Böylesine şiddetli suçları işlemek bir kadın için olağandışı değil mi? | Open Subtitles | أليس هذا غير عادي لإمرأة ترتكبْ العديد من الجرائم العنيفة ؟ |
Siz beyler bu akşam olağandışı bir şey gördünüz mü? | Open Subtitles | هل رأيتم أيها السادة أي شي غير عادي هذه الليلة؟ |
olağandışı herhangi bir şey yaptığını hatırlıyor musun? Alışılmadık bir şey? | Open Subtitles | هل بوسعك تذكر أي شيء غير طبيعي أو تغير في عمله؟ |
Sana göre şu an tarihsel olarak olağandışı bir şeylerin ortasında mıyız? | TED | هل نحن في وسط شيء غير معتاد تاريخياً من وجهة نظرنا |
Bir İngiliz kadınının ata binmek dururken kitap okuması olağandışı olabilir, ama mümkündür. | Open Subtitles | لابد ان اقولو انه شئ غير مألوف على المرأة الأنجليزية ان تفضل القراءة على ركوب الخيل, ولكن هذا جائز |
Orada mükemmel bir hayatımız vardı, ve olağandışı bir şey yapmaya karar verdik. | TED | عشنا حياة رائعة هناك، وقررنا أن نفعل شيئا غير إعتيادي. |
Dikkat edin, olağandışı canlı rüyalar yaşayabilirsiniz. Ilacın bir yan etkisi olabilir. | Open Subtitles | أُنبهكِ إلى أنه ربما تُراودكِ أحلامٌ زاهية غير عادية كأثرٍ جانبي للدواء |
Tehdit telefonları, ya da olağandışı mektuplar aldı mı? | Open Subtitles | هل تلقى زوجك أي تهديد من مكالمات الهاتفية أو أي شيء غير عادي من البريد؟ |
Kuluçkanın ve yavru büyütmenin tüm sorumluluğu almak bir erkek için olağandışı bir davranıştır. | Open Subtitles | هذا سلوك غير عادي بالنسبة لذكر، يتولى مسئولية كاملة للاحتضان ولتربية الصغار. |
O özeldi, o eşsizdi, her açıdan olağandışı bir adamdı. | Open Subtitles | وكان مميزا , كان فريد من نوعه. وكان غير عادي في شكل من الاشكال |
- Darryl Weaver. Bay Weaver, dün gece olağandışı bir şey gördünüz mü? | Open Subtitles | السّيد ويفير، رأيت أو يسمع أيّ شئ غير عادي ليلة أمس؟ |
İnsanlar için günü uzatmaya çalışmak o kadar olağandışı ki cidden bizleri inceleyen uyku araştırmacıları olmuştu. | TED | في الحقيقة، كان هناك باحثون في النوم قاموا فعليّاً بدراستنا لأنه كان غير طبيعي للغاية للإنسان أن يحاول إطالة يومه. |
Bu oldukça olağandışı, aynı zamanda ahlakdışı bir tutum. | Open Subtitles | هذا غير طبيعي تمامًا, وغير أخلاقي للغاية. |
Bu kadar renkli geçmişi olan biri için istediğimiz şeyin o kadar da olağandışı olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن مانطلبه غير معتاد لشخص مع تاريخ متلون |
olağandışı bir şey olsa söylerdi diye düşünüyorum. | Open Subtitles | فكرت أنه قد يذكر لك شيئاً غير معتاد حدث معه. |
Bunun biraz olağandışı olduğunun farkındayız, Bay Applebaum. | Open Subtitles | نحن نفهم إن هذا يبدوا غير مألوف بالنسبة لك سيد أبلباوم |
olağandışı hiç bir şey yok, kayıp olması dışında. | Open Subtitles | سجل نظيف , لاشيء غير إعتيادي عدا أنه مفقود, |
Bu tüy, kuşlara yer çekimini yenmeyi olanaklı kılmıştır ve olağandışı bir şekilde havaya çıkarmıştır. | TED | فقد أتاحت هذه الريشة للطيور قهر الجاذبية والإقلاع في الجو بطريقة غير عادية. |
Darwin'in, cam bir sandıkta makarna sakladığı ve bazı olağandışı araçlar kullanarak istemli kasılmalarla onları hareket ettirdiği doğru değil mi? | Open Subtitles | أليس صحيحا أن داروين أبقى قطعة مكرونة في علبة زجاجية حتى بطرق إستثنائية بدأت بالتحرّك فعلا حركة طوعية؟ |
İlk örnek olağandışı bir sendrom olan "Capgras sendromu". | TED | المثال الأول هو متلازمة استثنائية تدعى متلازمة كابجراس |
Beyin sarsıntısı geçirdiğini düşünüyoruz ve emar makinesi olağandışı beyin faaliyeti gösteriyor. | Open Subtitles | نحن تعتقد أن لديك ارتجاج، والفحوصات تظهر نشاط غير عادى فى المخ. |
Bu olağandışı. Niçin böyle düşünüyor olabilirsiniz? | Open Subtitles | هذا شئ خارج عن المألوف ولماذا تعتقد ذلك ؟ |
Belki başından beri kuşkulandım. olağandışı bir şey hissediyordum. | Open Subtitles | ربما ارتبت فى شئ دائما أحسست بشئ غير طبيعى |
Bugünün gerçekten de tarihi ve olağandışı bir gün olduğunu konuştuk. | Open Subtitles | لقد تحدثنا في الواقع عن كم هو استثنائي ورائع هذا اليوم |
Ama şunu eklemeliyim ki olağandışı özverilileri farklı kılan şey ortalamanın üzerinde bir merhamete sahip olmaları değildir. | TED | لكن يجب أن أضيف أن ما يجعل الأشخاص الإيثاريين بشكل إستثنائي مختلفين جداً ليس فقط أن نسبة تعاطفهم أعلى من المتوسط. |
olağandışı problemleri ele aldığınıza dair bir şöhretiniz var. | Open Subtitles | لديك سمعة جيدة فى توليك المشاكل الغير عادية |
Bu biraz olağandışı oldu. | Open Subtitles | هذا أمر غير عاديّ. |