O ve karısı, aynı odada mı yoksa farklı odalarda mı yatıyorlardı? | Open Subtitles | وإن كان هو وزوجته ينامان مع بعضهما أو في غرف نوم منفصلة؟ |
Ben acayip sıcak odalarda uyudum ve kendimi öldürmek istemiştim. | Open Subtitles | وأنا نمت في غرف شديدة الحرارة وأريد أن أقتل نفسي |
Ben hiç bir şey anlamıyorum, ayrı odalarda mı yatacaksınız? | Open Subtitles | انا لا افهم اى شئ هل ستعيشون فى غرف منفصله؟ |
odalarda telefon da yok, fakat şurada merdivenlerin dibinde bir tane var. | Open Subtitles | لاتوجد هواتف في الغرف ولكن يوجد هاتف هناك في صالة استقبال الفندق |
Silinen odalarda bulunan canlılar, otomatik olarak ana kontrol odasına bırakılırlar. | Open Subtitles | الأشياء الحية من الغرف المحذوفة تنتقل تلقائيا الى غرفة التحكم الأساسية |
...onları ayrı odalarda tutup yine de aynı odada olduklarına inandıracağız? | Open Subtitles | فكيف نبقيهما في غرفتين منفصلتين ونجعلهما يعتقدان أنهما في غرفة واحدة؟ |
Önemli bir detay, oyuncular oyunun kuralları hakkında ayrı odalarda bilgilendiriliyorlar. | TED | ولكن الأهم من ذلك، تم إطلاعهم على قواعد اللعبة في غرف منفصلة. |
Sorun şu ki, haberlerin hazırlandığı odalarda da yeterli sayıda kadın çalışan yok. | TED | في الحقيقة ، المشكلة تكمن في أنه، لا يُوجد عدد كافِ من النساء في غرف الأخبار. |
Karanlıkta, penceresiz odalarda saklanırız ve genellikle güneş ışığından kaçınırız. | TED | نختبئ في الظلام، في غرف بلا نوافذ، وعادة ما نتفادى ضوء الشمس. |
Ayrı odalarda yemek yiyoruz. Hala bana deli gibi aşık. | Open Subtitles | نأكُل في غرف منفصلة وهي لا تزال مجنونة بحبك |
Otelimdeki odalarda sekiz kişi kalıyor. Nereye gidecekler? Dışarıya. | Open Subtitles | يوجد 8 أشخاص يعيشون هناك فى غرف فندقى , أين سيذهبون ؟ |
Evlenmeden önce seni ve Elizabeth'i ziyarete gelmiştik. - Ayrı odalarda uyumuştuk. - Evet. | Open Subtitles | حينما جاءنا لزيارتك أنت واليزابيث، وجعلتنا ننام في غرف نوم منفصلة |
Bilemiyorum, büyük bir koridor vardı tüm odalarda küvetler vardı. | Open Subtitles | لا أدري، كان هناك ممر وأحواض استحمام في كل الغرف |
Bu odalarda hava izlenimi nispeten daha iyiydi ve Charlie bunu gördüğünde oldukça şaşırdı. | TED | في هذه الغرف ،الهواء يعقبه من الخارج جيدا، و عندما رأه 'شارلي' ، تحمس جداً. |
Olabilir de. Bizim boş odalarda ışıkları açık bırakmamızdan bahsediyorum veya kimse evde yokken klimayı açık bırakmamızdan. | TED | ما أعنيه هو أننا نضيء الغرف الخالية و نترك مكيفات الهواء تعمل و لا أحد في المنزل |
Odada bulunmayanlar adına, onların lehine konuşmalıyız diyorum, özellikle de hayatımız ve bedenlerimizle ilgili kararların verildiği odalarda. | TED | أقصد أن نتحدث في الغرف مع غير الحاضرين فعلياً، بالتحديد، في تلك الغرف حيث تُصنع القرارات حول أرواحنا وأجسادنا. |
Soğuk, karanlık odalarda gezerken burada neler olduğunu merak etmeden duramadım. | Open Subtitles | كنت أتقدم في هذه الغرف المظلمة والباردة لا يمكنني أن أعرف ماذا حدث هنا بالضبط |
Bazı otellere gizlice girip, ...boş odalarda kalıdığı için gözaltına alınmış ama bilinen bir adresi yok. | Open Subtitles | على عدة فنادق واقتحام الغرف الشاغرة ولكن اخر عنوان معروف له تبين انه فارغ |
Niye ayrı odalarda kalmamız gerekiyor? | Open Subtitles | لماذا يجب علينا أن نحصل على غرفتين مستقلتين ؟ |
Farklı otellerde, farklı odalarda kaldık ve hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | لقد أقمنا بغرف مختلفة, وفنادق مختلفة ولم يحدث أي شيء |
İçilmesi yasak olan odalarda sigara içiyorsun. | Open Subtitles | تدخنين بغرفة يُمنع فيها التدخين تعضين بعض الأوقات |
Akıllı insanların ayrı odalarda uyuduğunu bilirsin. | Open Subtitles | آمل أنك تعرف بأن الأشخاص الأذكياء جداً ينامون في غرفٍ منفصلة |
Farklı odalarda dinlemek istiyorsunuz ya da her ne istiyorsanız. | TED | تريد أن تستمع لها فى قاعات مختلفة و أيا ما يجول فى ذهنك. |