# Ne seçtiğimi gördüm Neye ihtiyacım olduğunu gördüm # | Open Subtitles | لقد رأيت ما اخترت رؤيته و رايت ما أحتجت لرؤيته |
Neyin önemli olduğunu gördüm ve yapabileceğim tek seçimi yaptım. | Open Subtitles | لقد رأيت ما هو هام و اتخذت الخيار الوحيد الممكن |
Modern savaşların ön cephelerinin izole edilmiş savaş meydanları değil, insanların yaşadıkları yerlerin tam ortasında olduğunu gördüm. | TED | لقد رأيت أن الخطوط الأمامية للحروب المعاصرة ليست في ميادين القتال المعزولة، لكن بالقرب من حيث يعيش الناس. |
Ona baktığımda, minnacık şeyin nasıl bir yaratık olduğunu gördüm. | Open Subtitles | نظرت إليه ورأيت كم كان مخلوقاً صغيراً. وقلت في ذهني: |
Dükkandan alınmış pudinginiz olduğunu gördüm, çocukların ev yapımını denemek isteyeceğini düşündüm. | Open Subtitles | رأيت أنه يوجد لديكما بودينغ من السوق وفكرت أن الأولاد سيحبون تذوق شيء منزلي |
İşte bir itiraf daha: Ona bir şeyler öğretme konusunda kızımızın benden daha başarılı olduğunu gördüm. | TED | وهنا اعتراف آخر: وجدت أن ابنتنا ناجحة في تعليمه هذه المهارات أكثر مني في الواقع. |
Altı yıldır bunun böyle olduğunu gördüm ve beş yıldır dulum. | Open Subtitles | لقد رأيت ذلك يحدث طيلة 6 سنوات ولقد كنت أرملة طيلة 5 سنوات |
Çok garip şeyler olduğunu gördüm. | Open Subtitles | حسناً , لقد رأيت أشياء غريبة تحدث الكثير من الأشياء الغريبة |
Benim Mahallem İnternet Sitesi'nde bu okula yakın oturan bir cinsel taciz suçlusu olduğunu gördüm. | Open Subtitles | أنا لدي, كنت أتساءل لقد رأيت في موقع مراقبة الحي أنه كان يوجد معتدي جنسي |
Fakat ben merdivenlerdeyken, ...başka birisinin kapısının önünde olduğunu gördüm. | Open Subtitles | ولكن عندما كنت على السلالم رأيت أن هناك أحدا اخر كان هناك بالباب |
Krupiyenin zayıf olduğunu gördüm, ama sorun o değildi. Sadece elini fazla gösteriyordu. Kağıtlarını iyice yukarı kaldırıyordu. | Open Subtitles | رأيت أن الموزع ضعيف ,لكنة لم يكن شريكاً له كان فقط لا يغطي الورق ,بل كان يرفع الورق عالياً |
Etrafıma baktım ve bunun tüm çevremde böyle olduğunu gördüm. Abartısız yüzlerce birey kendi bedenlerine ve kişiliklerine uymayan bir avuç sesi kullanıyordu. | TED | نظرت حولي ورأيت هذا يحدث في كل مكان من حولي، حرفيًا، مئات من الأشخاص يستخدمون أصواتًا معدودة، أصوات لا تلائم أجسامهم ولا شخصياتهم. |
Arkamı döndüm ve çocuğun, birlikte oyun oynadığımız bir arkadaşım olduğunu gördüm. | Open Subtitles | تلفت حولى ورأيت هذا الصبى كان رفيق اللعب قديماً |
Sonra uçakta bir sürü boş koltuk olduğunu gördüm ve ben de kendi çıkarımı düşündüm. | Open Subtitles | ثم رأيت أنه كان هناك مئات من المقاعد الفارغة ، لذا قلت لنفسي |
Kendi araştırmalarımda, sözcüklerin çok önemli olduğunu gördüm. | TED | في أبحاثي الخاصة، وجدت أن الكلمات جوهرية. |
Kablosunun çıkmış olduğunu gördüm ve dikkatle kablonun öteki ucunu aramaya başladım. | Open Subtitles | فلقد لاحظت أن السلك الخاص بها واضح لذا تتبعته بحرص نحو المصدر |
İçeri girerken, geçiş kapısında sadece bir görevli olduğunu gördüm. | Open Subtitles | في طريقنا للدخول لاحظت وجود حارس واحد عند البوابة |
Yardıma ihtiyacın olduğunu gördüm ve sen de burada kalmama izin verdin yani karşılıklı bir şeydi. | Open Subtitles | رأيت أنك تحتاج العون وأنت تركتني أمكث هنا... لذا كان هذا كالمقايضة |
Dosyanı okuduğumda iki çocuğun olduğunu gördüm. | Open Subtitles | تعرف,لقد كنت أقرأ ملفك و رأيت ان لديك طفلين |
İlk kez böyle bir yerdeydim ve gözlem yaptıkça konuşmaların çıktılarını kaydetmekle sorumlu olan bir kişi olduğunu gördüm. | TED | كانت تلك هي المرة الأولى لي هناك، وكما لاحظت، رأيت بأن هناك شخص واحد كان مسؤولاً عن تسجيل نتيجة كل محادثة. |
Aşkın ne olduğunu bilecek yaşa geldiğinden beri Iris'e aşık olduğunu gördüm. | Open Subtitles | رأيتك واقع في حب (آيرس) منذ عرفت ما هو معنى الحب |
Bunun olduğunu gördüm. Kimin başına geldi ? | Open Subtitles | لقد رأيته يحدث أمامى يحدث لمن ؟ |
Ama buraya geldikten sonra, Senin çok modern olduğunu gördüm! | Open Subtitles | لكني وجدتك أنك عصري فقط بعد مجيئي إلى هنا |
Ama öncesinde bir çocuğu daha olduğunu gördüm. Benden fazla küçük değil. 16 yaşında bir kız. | Open Subtitles | لكن ليس قبل أن أتبيّن أن لديها ابنة وليست تصغرني بالكثير، فإنّها بالـ 16. |