Yaptığım işte daha iyi olabilmek için muhaliflerimle iş birliği yapabilirim. | TED | أستطيع التعاون مع معارضيني لأصبح أفضل فيما أفعله. |
Tüm dünyayı dolaştım ve şöyle bir hissim vardı: Birisi olabilmek için müthiş bir hızla ileri atılmıştım. Birey olmak için, Jimmy olmak için. | TED | حول العالم وشعرت بأنني قد انجرفت بسرعة لأتحول لشخص ما، لأصبح فرداً، هو جيمي. |
Lonca sistemi: yani ben bir çırakken iyi bir çömlek üstadı olabilmek için çıraklık etmem gerekiyordu. | TED | ما أعنيه بنظام النقابة، هو أنه عندما كنت تلميذة كان يجب علي أن أتمرن من نفسي لأصبح خبيرة في صناعة الفخار |
Doğalları gereği asalak olduklarından, galakside baskın olabilmek için kullandılar. | Open Subtitles | كونهم متطفلين بطبيعتهم، يجعلهم يستخدموها ليكونوا الجنس السائد في المجرة |
- Bulunduğun yerde olabilmek için canını verecek bir sürü insan var. | Open Subtitles | عندما أفكر بكل الأناس الذين سيقتلون ليكونوا بمكانك |
Tek isteğim bir günlüğüne prenses olabilmek. | Open Subtitles | كُل ما أردته هو أن أكون أميرة ليوم واحد. |
Bazıları, bir dahaki sefere daha başarılı olabilmek için ne yapabileceğini soran notlar gönderiyorlar. | TED | وبعضهم يرسل ملاحظات سائلين عما يمكن فعله حتى يصبحوا أكثر نجاحًا في المرة القادمة. |
Bu şeyin gerçekten nasıl işlediğini, kendim için de daha iyi bir lider olabilmek adına öğrenmek istedim. | TED | أردتُ أن أتعلّم كيف عمل هذا الشيء حقًا. ورغبتُ أيضًا في معرفة ذلك لنفسي لأصبح قائدًا أفضل. |
O kadar ikna edici olabilmek için çok çalışmam ve kendimi role adamam gerektiğini belirtmek isterim. | Open Subtitles | يجب أن تعلم أنني أحتاج الكثير من العمل الشاق والاجتهاد لأصبح بهذا الإقناع |
- Lucas. Tekrar senin gibi olabilmek için neler verirdim biliyor musun? | Open Subtitles | ألديك أدنى فكرة عما سأعطيه لأصبح أنت مجدداً ؟ |
Çünkü sırf kardeşinle birlikte olabilmek için haham'ımı bir baltayla öldürebilirim. | Open Subtitles | لإني سأقتل حاخامي بشظية من لحم خنزير لأصبح مع أختك |
Kanal 23'ün öğlen haberleri sunucusu olabilmek için test sınavına davet edildim. | Open Subtitles | حصلت على تجربة أداء لأصبح المذيع المسائي الجديد للقناة الـ32 |
Bak, lütfen sizlerden birisi olabilmek için ne yapmam gerektiğini söyle. | Open Subtitles | أرجوك، فقط أخبرني ما يتوجب علي فعله لأصبح واحداً منكم يا رفاق |
Bu işte mümkün olduğunca iyi olabilmek için sadece beş yılım var. | Open Subtitles | لدي 5 سنوات فقط لأصبح جيدة في هذا بقدر ما أستطيع. |
Genç bir adamken güçlü bir lider olabilmek için insanların alışkın olduğu gelenekleri sürdürmek gerektiğini öğrendim. | Open Subtitles | , رجل شاب , أنا تعلمت , لأصبح قائدا قوي القائد الذي يجب أن يبقي المؤسسات |
Bu ülkeye liderlik etme şansına sahip olan 44 adamdan biri olabilmek için kullandım. | Open Subtitles | استخدمته لأصبح أحد الــ44 رجل المحظوظ كفاية لقيادة هذه البلد |
...mutlu olduğumuzu söylemek istedim, en başta da burada olabilmek için çok uzaklardan gelenlere özellikle de görünüşe göre imadan anlamayan Florida kuzenlere. | Open Subtitles | بأننا جميعا هنا مع بعضنا , وأريد أن أشكرا خصوصا الناس الذين جاؤوا من مناطق بعيدة فقط ليكونوا معنا هنا الليلة |
Bir çok insan bugün burada olabilmek için hastalık izni kullandılar. | Open Subtitles | معظم هؤلاء الناس أخذوا أيام مرضية ليكونوا هنا اليوم |
Kız kardeşimlerime, ailelerine ve torunlarına... daha yakın olabilmek için ve-- | Open Subtitles | ليكونوا علي مقربة من شقيقاتي وعائلتهم... واحفادهم و... |
Tüm istediğim dünyada beni anlayabilecek diğer insanlarla beraber olabilmek. | Open Subtitles | كل ما أريده هو أن أكون فقط مع شخصاً آخر في العالم قادر على أن يفهمني |
Kadın bütün bu genç programcılarla görüşmüş zengin olabilmek için. | Open Subtitles | على كلٍ، لقد رأت المبرمجين الصغار وهم يصبحوا أثرياء. |