ويكيبيديا

    "oluşturmak" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • بناء
        
    • إنشاء
        
    • لبناء
        
    • خلق
        
    • لتشكيل
        
    • لخلق
        
    • تكوين
        
    • صنع
        
    • لتكوين
        
    • توليد
        
    • لإنشاء
        
    • لتشكل
        
    • لصنع
        
    • ليشكلوا
        
    • لتكوّن
        
    Kesin perşembe aksamları takımı oluşturmak için bir barda buluşuyorlardır. TED لديهم على الارجح فريق بناء لمساء يوم الخميس في حانة.
    Yeni bir ürün oluşturmak, yeni bir ürün geliştirmek ya da yeni bir üretmek ama yeni bir ürünün kendisi değil mi? TED فهو يختص بكيفية إنشاء منتج جديد أو تطوير منتج جديد أو تصنيع منتج جديد، ولكن ليس المنتج الجديد بحد ذاته؟
    Dahası, Amerikalılar siber savaş kapasitesi oluşturmak için gelecek beş yılda 30 milyardan fazla para harcamaya karar verdiler. TED وعلاوة على ذلك، قرر الأميركيون انفاق ما يزيد على 30 مليار دولار في السنوات الخمس المقبلة لبناء قدراتها الإلكترونية.
    Semptomlarına neden olmuş olabilecek durumu yeniden oluşturmak için egzersiz testi yapacağız. Open Subtitles نرغب بالقيام بتمرين جهد اعادة خلق الجهد الذي قد يكون سبب أعراضك
    Görebildiğiniz gibi onların hepsi Web'de benim resmimi oluşturmak için iletişim halindeler. TED جميعها مترابطة كما ترون، لتشكيل صورة عني على شبكة الإنترنت.
    Bilinçliliğe sıkıca bağlanmadan bir tepki oluşturmak on yıllar, hatta daha fazla sürebilir. Open Subtitles وربما يستغرق عقود أو أكثر لخلق إستجابة قبل أن يستقر فى الشعور والوعى
    Bunu yapmamızdaki neden, en yetkin hafıza makinasını yaratmak idi, zamanda geri gidebileceğiniz ve interaktif olarak içinde gezinebileceğiniz canlı görüntüler oluşturmak istedik. TED و السبب وراء هذا هو تكوين ألة مطلقة للذاكرة، حيث يمكن العودة و التحليق في المكان ثم اعادة الحياة الى النظام.
    Yeni gelişim imgesi oluşturmak için birinci sınıf projeler yapılıyordu. TED وقد تم بناء مشاريع عالمية المستوى لنقل صورة جديدة للتنمية.
    Eğer toplum sona ererse yeniden oluşturmak için biz sorumluyuz. Open Subtitles أذا أنتهت هذا المجتمع نحن سنكون المسؤولين عن بناء المدن
    Ve günümüzde, mimarlar ve biyologlar bizlere sağşıklı binalar oluşturacak akıllı inşa tasarımları oluşturmak için beraber çalışıyorlar. TED واليوم، المعماريون وعلماء الأحياء يعملون معا لتحري تصميم بناء ذكي سينشئ مباني صحية لنا.
    Yani genç insanlara ilham vermek ve bir girişimcilik kültürü oluşturmak gerçekten büyük bir adım, ama genç insanların, fikirlerini gerçekleştirmek için sermayeye de ihtiyaçları var. TED لذلك فإنّ إلهام الشباب و إنشاء ثقافة ريادة الأعمال تعتبر خطوة كبيرة، لكنهم يحتاجون رؤوس أموال لجعل أفكارهم واقعا.
    Amacımız kentsel korsanlardan oluşan küresel bir ağ oluşturmak, böylelikle mevcut sistem üzerinde yenilik yapacaklar, yerel hükûmetleri destekleyecek ve vatandaşları güçlendirecek, köklü sorunları çözecek araçlar icat edecekler. TED هدفنا هو إنشاء شبكة عالمية من القراصنة المدنيين الذين يبتكرون على نظام موجود من أجل بناء الأدوات التي سوف تحل المشاكل المتجذرة، والتي ستدعم الحكومة المحلية، وسوف تمكن المواطنين.
    Planımı tasarlarken üç zorlukla karşılaştığımı farkettim: ilki, bir algılayıcı oluşturmak; ikincisi, bir devre tasarlamak; ve üçüncüsü, bir telefon uygulaması kodlamak. TED حين وضعت خطتي، أدركت أني أواجه ثلاثة تحديات: أولًا، إنشاء مستشعر؛ ثانيًا، تصميم دائرة كهربية؛ ثالثًا، صياغة رموز تشفيرية لتطبيق هاتف ذكي.
