Geleceği değiştirme şansı olmaması için üstü kapalı olmak zorundaydı. | Open Subtitles | هو يجب عليه أن يكون غامض لكى لا يخاطر بتغيير تأريخه الخاص |
Neden böyle olmak zorundaydı ki? | Open Subtitles | لماذا كان لزاما عليه أن يكون مثل هذا؟ |
Onu korumak için birisi orada olmak zorundaydı. | Open Subtitles | شخص ما كان عليه أن يكون هناك كي يحميها |
İlk başlarda bir sır olmak zorundaydı. | Open Subtitles | في البداية، كان لزاماً أن تكون العلاقة سراً، |
Çünkü, bir türün gözü olduğunda, onları ya avcı olarak kovalamak ya da onlardan av olarak sakınmak için diğer türlerin de gözü olmak zorundaydı ve bu durum evrimsel silahlanma yarışına yol açtı. | Open Subtitles | لأنه احد الانواع اصبح لديه أعين، فكان لزاماً على أنواع اخرى أن تطور أعيناً سواء للمفترسات لتطارد بها فرائسها، او للطرائد لتهرب من المفترسات، والذي قاد في النهاية الى سباق تسلح تطوري |
- Ama olmak zorundaydı. | Open Subtitles | لقد كان أمراً عليه الحدوث. |
- Ama olmak zorundaydı. | Open Subtitles | لقد كان أمراً عليه الحدوث. |
Niçin şişman olmak zorundaydı? | Open Subtitles | لماذ عليه أن يكون بديناً؟ |
Öyle olmak zorundaydı. | Open Subtitles | كان لزاماً علينا المجيئ هنـا |