Ama çok üzgün olduğum zamanlar modumu yükseltecek bir sırrım var. | Open Subtitles | لكنني أملك خدعة، عندما أكون حزينة جدا أستعملها لترفع من معنوياتي. |
olduğum zamanlar ise kalabalık gelip gidiyor. | Open Subtitles | لكن عندما أكون في المنزل فهناك دوماً حشد كبير من الناس يدخلون و يخرجون |
olduğum zamanlar ise kalabalık gelip gidiyor. | Open Subtitles | لكن عندما أكون في المنزل فهناك دوماً حشد كبير من الناس يدخلون و يخرجون |
Marge, seninle olduğum zamanlar, o akıllı çocuğun karnesini yanlışlıkla aldığım zamanki gibi hissediyorum ve bir dakikalığına bütün AA ları benim aldığımı düşünüyor, ve adımın Howard Simberg olduğunu sanıyorum. | Open Subtitles | مارج .. عندما اكون معك يكون لدي احساس كالذي شعرت به عندما حصلت علي نتيجة طالب متفوق بالخطأ |
Kraliçe olduğum zamanlar şimdi senin hissettiğin gibi aynı şekilde kendimden emin değildim. | Open Subtitles | عندما اكون ملكة اشعر بعدم الامان مثلما تشعري به الان |
Gergin olduğum zamanlar biraz çenem düşer. | Open Subtitles | أتكلم كثيراً حين أكون متوتراً. |
Ben üzgün olduğum zamanlar anne ve babamın yanında yatardım. | Open Subtitles | عندما أكون حزينا كنت أقفز على سرير أمي وأبي |
Oh, bir bakıma takıntılıyım, özellikele gergin olduğum zamanlar. Bu kesinlikle normal Bende takıntılıyım. | Open Subtitles | أنا موسوسة قليلاً خاصة عندما أكون مرتبكة |
Üzgün olduğum zamanlar, radyomu dinlerim. Dinlemek ister misin? | Open Subtitles | عندما أكون وحدي أستمع للراديو هل تريدين سماعه؟ |
Ama ne yapmam gerektiğini bilmiyorum birinden hoşlandığım zaman uyurken ve gerçekten sarhoş olduğum zamanlar dışında. | Open Subtitles | ولكني لا أعرف ماذا أفعل عندما أكون بجوار شخص يعجبني باستثناء أن أضاجعه أو أصبح سكرانة تماماً |
İş üzerinde olduğum zamanlar. | Open Subtitles | عندما أكون في مُهمة إنظري ، هو هنا في غرفة المعيشة |
Üzgün olduğum zamanlar ise şöyle, | Open Subtitles | أما عندما أكون حزينا تصبح هكذا |
Yanında olduğum zamanlar bile, bir barbar gibi davranıyorum. | Open Subtitles | حتى عندما أكون معك أتصرف مثل الهمجى |
Çünkü, başka biriyle olduğum zamanlar onu düşünüyorum. | Open Subtitles | لأنني عندما أكون مع شخص آخر, أفكر بها. |
İşte olduğum zamanlar. Aslında fotoğraf çekimi yapıyoruz. | Open Subtitles | هذا عندما أكون بالعمل هذه جلسة تصوير |
Evet. Genellikle stres olduğum zamanlar. | Open Subtitles | أجل , وغالبا عندما أكون متوتر. |
Sınıfta olduğum zamanlar dışında vaktimin çoğunu burada geçiriyorum. | Open Subtitles | اقضي هنا معظم اوقاتي في الملعب عندما اكون في حصه |
Onunla olduğum zamanlar, tamamen, ama tamamen... . | Open Subtitles | عندما اكون معه انا |
Kocamla olduğum zamanlar. | Open Subtitles | عندما اكون مع زوجي |
Kendimi kaybetmek üzere olduğum zamanlar Quinn de böyle derdi. | Open Subtitles | اعتاد (كوِن) قول ذلك حين أكون في "حالة انهيار" |
Kendimde olduğum zamanlar yalnızca Eva ile birlikteykendi. | Open Subtitles | الوقت الوحيد الذي أكون فيه على طبيعتي -هو حين أكون معها . |