ويكيبيديا

    "olan tek şey" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الشيء الوحيد الذي
        
    • كلّ ما
        
    • هو كل ما
        
    • الشئ الوحيد الذي
        
    • الشىء الوحيد
        
    • هي كل ما
        
    • هو الشيء الوحيد
        
    • الشيئ الوحيد
        
    • الأمر الوحيد الذي
        
    • فكل ما
        
    • كُل ما
        
    • كل ما يهم
        
    • جل ما
        
    • الشئ الوحيد الذى
        
    • الشي الوحيد
        
    Bu dünyada seni bir yerlere götürecek olan tek şey bu. Open Subtitles هذا هو الشيء الوحيد الذي سيوصلكِ إلى أي مكان في العالم
    Şu anda ihtiyacım olan tek şey çalışmaya devam etmek. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي أحتاج لفعله الآن هو الإستمرار في العمل.
    Önemi olan tek şey her zaman önemli olan tek şey bulmacaydı. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي كان يهمك الشيء الوحيد الذي لازال يهمك هو اللغز
    Bana gerekli olan tek şey imar kanunu geliştirme teminatı hakkındaki kararınız. Open Subtitles حسناً، في الحقيقة، كلّ ما أحتاجه الآن هو قرارك تغطية على رمز البناية
    Kaptan: Beni dinle. Önemli olan tek şey kızı kurtarmak. TED كابتن ألين: انظر، انقاذ الفتاة هو كل ما يهم.
    Artık önemli olan tek şey, önündeki savaşta mücadele etmek. Open Subtitles الشئ الوحيد الذي يهم الآن هو خوض الحرب التي أمامك
    Güven bana, orada düz olan tek şey televizyon ekranları. Open Subtitles و صدقنى , الشىء الوحيد المُسطح هناك هو شاشات التلفاز
    Çünkü sana yardım etmek paniklememe mani olan tek şey. Open Subtitles لأنّ مساعدتك هي الشيء الوحيد الذي يمنعني من الشعور بالذعر
    Bu dünyada seni bir yerlere götürecek olan tek şey bu. Open Subtitles هذا هو الشيء الوحيد الذي سيوصلكِ إلى أي مكان في العالم
    Önemli olan tek şey iyi bir hikaye yaratmanız... TED الشيء الوحيد الذي يهم هو أنك من تصنع القصة الجيدة.
    Başarılı olmalarına mani olan tek şey onları yanıltan ve yapamayacaklarına inandıran akıllarıydı. TED الشيء الوحيد الذي منعهما من النجاح أن عقليهما قد خدعاهما بعدم قدرتهما على فعل هذا.
    Fakat umuttan daha fazla ihtiyacımız olan tek şey harekete geçmek. TED ولكن الشيء الوحيد الذي نحتاجه أكثر من الأمل هو العمل.
    Önemli olan tek şey bu. Open Subtitles و لكن هدفنا هو نفسه و هذا هو الشيء الوحيد الذي يهم
    Önemli olan tek şey madalyonun diğer yarısı. Open Subtitles كلّ ما يهم هو بأنّك عندك نصف آخر من النوط.
    Bu dünyada geçerli olan tek şey başkalarının senin hakkında ne düşündüğüdür. Open Subtitles كلّ ما يهم في هذا العالم هو ما يراه الآخرون بك.
    - Bunun önemi yok. Önemli olan tek şey, geri dönmek zorunda oldukları. Open Subtitles ذلك لا يهمّ، كلّ ما يهمّ هو أنّ عليهم العودة
    Bu 4 basit yasa. Origamide ihtiyacınız olan tek şey bunlar. TED إذا هذه أربع قوانين بسيطة. وهذا هو كل ما تحتاجه في الأوريغامي
    Görünüşe göre olan tek şey... saçmalığını saçman için kendi televizyon programını yapmanın teklif edilmiş olması. Open Subtitles ما يبدو أن الشئ الوحيد الذي يحدث هو أنه تم عرض عليكِ برنامج تلفازي خاص لتقولي تفاهتكِ
    Seninle ilgili özel olan tek şey sevişmek hakkındaki tuhaf fikirlerin. Open Subtitles الشىء الوحيد الذى يميزك هو فكرتك الغريبة عن ممارسة الحب
    - İhtiyacımız olan tek şey Hükümet verileri. Open Subtitles مصادر مراقبة الحكومة هي كل ما يتطلبه الأمر
    Umurumda olan tek şey silahımı nereye doğrulttuğum. Open Subtitles الذين يقولوا انه قتلهم الشيئ الوحيد الذي اهتم به كثيراً اين اصوب سلاحي
    Ellerinde eksik olan tek şey bizleri harekete geçirmek için sağlam bir krizin gerektiği. TED الأمر الوحيد الذي يفتقدونه هو أننا في حاجة إلى أزمة جيدة لتحريكنا.
    Peki, öyle olsun.. ama bu kedilerle konuşmaya bi kere başlamışsan, artık ihtiyacın olan tek şey bir kamyonettir adamım. Open Subtitles اجل ، متى ما أجدت لغتهم فكل ما ستحتاجه هو شاحنة
    Bu noktada elimde olan tek şey senin tanıklığın, ve sen de hiç açıkça konuşmadın. Open Subtitles في هذه المرحلَة، كُل ما لدي هوَ شهادتُك و حتى أنتَ لا تُريدُ الكلام في العلَن
    Yaptığım her şey, benim için önemli olan tek şey senin iyi olman. Open Subtitles فبعد كل ما فعلته, جل ما يهم إنّكِ على ما يرام
    Cabot Cove'da kıskaçları olan tek şey ıstakozlardır ve biz onları yeriz. Open Subtitles ان عندنا فى خليج كابوت , الشئ الوحيد الذى له مخالب هو الكابوريا ,ونحن نأكلها
    Çocuklar, burada önemli olan tek şey benim tamamen suçsuz olmam. Open Subtitles يا رفاق الشي الوحيد الذي نذكره انا تقريبا بريء من اللوم

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد