İnsanlığın kıyamet gelinceye kadar ödeyecek olduğu ilk cinayet. | Open Subtitles | الجريمة الأولى التي ستعاقب عليها البشرية حتّى نهاية الزمن. |
Bu saldırı altında olduğu ilk sefer değildi. | Open Subtitles | لم تكن هذه المرة الأولى التي تتم فيها مهاجمته |
dedi. (Gülüşmeler) En güzeliyse, bir kadın bu cüzdanın, sahip olduğu ilk cüzdan olduğunu dile getirdi. | TED | (ضحك) والأفضل من ذلك، أعربت إحدى النساء بأن هذه الحقيبة هي الأولى التي تمتلكها طوال حياتها. |
Söyle bakalım King, şarap köyüne getirdiğin ve yatma şansının sıfır olduğu ilk kadın ben miyim? | Open Subtitles | (أخبرني شيئاً (كينق هل أنا المرأة الأولى التي تأخذها لقرية الخمر، دون أن تكون لك أيّ فرصة |