Yarının Anneler Günü olduğunu biliyorlar mı? | Open Subtitles | أتعتقد أن هؤلاء الرجال يعلمون أن غداً هو عيد الأم ؟ |
Ne kadarını anladıklarını bilmiyorum, fakat kötü bir şeyler olduğunu biliyorlar. | Open Subtitles | لست متأكد ما مقادر إستيعابهم للأمر لكن يعلمون أن شيئاً سيئاً يحدث |
Hayslip'den haberdarlar. Kanada'da olduğunu biliyorlar, onlara yardım eden İrlandalı bir adam var. | Open Subtitles | انهم يعرفون عن "هيسليب" يعرفون أنك كنت فى كندا ومعهم رجل ايرلندى |
Amerikalı'ların yaklaştığını biliyorlar, ve bizim savaş suçları hakkında delilimiz olduğunu biliyorlar. | Open Subtitles | يعرفون أن الأمريكان قريبون منهم ويعرفون أن لدينا دليل على جرائم حربهم |
Şu anda, Ruslar senin ortalıkta olduğunu... biliyorlar. | Open Subtitles | الأن الروسيين يعلمون أنك في الخارج إنه موسم مفتوح |
Artık, teknede başka birinin de olduğunu biliyorlar. | Open Subtitles | الآن، إنهم يعرفون أن شخصاً ما كان معه على متن القارب |
Ne kadarını anladıklarını bilmiyorum, fakat kötü bir şeyler olduğunu biliyorlar. | Open Subtitles | لست متأكد ما مقادر إستيعابهم للأمر لكن يعلمون أن شيئاً سيئاً يحدث |
Hepsi buradan tek çıkış yolunun kendilerinde olduğunu biliyorlar. | Open Subtitles | يعلمون أن طريقة اللخروج من هنا متعلقة بأنفسهم |
Senin genel müteahhite sahip olduğunu biliyorlar... ve onun adamları kıçının üstünde oturmaktan başka bir şey yapmıyor. | Open Subtitles | يعلمون أن لديك متعاقدٌ عام.. وأفراده في الخارج جالسون على مؤخراتِهم |
Wraith'ler, Dünya'nın Pegasus Galaksisi'ndeki her yerden daha zengin bir beslenme yeri olduğunu biliyorlar ve yıllardır bu koordinatları arıyorlardı. | Open Subtitles | الريث يعلمون أن الأرض مصدر للغذاء أكثر من أي شيء في مجرة بجاسوس إنهم يبحثون عن هذه الإحداثيات لسنوات |
Onlar buraya girmenizin yasak olduğunu biliyorlar, siz de öyle. | Open Subtitles | أين معلمك؟ أنهم يعرفون أنك غير مسموح به هنا، وهكذا أنت! |
Oturdukları her hafta senin iki katını ödemek zorunda olduğunu biliyorlar. | Open Subtitles | يعرفون أنك ستدفع الضعف عن كل أسبوع توقف |
Senin seri katil olduğunu biliyorlar mıydı? | Open Subtitles | هل كانوا يعرفون أنك كنت قاتل متسلسل ؟ |
Bakın sabit diske el koymanız gerektiğini biliyorum, ama teknik olarak o görüntüler Kanal 13 haberlerine ait ve patronlarım o depoda bir şeylerin olduğunu biliyorlar ve biz... | Open Subtitles | أعرف أن عليك أن تتخلصي من السواقة لكن تقنيّاً تلك السواقة هي من ممتلكات القناة 13 الإخباريّة و مدرائي يعرفون أن شيئاً ما حصل في ذلك المستودع و أننا |
Sende olduğunu biliyorlar. | Open Subtitles | ستُبقيك أنت حياً إنهم يعلمون أنك لديك المعلومات اللازمة |
Gidecek sadece tek bir yerimiz olduğunu biliyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعرفون أنه لدينا مكان واحد فقط يمكننا الذهاب إليه |
En azından birimizin yanlarında olduğunu biliyorlar. | Open Subtitles | على الأقل، هم يعلمون بأن أحدنا سيبقى معهم. |
Bu, bir olay anındaki standart prosedürdür, ve şimdikinin gerçek olduğunu biliyorlar. | Open Subtitles | حسناً إنه أجراء طبيعى فى حاله حدث فعلى وهم يعرفون أنه حقيقى هذه المره |
Çünkü tıka basa benim gibilerle dolu olduğunu biliyorlar. | Open Subtitles | لأنهم يعرفون أنها مسكونة بالكثير من الرجال أمثالي |
Bizim temasımızın kopuk olduğunu biliyorlar, haberci gönderecekler. | Open Subtitles | انهم يعرفون أنّنا لم نكن على اتّصال مباشر |
Şu açık ki onu öldürmeye çalıştıklarına göre tanığın kim olduğunu biliyorlar. | Open Subtitles | أنهم يعرفون من هو إذا كانوا يحاولون قتله |
- Senin ne kadar akıllı olduğunu biliyorlar. - Bildiklerini pek sanmıyorum. | Open Subtitles | يَعْرفونَ أنك ذكياً لَستُ متأكّداً من ذلك |
Senin çok iyi bir detektif olduğunu biliyorlar. Syracuse'da çözdüğün olayları gördüler. | Open Subtitles | إنهم يعلمون أنكِ محققة بارعة، لقد رأوا أرقامكِ في جامعة "سيراكيوز" |
Washington'da olduğunu biliyorlar ama tam olarak nerede olduğunu bilmiyorlar. | Open Subtitles | {\pos(192,190)} هم يعلمون أنّه هنا في (واشنطن)، لكن لا يعلمون مكانه بالضبط. |
Silahların elimizde olduğunu biliyorlar. O kadar da şanslı değiliz. | Open Subtitles | يعلمون بأنه لدينا الأسلحة وذلك ليس من حسن حظنا |
- Yanlarında olduğunu biliyorlar. - Biliyorum ama bu hiç hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | ـ يعرفون أنكِ هنا ـ أعلم ذلك، لكني أكرهه |