemek için taş ocağı işçileri bu el yapımı sütunu buraya koymuş. | Open Subtitles | (چيلتوما-مؤلفكتاب(أطلسماتحتباريس لهذا بني عمال المحاجر هذا العمود بأيديهم كي لا يسقط السقف علي رؤوسهم |
15:00'den 18:00'a kadar 38 Hudson Sokağı'nda kalorifer ocağı tamirine gitmiş. | Open Subtitles | "قام بإصلاح فرن في 38 شارع "هودسون - كمبردج من 3 - 6 مساءاً |
İki gaz ocağı, bir litre gazyağı, ...çıkarken ve inerken lazım olacak bir paket kibrit. | Open Subtitles | موقدين للطهو بالوقود, لتر من الوقود، حزمة من حبال الـ"ميتا"، و غيرها من الأشياء. |
Eski bir taş ocağı. | Open Subtitles | إنه محجر قديم.. |
Walter, ocağı açmadık, kapıyı açık unutmadık ve ekmek kızartma makinesi evi yakmayacak. | Open Subtitles | لم نستخدمه أصلاً يا (والتر). ولم ننسَ أن نقفل باب المنزل، ولن تتسبب المحمّصة بإحراق المنزل. ماذا يجري يا (والتر)؟ |
Tüm araçlar, taş ocağı polis merkezi. Melly burada. Tamam. | Open Subtitles | إلى السيارات كلّها "المقلع" هو مخفر الشرطة "ميلي" هنا، حوّل. |