Kadınların ve erkeklerin beden olumlayan bir çevre yaratması oldukça önemli. | TED | من المهم أن يقوم الرجال والنساء بخلق بيئة إيجابية للجسم. |
Ama sanırım tüm bu bilgilere sahip olmak oldukça önemli. | TED | ولكن أعتقد أنه من المهم أن تكون لدينا كل هذه المعلومات |
Sezginin bu seviyesi oldukça önemli oluyor. | TED | الآن، هذا المستوى من الحدس يصبح مهم جداً. |
Sıradan bir arıyım. Ve bir arı olarak, bal benim için oldukça önemli. | Open Subtitles | أنا مجـرّد نحلة عادية، وكنحلة فالعسل مهم جداً لي |
Ama turizm piyasasının, insanlara gerçekten yarar sağlanabilecek şekilde idare edilmesi oldukça önemli. | TED | لكن إدارة سوق السياحة بالطريقة التي يمكن أن تفيد الشعب حقا مهم للغاية. |
Bu oldukça önemli olmalı, kendin getirdiğine göre. | Open Subtitles | لا بدّ أن يكون هذا مهماً جداً لأنك تقومين بتسليمه بنفسك |
Ona bu akşam oldukça önemli bir mevzu konuşacağımızı söyledim. | Open Subtitles | أخبرتها أنني سأتحدّث إليها عن مسألة مهمة جدًا هذا المساء. |
- Bu adam görünüşe göre burda oldukça önemli biri. | Open Subtitles | من الوضح أن هذا الرجل شخص ما مهم هنا في الأسفل |
Bu neye mal olacaksa, oldukça önemli bir şey olacak. çok çok önemli bir şey. | TED | وما سيتطلبه ذلك، سيكون أمراً جد مهم، جد، جد هام. |
Neden duyduğumuz düşündüğümüzde, bu oldukça önemli bir şey olduğu halde genelde bir alarm veya sireni duyabilme yetisini düşünmeyiz. | TED | عندما نفكر لماذا نسمع, نحن لا نفكر كثيرا بالقدرة على سماع صفارة إنذار أو جرس, على الرغم من هذا أمر مهم للغاية. |
Bence kök salmaya başladığın yerden bir süreliğine de olsa uzaklaşmak oldukça önemli. | Open Subtitles | أعتقد بأنه من المهم أن تبتعد عن من نشأت معهم لبعض الوقت فى حياتك |
Benim olayları senin bakış açından görmeye çalıştığım gibi, senin de benim açımdan görmeye çalışman şu raddede oldukça önemli. | Open Subtitles | وأظن من المهم أن تشاهدي الأمور من وجهة نظري كما سأحاول بالضبط رؤيتها من منظورك. |
Arkadaşlarına da anlat, vasiyetleri olsa bile aynı senin yaptığın gibi güncellemek oldukça önemli. | Open Subtitles | وأخبري أصدقائكِ إذا بالفعل لديهم إرادة، أنه من المهم أن يبقوا على تواصل، ـ مثلكِ تمامًا ـ سأخبرهم |
Hızlıca ilerlemek çok çekici geliyor, biliyorum ama kendine zaman tanıman oldukça önemli. | Open Subtitles | أعرف أن التسرع بالأمر قد يكون مغريًا، لكن من المهم أن تمهل نفسك بعض الوقت. |
oldukça önemli, yoksa buraya bu şekilde gelmezdim. | Open Subtitles | إنه مهم جداً , لم آتي إلى هنا هكذا لو لم يكن |
Şey, işin oldukça önemli olmalı. Çünkü evinden oldukça uzaktasın. | Open Subtitles | حسناً لا بد أن الأمر مهم جداً أنت بعيداً جداً عن موطنك |
Seninle bir şey konuşmalıyım, oldukça önemli. | Open Subtitles | أجل, ليس تماماً علي أن أتحدث معك بخصوص أمر ما وهو مهم جداً |
İşin aslı, bu oldukça önemli bir nevi sukkubus sınavı gibi. | Open Subtitles | في الحقيقة هو مهم جداً مثل اختبار منتصف الفصل |
Dünya'ya baktığımızda bu oldukça önemli. | TED | وهذا أمر مهم للغاية عندما ننظر إلى العالم. |
Zordu çünkü o benim için oldukça önemli bir şeyi temsil ediyordu. | Open Subtitles | rlm; إنه صعب لأنها تمثل لي rlm; شيئاً مهماً جداً. |
Hayatındaki en önemli insanın sen olduğunu biliyorum ve bu da seni benim için de oldukça önemli bir hale getiriyor. | Open Subtitles | أعرف أنك الشىء الأكثر أهمية فى حياتها... حسناً , (جوش) ذلك يجعلك مهماً جداً لى , أيضاً |
Onu bulduğumda elinde bu vardı. oldukça önemli göründü bana. | Open Subtitles | كانت في أثر هذه حين وجدتها، لذا بدت مهمة جدًا. |
Bunlar gökbilimciler için oldukça önemli zira patlayan bu yıldızın kimyasal geçmişine dair nihai bilgiler taşıyor. | TED | وهي مهمة جدًا للفلكيين لأنها تحمل في نهاية الأمر الإرث الكيميائي للنجم الذي انفجر. |
Şu an oldukça önemli bir toplantının ortasındayım. | Open Subtitles | أنا في خضم إجتماع مهم هنا |
Ben sadece bu kitap partisinin oldukça önemli bir şey olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | حسنا , كل ما اقول أن حفل الاعلان عن الكتاب هي حدث هام |
Bu oldukça önemli, çünkü ondan önce 15 yıl araştırma yapmıştım. Yani birikimlerim vardı, bu sebeple kolaydı. | TED | وهو أمر مهم نوعاً ما لأني كنت قد راكمت 15 سنة من الأبحاث قبلها، مما جعل الأمر سهلاً. |