ويكيبيديا

    "olağanüstü bir" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • غير عادي
        
    • استثنائية
        
    • غير عادية
        
    • إستثنائي
        
    • استثنائي
        
    • مُذهلة
        
    • إستثنائية
        
    • غير عادى
        
    • غير إعتيادي
        
    • مذهل
        
    • إستثنائيّة
        
    • مسبوق
        
    • خارق
        
    • رائع من
        
    • استثنائياً
        
    Fakat onlar tam 18.000 yıl önce yaşamıştı... ...ve bu, gerçekten düşünmesi olağanüstü bir şey. TED لكنهم عاشوا قبل 18,000 سنة فقط. وهذا حقا غير عادي للتفكير فيه.
    Sirena'ya baktığınızda göreceğiniz şey, yeteneğini keşfedip olağanüstü bir adanmışlıkla bunun üstüne giden bir insandır. Ve benim argümanım şudur ki; TED ما لدينا هنا هي إنسانة ذات تفاني غير عادي وجدت موهبة. ورأيي هو،
    Korkularımla yüzleşerek ve korkularımı aşacağım cesareti bularak hayatım olağanüstü bir hâl aldı. TED عندما واجهت مخاوفي ووجدت الشجاعة التي تدفعني للأمام، أقسم بأن حياتي أصبحت استثنائية.
    Lütfen beni affedin, siyah bir adam olarak, kutlama için, Obamanin seçilmesi olağanüstü bir işaretti aslında iyilğin yıllıdır, TED اسمحوا لي كرجل اسود بالاحتفال ان انتخاب اوباما هو اشارة غير عادية على ان الامر هو هنا سنة الاصلاح
    Sıcak ve soğuk akıntıların etkileşimi deniz yaşamında olağanüstü bir çeşitlilik oluşturur. Open Subtitles هذا التفاعل من التيارات الدافئة والباردة يولّد تنويع إستثنائي من الحياة البحرية
    Bütün bu biyolojinin harika tarafı, aynı zamanda olağanüstü bir ölçek ekonomisini yansıtmasıdır. TED لذلك ,الشيء الأجمل إطلاقاً في علم الأحياء هو:أنها تعبر عن ميزان اقتصادي استثنائي
    Çalışma tarzları olağanüstü bir biçimde basit kendi takip cihazlarını kargo araçlarına yerleştirip limanın dışına kadar takip edip, kargonun en zayıf anında saldırıyorlar. Open Subtitles طرقهم مُذهلة وبسيطة يضعون أجهزة تعقبهم الخاصة على حاويات البضائع يعتقبونها إلى خارج الميناء
    Sizin için, çok fazla değil fakat benim için, bu olağanüstü bir tutar Open Subtitles بالنسبه لك, ليس مبلغاً كبيراً لكن بالنسبه لي إنه مبلغ غير عادي
    Tarih bize İsa'nın olağanüstü bir adam ve ilham verici bir insan olduğunu gösteriyor. Open Subtitles التاريخ أظهر لنا أن المسيح .. كان رجلاً غير عادي وحي للإنسان، هذا هو ..
    Seni uyarmaya çalıştım, tatlım. Dinle, o partide olağanüstü bir şey oldu mu? Open Subtitles إسمعي هل حدث شيء غير عادي في تلك الحفلة ؟
    Büyümeye başlayınca, olağanüstü bir savaş gücüyle doğdu gelişti ve bu onu biraz vahşileştirdi, ben babası, ondaki dehşeti hissettim. Open Subtitles ولدت معه قوة استثنائية و لكن , كان هناك شئ غامض فى قوته و بمرور الوقت , بداءت ترعبنى شخصيا
    Dang humması, oldukça olağanüstü bir hızla arttı. TED وقد ازدادت الإصابة بحمى الضنك بسرعة استثنائية.
    Siyahi bir kadın olarak, başarılı olabilmek için olağanüstü bir çaba sarf etmeliydim. TED كامرأةٍ ذات بشرة سوداء، كان يجب علي التحلّي بقوّةٍ استثنائية لأنجح.
    olağanüstü bir söyleşi olmasını sağlayan söyleştiklerimin sıradışı yaşam enerjisi. TED تلك الطاقة التي تصنع مقابلات غير عادية و حياة غير عادية.
    olağanüstü bir askeri yakalamak için olağanüstü önlemler gerekir. Open Subtitles لأسر جندي غير عادي يتطلب ذلك ترتيبات غير عادية أيضاً
    Jude türünde tek olan olağanüstü bir çocuk, yaşamının tamamı genetik araştırmalarla geçti. Open Subtitles جود عبارة عن صبي إستثنائي خلق فريد وهو تتويج لغاية الحياة عن طريق عقود الأبحاث الجينية
    Jude türünde tek olan olağanüstü bir çocuk, yaşamının tamamı genetik araştırmalarla geçti. Open Subtitles جود عبارة عن صبي إستثنائي خلق فريد وهو تتويج لغاية الحياة عن طريق عقود الأبحاث الجينية
    Bu olağanüstü bir şey. Ama dışarıdaki işgücüne baktınız mı? Open Subtitles هذا أمر استثنائي هنا ولكن بالنسبة إلى قوة العمل العامة؟
    Bu müthiş adam bana olağanüstü bir içki hazırladı. Open Subtitles هذا الرجل رائع قليلا هنا قد قدم لي فقط أكثر اختراع استثنائي
    Bu manyak şeyden siz de birkaç şişe almalıydınız. Bu olağanüstü bir şey. Open Subtitles يجب ان تجرب بعضا منها هذه الجعة مُذهلة
    Şimdi, Lesterland'deki Lester'ların olağanüstü bir gücü var. TED اللستريون في لسترلاند لديهم سلطة إستثنائية,
    olağanüstü bir başarıydı. Open Subtitles إنه إنجاز غير عادى ،وهوعمله من أجل المرح
    Sihirbaz olağan bir nesneyi alır ve onu olağanüstü bir şeye dönüştürür. Open Subtitles يأخذ الساحر الشيء المألوف و يفعل به شيء غير إعتيادي
    Vokal gelişimi engellemek olağanüstü bir müzikal çeşitlilik ortaya koysa da, doğal olarak gelişen seslerin zaten inanılmaz bir çeşitliliği vardır. TED مع أن إعاقة نمو الصوت يمكن أن ينتج مدى موسيقي استئنائي، الأصوات التي تتطور بشكل طبيعي قادرة بالفعل على تنوع مذهل.
    Kuru temizlemeci olayı operasyonlarını gizlemek için gerçekten olağanüstü bir yol. Open Subtitles أجل، أقصد، محل رائع للتنظيف الجاف كانت تلك واجهة إستثنائيّة لعمليّاتك.
    Bir görevi, olağanüstü bir şekilde sonuçlandırdığın için senin adına tam bir onaylamada bulunacağım. Open Subtitles سأتابع بنفسي أن تحصلي على اعتراف كامل بعملكِ هذا الغير مسبوق
    Şunu söyleyebilirim, kadınlar üzerinde olağanüstü bir etkisi vardı. Open Subtitles و لكنى سأقول شيئا واحدا ، اٍن لديه تأثير خارق على النساء
    İşte bu olağanüstü bir işbirliği modelidir. Birbirine baş sallayıp durmayan düşünce ortakları. TED إنه نموذج رائع من التعاون. - شركاء في التفكير و ليسوا أصداء لبعض.
    Yani, o olağanüstü bir genç adamdı, profesyonel olarak da. Open Subtitles أعني أنه كان رجلاً شاباً استثنائياً

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد