İyi olduğum tek şey sıçana kadar içmek ve kendi kıçımı koklamak. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أنا جيد فيه هو الشرب من المرحاض وشم مؤخرتي |
İyi olduğum tek şey, yürüyen bir suç laboratuarı olmam. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أبرع به أن أكون مختبر جرائم متحرك |
Gerçekten üzgün olduğum tek konu, kızımı ve annesini utandırmamdır. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أنا آسف لأجله هو إحراج ابنتي وأمها |
Sahip olduğum tek anne o. O yüzden sorulacak bir şey yok. | Open Subtitles | إنّها الأم الوحيدة التي أحوزها، لذا ليس من شيء أودّ السؤال عنه. |
Sahip olduğum tek güzel elbisem bu. | Open Subtitles | هذا حقاً هو الفستان الجميل الوحيد الذى أمتلكه |
Beatrice sahip olduğum tek şeydi. Ona nasıl ihanet edebildim? | Open Subtitles | كانت بياتريس هي كل ما أملك كيف أمكنني خيانتها؟ |
- Hey, hey, anlatmakta olduğum tek saadet para yığınlarıyla inşa edilen saadettir. | Open Subtitles | هل هذا مخطط أهرامات ؟ الهرم الوحيد الذي أقصده ما يبنى برزم المال |
Üzgün olduğum tek şey, buraya gelirken bir tarafımın donması. | Open Subtitles | الشىء الوحيد الذي يحزنني أني أتيت في هذا الطقس البارد |
Senin annen olmak. Hayatta başarılı olduğum, tek şey bu. | Open Subtitles | لأن كوني أماً لك، هو الشيء الوحيد الذي نجحت به |
Büyükbabam bilge bir adamdı ve bunu bir problem olarak gördü. Çünkü biliyordu ki, bu benim sahip olduğum tek şeydi. | TED | وجدي كان شخص حكيم، ورأى ذلك كمشكلة، لأنه عرف أنه الفن كان الشيء الوحيد الذي أستطيعه. |
Sahip olduğum tek şey içinde fotoğrafların ve görüntülerin olduğu hafıza kartımdı. | TED | وكان الشيء الوحيد الذي أمتلكه بطاقة الذاكرة مع الصور واللقطات. |
Çünkü koca dünyada sahip olduğum tek şeysin. | Open Subtitles | لانك الشيء الوحيد الذي حصلت عليه فى هذا العالم |
Galiba gerçekten deli olduğum tek adam oydu. | Open Subtitles | أعتقد بأنه الشخص الوحيد .الذي كنت مجنونة به |
O köprünün üzerinde olduğum tek zaman otobüsle eve dönerken. | Open Subtitles | الوقت الوحيد الذي أمّر فيه من هذا الجسر عندما أكون عائداً إلى المنزل على متن حافلة |
Windrixville'de olduğumuz o zaman şimdiye dek mahallemizden uzakta olduğum tek zamandı. | Open Subtitles | في ذاك اليوم الذي استيقظنا فيه في ويندركسفيل كان الوقت الوحيد الذي كنت مبتعد عن الحي فيه |
Michelle tek kız, yani şimdiye kadar beraber olduğum tek kız. | Open Subtitles | تعرف،بأن ميشيل هي الوحيده, الفتاة الوحيدة التي كنت معها |
Nasıl olur da hayatımdaki her berbat şeyi anlatırsınız da sahip olduğum tek yetenekten hiç bahsetmezsiniz? | Open Subtitles | أقصد, لقد أشرتم علي كل شئ قذر كان في حياتي ولكن الموهبة الوحيدة التي امتلكها لم يذكرها احد |
Bana sahip olduğum tek evi verdiniz, Bayan Martha. | Open Subtitles | انت وفرت لى المأوى الوحيد الذى لدى , سيده مارتا |
Geçen sonbaharda okulun sahip olduğum tek şey olduğunu anladığım bir an vardı. | Open Subtitles | كانتهناكلحظةفيالخريفالماضي.. عندما عرفتُ أن المدرسة هي كل ما أملك. |
Sahip olduğum tek şey bu. Bunları korumak için silah taşıyorum. | Open Subtitles | انه كل املاكي احمل مسدسا لاحمي ما امتلكه |
Üzgünüm. Bu, sahip olduğum tek kişisel hikaye. | Open Subtitles | أنا آسف ، إنها الحكاية الشخصية . الوحيدة التى أعرفها |
Clark, benim sahip olduğum tek yetenek, Borsa ile uğraşmak ve yanlış kadına aşık olmak. | Open Subtitles | قدراتي الوحيدة هي التلاعب بالسوق والوقوع بحب المرأة الخطاء |
Fakat sen hâlâ kızkardeşimsin ve sahip olduğum tek kişisin. | Open Subtitles | ولكنكِ مازلتِ شقيقتي وانتِ الوحيده التي لدي |
Burası sahip olduğum tek şey, müşterilerimi kaybetmek istemiyorum. | Open Subtitles | هذا المطعم هو كل ما أملك. أريد الاحتفاظ بزبائني المعتادين. |
Emin olduğum tek şey üniversite. Üniversiteye gitmeyi planlıyorum. | Open Subtitles | شيء واحد أنا واثق منه هو الجامعة أناحتماً أنوي الذهاب إليها |
Sahip olduğum tek şey bunlar, bunu anlıyor musun? | Open Subtitles | هم كل مالدي, هل تتفهم ذلك؟ |
Sahip olduğum tek varlık o. | Open Subtitles | إنه كل ما أملك. |
Gelinin ailesiyle konuşmak, damadın arkadaşlarının görevidir. Ayrıca şu dünyada sahip olduğum tek yakınımsın, dostum. | Open Subtitles | بجانب ذلك أنت كل ما لدي في هذا العالم يا صديقي... |
- Emin olduğum tek şey, onun gitmesine izin verdikleri. | Open Subtitles | الشيء الوحيد المتأكد منه.. أنهم أفرجوا عنه |