Ve bunu öğrenmemin seni kaybetmeme neden olması çok kötü. | Open Subtitles | من السيء أن اكتشافي لهذا جاء نتيجة خسارتي لك |
İşinin başka birinin ellerinde olması çok kötü bir durum. | Open Subtitles | يا رجل، من السيء أن تكون وظيفتك في أيدي شخص آخر هكذا. |
Seri numarasının silinmiş olması çok kötü. | Open Subtitles | من السيء أن الرقم التسلسي .قد خدش منه |
O kızla görüşemeyecek olması çok kötü. Çok güzel bir kız. | Open Subtitles | من المؤسف أن لا يستطيع رؤية تلك الفتاة , إنها جميلة |
Ben de. Büyük bir hırsızlık için hapse gidecek olması çok kötü. | Open Subtitles | أنا أيضاً من المؤسف أنها ستُسجن بتهمة السرقة |
David Tate'nin Amerikanların elinde olması çok kötü oldu. | Open Subtitles | مؤسف جدّا أنّ (دايفيد تايت) معتقل في أمريكا{\pos(192,240)}. |
"Sevgilinin olması çok kötü oldu." Kesinlikle kur yapıyordu. | Open Subtitles | "من السيء أن لديك فتاة الآن" تلك كانت مغازلة بالتأكيد |
Dostum, Julie'nin D.C.'de olması çok kötü. | Open Subtitles | من السيء أن (جولي) في العاصمة |
Bu güzel örtülerin yakında kanla kaplanacak olması çok kötü. | Open Subtitles | من المؤسف أن هذا الكتان الجميل سيكتسي قريبًا بحمرة الدم. |
Bugün konuşmanın olması çok kötü. Çünkü bir başkan olarak resmi anlamda görebileceğin son karşılaşma. | Open Subtitles | من المؤسف أن تكون الخطبة اليوم بما أنها آخر لعبة ستراها بشكل رسمي باعتبارك رئيساً |
Kimsenin aldanmaktan öteye geçemeyecek ve bunu asla atlatamayacak olması çok kötü. | Open Subtitles | لكن من المؤسف أن كلّ من يراه سيعتبره خداعاً و لن يتخطوه أبداً |
Hâlâ uyuyor olması çok kötü. | Open Subtitles | من المؤسف أنها تغطّ في نوم عميق |
David Tate'nin Amerikanların elinde olması çok kötü oldu. | Open Subtitles | مؤسف جدّا أنّ (دايفيد تايت) معتقل في أمريكا{\pos(192,240)}. |