Bunun, Dünya'daki okyanus akıntılarının çöküşüyle başlayan bir felâket olduğu düşünülmekte. | Open Subtitles | كارثة يعتقد أن سببها انهيار نظام الأرض من تيارات المحيط. |
Bu olay, okyanus akıntılarının düzenini yeni baştan şekillendirdi ki bu akıntılar da küresel iklimi etkiledi. | Open Subtitles | و صانعةً برزخ بنما. أعاد هذا تنظيم نمط تيارات المحيط عالمياً و الذي بدوره أثر على طقس العالم. |
Buz çağının başlangıcını hızlandırmak, karaları kutuplara doğru itmek ve okyanus akıntılarının akışını değiştirmek suretiyle kıta kaymasının büyük rol oynadığı bir iklim değişikliği oldu. | Open Subtitles | ثم هناك التغير المناخي المصاحب للانجراف القاري والذي لعب دوراً رئيسياً لا يقل عن تعجيل بزوغ العصر الجليدي بدفع الأرض تجاه القطب و تعديل تدفق تيارات المحيط |
Bu bile okyanus akıntılarının dünyamız ve üzerindeki yaşama olan etkileri konusunda ufak bir örnektir. | Open Subtitles | إلا أن حجم التأثير الكلي لا يقف هنا لتيارات المحيط على كوكبنا وعلى الحياة |
Öyleyse bunu, okyanus akıntılarının ve atmosferik hava gazlarının bilinen etkilerine eklersek... | Open Subtitles | لذا. بإضافة ذلك إلى .. التأثير المعروف لتيارات المحيط .. |
Bu arada, Dünya'nın diğer yarısında geniş bir kanal, Kuzey ve Güney Amerika'yı birbirinden ayırarak okyanus akıntılarının Atlantik'ten Pasifik Okyanusu'na akmasını sağladı. | Open Subtitles | في هذه الأثناء, في نصف العالم الآخر قناة عريضة فصلت شمال و جنوب أمريكا تسمح لتيارات المحيط بالتدفق |
Onlar, soğuk okyanus akıntılarının kölesi. | Open Subtitles | إنهم عبيد لتيارات المحيط الباردة |