ويكيبيديا

    "olmayan bir şey" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • شيء لا
        
    • شيئاً لم يكن
        
    • شيء غير
        
    • شيء لم يكن
        
    • شيء ليس
        
    • شيئاً غير
        
    • ما لم يحوزه
        
    • شيئ لا
        
    • شيئا غير
        
    • شيئاً لا
        
    • شيئاً ليس
        
    • شئ ليس
        
    • ما ليس
        
    • ليس من صالحنا
        
    • لا وجود له
        
    Krem şantiyle daha lezzeti olmayan bir şey var mı? Yettiğinde söyle. Yeter. Open Subtitles هل من شيء لا يصبح طعمه افضل مع القشدة المخفوقة؟ قل لي متى؟
    fakat Jonathan ödemek için ısrar etti, bu yüzden dükkana gitti ve bozukluğu tamamlamak için ihtiyacı olmayan bir şey aldı. TED ولكن جوناثان أصر على الدفع، فذهب إلى المتجر وأشترى شيئاً لم يكن يحتاجة للحصول على الفكة.
    Yani nakamoto satış konusunda uygun olmayan bir şey yaptı mı sizce? Open Subtitles ألم تقم ناكوموتو بعمل أي شيء غير منصف أو غير لائق لإتمام
    Hayatının geri kalanını hatan olmayan bir şey için harcamak zorunda değilsin. Open Subtitles ليس عليكَ أن تقضي بقيّة حياتكَ .تكفّر عن شيء لم يكن خطأكَ
    Beğendim ancak doğru olmayan bir şey var, ve mükemmel olmak zorunda. Open Subtitles أعجبني. إنه فقط,‏ هناك شيء ليس صحيح فيه وعليه أن يكون مثالياً
    - Doğru. Burada olmayan bir şey bulmak için çok uzak bir yoldan geldin. Open Subtitles قطعتَ مسافةً طويلة لتجدَ شيئاً غير موجودٍ هنا.
    Sende hep diğerlerinde olmayan bir şey vardı: Open Subtitles لطالما حُزتِ ما لم يحوزه الآخرين
    Başka kimsede olmayan bir şey bul. Open Subtitles فابحثي لي عن شيئ لا يملكه الآخرون
    Arada bir uygun olmayan bir şey dendiği zaman kafayı yer manyaklar. Open Subtitles وفي كل وقت وآخر يقلن شيئا غير ملائم قليلا فإنهن أصبن بالخبل
    Fark edersiniz ki, bütün bu adamlarda bende olmayan bir şey var. TED ستلاحظون , أنهم جميعاً يمتلكون شيئاً لا أمتلكه
    Sebastian hassas ve nazikti evrende, hassas ve nazik olmayan bir şey gördü. Open Subtitles سيباستيان " كان لطيفاً و طيباً " قد رأى شيئاً ليس لطيفاً و ليس جيداً فى الكون
    Burada olmayan bir şey bulmak için çok uzak bir yoldan geldin. Open Subtitles لقد جئت من مسافة بعيدة للبحث عن شئ ليس هنا
    Hiç alakan olmayan bir şey için kendinin suçlamandan mı bahsediyorsun? Open Subtitles تعنين انك تلومين نفسك على شيء لا دخل لك به ؟
    %90 bencil olmayan bir şey yaptıysan şok geçirip, ölebilirim. Open Subtitles إذا رأيتك تقومين بأيّ شيء لا يحتوي على 90 بالمئة من الأنانيّة
    Hayrınıza olmayan bir şey bulmuş olmalısınız. Open Subtitles من المؤكد بانك وجدت شيئاً لم يكن جيدا بالنسبة لك
    Ama burada, önceleri hiç olmayan bir şey daha vardı. Open Subtitles ولكن كان هناك شيئاً لم يكن لدينا من قبل
    Bugün hiç tarzın olmayan bir şey yaptığını duydum. Open Subtitles سمعت بأنّك عَمِلتَ شيء غير عادي بالأحرى هذا اليوم
    - Boobie Miles hakkındaki. Hayır, reklam gerçek olmayan bir şey için yapılır. Open Subtitles الخرافة المحيطة ببوبي مايلز كلا الخرافة هي شيء غير حقيقي
    İznin olmayan bir şey almaya çalışıyordun. Buraya kadar gelmenin tek sebebi bu. Open Subtitles السبب الوحيد في قدومك إلى هنا هو أن تحصل على شيء لم يكن يُفترض أن تناله
    Aniden, ihtimal dahilinde bile olmayan bir şey gerçekliğe dönüştü. TED فجأة, شيء لم يكن ممكنا أصبح واقعا
    - Sen yeni çocuksun. Ve sende, onda olmayan bir şey var, yetenek. Open Subtitles أنت فتى جديد على الساحة و ربما لديك شيء ليس لديهم
    Burada doğru olmayan bir şey var. Ne zamandır oluyor bu? Open Subtitles هنالك شيء ليس صحيح هنا منذ متى وهو يواعدها؟
    Bir şey biliyorsan, normal olmayan bir şey görürsen beni ara. Open Subtitles ،لو علمت شيئاً ،لو رأيت شيئاً غير اعتيادي اتصلي بي
    Sende hep diğerlerinde olmayan bir şey vardı: Open Subtitles لطالما حُزتِ ما لم يحوزه الآخرين
    Kanalizasyona ait olmayan bir şey yok. Open Subtitles لا شيئ لا ينتمي للمجاري
    Gizli olmayan bir şey bulana dek sorayım. Open Subtitles سأستمر بطرح الأسئلة حتى أعرف شيئا غير سري
    Bende diğer oyuncularda olmayan bir şey var çünkü. Open Subtitles لأنني أملك شيئاً لا يملكه الممثلون الآخرون
    Kapa çeneni ve tamamen yalan olmayan bir şey söyle. Open Subtitles إخرس و قلّ شيئاً ليس ملفقاً كلياً
    Seni gofret biçiminde olmayan bir şey yerken görmedim hiç. Open Subtitles لم أشاهدكِ تأكلى أى شئ ليس معلب
    Fakat bizde muhasebecilerde olmayan bir şey var: ailelere erişim. TED ولكن لدينا ما ليس لدى المحاسبين إمكانية الوصول إلى الأُسر.
    Fark ettin mi bilmiyorum ama zaman elimizde olmayan bir şey. Open Subtitles حسنًا, لا أعلم إن لم تلاحظ أن منحه بعض الوقت ليس من صالحنا
    Ailelerde, akrabalarda, başkasında olmayan bir şey. Open Subtitles المرض غير موجود في الوالدين أو الأقارب، لا وجود له

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد