"olduğunun farkındayım" - ترجمة من تركي إلى عربي

• أعلم أن
• أعرف أن
• أعلم أنه
• أدرك أن
• أعلم أنّ
• أعلم أنّه
• أعرف أنه
• أدرك أنه
• أدرك أنّ
• اعلم ان
• أعلم ان
• أعلم بأن
• أعلم بأنه
• أدرك بأنّ
• أعرف أنّ

Sayın Başkan, zamanınızın değerli olduğunun farkındayım bu yüzden, kısa keseceğim.
يا صاحب الشركة أعلم أن وقتك مهم ولذلك سأدخل مباشرةً للموضوع

Kötü bir durum olduğunun farkındayım ama o kızlardan olma.
أعلم أن هذا سيء حقا، لكن لا تكوني تلك الفتاة.

Evet, müşkül bir durum olduğunun farkındayım, ama, malum, bir tuhaf oldum.
أجل, أعرف أن الأمر أصبح فوضى لكن ,كما ترى, لقد اختلطت أموري،

Bak, çavuş, onun aşırı derecede şarhoş olduğunun farkındayım,tamam mı?
أنظر أيها الرقيب ، أنا أعلم أنه ثمل ، حسن؟

Bunun sadece dostça bir toplantı olduğunun farkındayım, ancak gezegenimin liderleri adına, bazı düşüncelerini değerlendirmen amacıyla sana sunmam gerekiyor.
أدرك أن هذا مجرد اجتماع ودي ولكن نيابة عن قادة كوكبنا.. طلب مني أن أنقل إليكم بضعة أفكار للتفكير بها

Çok aptalca ve münasebetsizce olduğunun farkındayım. Sana sormam gerekirdi.
أعلم أنّ ذلك كان حمقًا وتطفّلًا، وتعيّن أن أسألك فحسب.

Uydurma gibi olduğunun farkındayım ama internet sitemiz falan her şeyimiz var.
أعلم أنّه يبدو مفبركاً ولكن لدينا موقع على شبكة الإنترنت وكلّ شيء

Dün akşam yaşananların korkutucu olduğunun farkındayım. Bunun için pişman olduğuna da eminim.
أعلم أن ما جرى ليلة البارحة كان مرعبًا، وأوقن أنّه نادم على ذلك

Dinle, meselenin sadece pastırma olduğunun farkındayım ama seni düşünüyorum.
أعلم أن ليس للأمر علاقة سوى بالطعام ولكنني قلق عليك

Böyle bir bakış açısının sıra dışı olduğunun farkındayım. Ne de olsa büyüme güzeldir, öyle değil mi?
أعلم أن التفكير بالنمو بهذه الطريقة غير مألوف، لأن النمو شيء جيد، أليس كذلك؟

Bakın, zor olduğunun farkındayım; lâkin, bu işte beraberiz, tamam mı?
أعرف أن هذا صعب لكننا في هذا معاً ، حسنً ؟

Grover'ın garip bir isim olduğunun farkındayım, ama, annemin en sevdiği amcasının ismiymiş.
أعرف أن أسم غروفر نوعاً ما أسم غريب كان أسم عم أمي المفضل

Tehlikeli olduğunun farkındayım. Seni buna zorlamak istemiyorum.
وأنا أعلم أنه مخاطرة كبيرة، وأنا لا أريد أن قوة لك أن تفعل ذلك.

Kutulu olduğunun farkındayım ama çok iyi bir şarap.
أعلم أنه في صندوق, لكن ولكنه نبيذ جيد جدا

Yalan beyanda bulunmak ve sahtekarlığa... karşı yasalar olduğunun farkındayım.
أنا أدرك أن هناك قوانين ضد الاحتيال والإدلاء بأقوال كاذبة.

Hâlen bazı korkularımın olduğunun farkındayım ama çok genç öldüm ve onları alt edebileceğimi hissediyorum.
أعلم أنّ لديّ بعض المخاوف المتبقيّة، لكنني مُتّ في ريعان شبابي. وأشعُر أنني كنتُ سأقهرها.

Bu her iki partiyi de kapsayan bir durum ve ben bu grubun politik olarak etkin olduğunun farkındayım.
لقد كان هذا مشكل انقسام في السابق، و أنا أعرف أنه مشكل في هذه المجموعة أيضا.

Bir sorunum olduğunun farkındayım ve iyileşmek istiyorum.
كما أني أدرك أنه لدي مشاكل و أريد أن اتحسن كذلك

Bunun münasebetsiz olduğunun farkındayım, fakat bunu yapmanız gerekiyor.
أنا أدرك أنّ الأمر مُربِك و لكن أريدك أن تفعليه

Dışarıda Kaitlyn Ross ve Tina McCarthy'i öldürdüğümü düşünen insanlar olduğunun farkındayım.
اعلم ان هناك اناس بالخارج يعتقدون انني قتلت كاتلين روز وتينا ماكارثي

Evet, geç olduğunun farkındayım. Ama bu çok önemli.
أعلم ان الوقت قد تأخر ولكن الأمر لا يتحمل الإنتظار

Takımının dinamiklerinin biraz hassas olduğunun farkındayım ben. Sizler, birbirinize fazla bağlısınız.
أعلم بأن لدى فريقك طريقة عمل خاصة أنتم كعصابة من نوع ما

Kusura bakmayın. Fazla olduğunun farkındayım; ama rapor için gereken her şey burada.
، متأسفة أعلم بأنه كثير ولكن أي شيء تحتاجه موجود في التقرير هنا

Kaldırması zor bir şey olduğunun farkındayım. Yarın da konuşabiliriz, tamam mı?
اسمعي، أدرك بأنّ هذا كثير لتستوعبيه، يمكننا مناقشته باستفاضة غدًا، اتفقنا؟

İyi bir ebeveyn olmak için bunun küçük bir adım olduğunun farkındayım daha çok şey yapmam gerekiyor ama içki içmemek sadece bir başlangıç.
الآن، أعرف أنّ هذا ليس كثيراً، ولكنّي أعرف أنّه لتكون أباً أو أمّاً مُلائماً، يجب أن أقوم بغييرات، والشرب مُجرّد بداية.