1995'te yerli bir balıkçı, yetkilileri sularının koruma alanında olduğuna ikna etmiş. | TED | في سنة 1995، أقنع الصيادون المحليون السلطات بالإعلان عن مياهها كمحمية بحرية. |
Zamanın yarısını yatakta yatarak kendimi yaptığım şeyin doğru olduğuna ikna ediyorum. | Open Subtitles | نصف الوقت أتمدد بالسرير أقنع نفسي أن ما أفعله صحيحاً لكل الناس |
Hâlâ yaşlı bir kadını sarhoş etmenin en iyi yol olduğuna ikna olmadım. | Open Subtitles | ما زلت غير مقتنعة بأن جعل امرأة عجوز تثمل هي الطريقة الأفضل لفعل هذا. |
Bak, Zoe hala bunun iyi bir fikir olduğuna ikna olmadım. | Open Subtitles | (أنظري، (زوي ما زلت لست مقتنعة بأن هذه فكرة حسنة |
Bu sorunlu bölgeye barışı getiren kişinin sen olduğuna ikna olduk. | Open Subtitles | نحن مقتنعون أنك الشخص الذي يمكنه أخيرا أن يجلب السلام للمنطقة المضطربة |
Onca yıldır, ailedeki herkes klarnete ilgisi olanın asıl Raj olduğuna ikna olmuştu. | Open Subtitles | وعلى مدى سنوات, الكل بعائلتي كان مقتنع أن هو من كان يحب المزمار |
Ama henüz bu bedeli ödetenin Tanrı olduğuna ikna olmuş değilim. | Open Subtitles | ولكنني إلى الآن لستُ مقتنعاً بأن الرب من أطلقها نحونا. |
Dallas polisindeki bazı arkadaşları ziyaret edip bu rehine olayının bir eşek şakası olduğuna iknâ etmem gerekti. | Open Subtitles | اضطررت للمجيء وزيارة بعض الأصدقاء في شرطة (دالاس) لإقناعهم بأن مسألة الاختطاف خاصّتك خدعة، انهضي. |
Ve sonunda biz burda 9 yılımızı hükümeti petrole bulanmış pek çok penguen olduğuna ikna etmeye çalışarak geçirdik. | TED | وبذلك انتهى بنا المطاف نقضي تسع سنوات في إقناع الحكومة بموضوع وجود الكثير من طيور البطريق الغارقة في النفط |
Montero'yu bir beyefendi olduğuna ikna edebilirsen seni yakın çevresine dahil edecektir. | Open Subtitles | أقنع مونتيرو أنك رجل نبيل ذو مكانة وهو سيتركك لتدخل دائرته |
Montero'yu bir beyefendi olduğuna ikna edebilirsen seni yakın çevresine dâhil edecektir. | Open Subtitles | أقنع مونتيرو أنك رجل نبيل ذو مكانة وهو سيتركك لتدخل دائرته |
Şey, gözetmenini yakının olduğuna ikna etmek için biraz dil dökmem gerekti. | Open Subtitles | حسناً .. لقد بذلت مجهوداً كي أقنع مشرفتك أنني قريبك |
' Sadece Brad Dumont'un niyetinin çok asil olduğuna ikna olmadım. | Open Subtitles | N م 'م مقتنعة بأن intençes براد نبيلة . |
Eşinizin bir ilişkisi olduğuna ikna olduk. | Open Subtitles | نحن مقتنعون أن زوجتك كانت على علاقة غير شرعية |
Çünkü artakalanlar, yanan bir platform olduğuna ikna oldular. | Open Subtitles | لأن، انظر النظام يبقي مقتنع أن هناك أرضية مشتعلة |
Ama fikrinin akla yatkın olduğuna ikna olmuş gibi. | Open Subtitles | من أجل صُنع مصل .. لكنه مقتنع أن أسبابه منطقية |
Sorduğun için diyorum, bu ekstra işlerin senin bulunduğun yer için gerekli olduğuna ikna olmuş değilim. | Open Subtitles | حسناً, بما انك سألتني, أنا لست مقتنعاً بأن أيٍ من هذا العمل الإضافي ضروري لمكانك في الوضع العام |
Sonra bu çılgın ihtiyar gelmiş, bunların tufanla bir alakası olduğuna ikna olmuş. | Open Subtitles | وعندها قد أتى المُسنّ إلى هُنا مقتنعاً بأن ذلك كان جزءً من قصة الطوفان الخاصة به. |
Dallas polisindeki bazı arkadaşları ziyaret edip bu rehine olayının bir eşek şakası olduğuna iknâ etmem gerekti. | Open Subtitles | اضطررت للمجيء وزيارة بعض الأصدقاء في شرطة (دالاس) لإقناعهم بأن مسألة الاختطاف خاصّتك خدعة، انهضي. |
İkimiz de odadaki her erkeği sizin için önemi olduğuna ikna etme yeteneğinize hayran kaldık. | Open Subtitles | أجل. لقدكنانتعجبكلانامنقدرتك ... في إقناع كل رجل حولك إنه يعني شيئاً ما لكِ. |
Suçlu bulunan mahkumlar günlerinin yarısını insanları masum olduğuna ikna etmeye çalışmakla geçirirler. | Open Subtitles | (لانا)، يقضي القتلة المدانون نصف يومهم في إقناع الناس بأنهم أبرياء |