    Biz de güven oluşturmak ve bu 2,5 milyar kişiyi finansal erişime ulaştırmak için bir yol bulmak istedik. TED لذلك أردنا أن نجد طريقة لبناء الثقة ولإتاحة الخدمات الائتمانية أو المالية لهذه الفئة والتي يبلغ عددها ٢.٥ مليارشخص
    Bir dava oluşturmak için yeterli olmadığını söylüyorlar, mahkemeye götürülmeyecek. Open Subtitles يقولون أنه لا يكفي لبناء قضية ولن تذهب إلى المحكمة
    Bütün bunların altında yatan şey, iyi bir toplum oluşturmak için yapılan savaşta, Open Subtitles في الأساس كان هناك اعتقاد بأن المعركة تدور من أجل خلق مجتمع خَير
    Bu deneyin amacı bir yerinizi yakmadan bir yerinizi dondurmadan etrafında tabaka oluşturmak. Open Subtitles الهدف من التجربة خلق قطعة ذات طبقة موحدة بدون علامات وبلا بقع باردة
    Belki de bir ufuk çizgisi oluşturmak için bir solucan deliği kurmamız gerekmez. Open Subtitles ربما نحن لسنا بحاجة للاتصال بثقب دودي لتشكيل أفق الحدث
    Sonik bir çerçeve oluşturmak için sesim ve çellom katmanlıdır. TED صوتي و التشيللو خاصتي على طبقات لخلق هذا القماش الصوتي الكبير
    Ve daha birçok değişik fikir; sadece mimari yapılarla ilgili değil, aynı zamanda idari konularla, ve kompleks ağlar aracılığıyla cemiyetler oluşturmak ile ilgili. TED والعديد من الأفكار الأخرى التي لم تقتصر على المباني المعمارية ولكن أيضا اشتملت على الأمور المتعلقة بالإدارة وفكرة تكوين مجتمعات من خلال شبكات معقدة.
    Gerçekten küresel bir toplum oluşturmak için gerekli araçlara sahibiz. TED لدينا الوسائل التي عبرها نقدر على صنع مجتمع عالمي حقيقي.
    Yani on binlerce, yüz binlerce molekül daha önce var olmayan bir yapı oluşturmak üzere bir araya geliyorlar. TED إذن ففي تنظيمٍ من عشرات الآلاف، ستقوم مئات الآلاف من الجزيئات بالتجمع لتكوين بنية أكبر لم تكن توجد سابقاً.
    Hiperuzay penceresi açmak, ya da Goa'uld gemilerindeki enerji kalkanlarını oluşturmak için gerekli olduğuna inadığım miktarda enerji üretebilmemizi sağlayacak kayıp halka bu olabilir. Open Subtitles هذه يمكن أن تكون الحلقة المفقودة لتوليد نوع من الطاقة أعتقد أنه ضروري لخلق نافذة فضاء فوقي أو توليد نوع من الدروع مثل التي يستعملها الجواؤلد لحماية سفنهم
    Sahip olduğum dansçıların adresleriyle bir ekip oluşturmak için yeteri kadar gönüllüyü toplayabilmiştim. Open Subtitles بعد أن حصلت على عناوين الراقصات أصبح معي ما يكفي لإنشاء فريق مراقبه
    Ve 'nasıl' ise armoniydi, akorları oluşturmak için ses perdelerini yığıyordu. TED و الكيف كانت التناعم في الكيفية التي ترتب بها الدرجات الموسيقية لتشكل النغم
    Ama artık hücrelerle yarattığımız bu yapıları oluşturmak için daha iyi yollarımız var. TED ولكن الآن لدينا طرق أفضل لصنع هذه الهياكل باستخدام الخلايا.
    Hemen bir devriye oluşturulmalı.... ... ve erkekler bu devriyeyi oluşturmak için kendilerini gösterecekler. Open Subtitles يجب عليهم تنظيم مجموعة متجولة الآن سينخرط الذكور في استعراض هائج ليشكلوا مثل تلك المجموعة
    Yıldızları oluşturmak için bir araya gelen yıldızlar arası toz bulutları gibi bir çeşit kütle çekimi Sümerler gibi bölgelerde iş başında. Open Subtitles كغيوم الغبار بين النجوم تجتمع في عناصر لتكوّن نجوماً، فثمة أماكن جاذبة مثل "سومر" الواقعة في جزء من الهلال الخصيب

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد