Orada yüzeysel konuşmalar olmadığı gibi biz en özel kişisel duygularımızı, korkularımızı ve omurilik servisi sonrası yaşamlarımız için olan ümitlerimizi paylaştık. | TED | و لم تكن هنالك محادثات سطحية حيث تبادلنا أعمق أفكارنا ، و مخاوفنا ، وآمالنا لحياتنا بعد جناح العمود الفقري. |
Ve herbirimiz omurilik servisinden ayrıldığımızda asla eskisi gibi olamayacağımızı biliyorduk. | TED | وكل منا أدرك أنه حينما نغادر جناح العمود الفقري لن نكون أبدا كما كنا من قبل. |
omurilik sıvının nüksetmemesine emin olmak için gözlemlemeye devam ediyoruz. | Open Subtitles | ويجب أن نراقبها لنتأكد من عدم عودة سائل الحبل الشوكي |
Mantar, öldürücü darbeler sonucu sadece kanın olduğu yerde gelişmiş. Burada, omurilik boyunca. | Open Subtitles | الفطريات تطورت عندما تجمع الدم من أداة القتل هنا على طول الحبل الشوكي |
Beni yoğun bakımdan akut omurilik bölümüne sevk ettiler. | TED | نقلوني من العناية المركزة لقسم اصابات النخاع الشوكي الخطيرة. |
Beynin içerisinde beyin omurilik sıvısı diye bilinen temiz, berrak bir sıvıdan oluşan geniş bir havuz var. | TED | يمتلك المخ هذا الحوض الكبير من سائل نظيف نقي يسمى السائل النخاعي الشوكي. |
Ve bence, Süpermen (Çelik Adam), Christopher Reeve, omurilik hasarlı hastalar adına en büyük farklındalığı yaratmıştır. | TED | بالنسبة إلي, الرجل الفولاذي, كريستوفر رييف كان أفضل من رفع مستوى الوعي حول معاناة المصابين بأذيات العمود الفقري. |
Daha yeni omurilik yaralanması geçirmiş bir hasta hayal edin. | TED | تخبلوا شخصاً يعاني من إصابة في العمود الفقري. |
Biz de eksik biyolojik uzvu modelledik ve hangi reflekslerin meydana geldiğini, omurilik reflekslerinin kasları nasıl kontrol ettiğini | TED | وبذلك نطبق حركة الطرف الطبيعي المفقود وإكتشفنا الإستجابات التي تحدث وكيف تقوم إستجابات العمود الفقري بالتحكم بالعضلات |
kullanarak omurilik yaralanmalarını tedavi etmeye başladı. | TED | لاستخدام الخلايا الجذعية الجنينية البشرية لعلاج الحبل الشوكي. |
Kaslar ne yapıyor ve omurilik tarafından nasıl kontrol ediliyorlar? | TED | ماذا تفعل العضلات وكيف يسيطر الحبل الشوكي عليها؟ |
Buradaki Jean-Marie Cabelguen ile modellediğimiz omurilik devreleri. | TED | لذا هذا ما قمنا به مع جون ماري كابلجون تصميم نموذج دوائر الحبل الشوكي. |
Şimdi çok şaşırtıcı ve aslında büyüleyici olan şey tüm bunların, omurilik ve vücut tarafından yapılıyor olmasıdır. | TED | حاليا، شيء واحد رائع ومدهش حقا، حقيقة أن كل هذا يمكن توليده فقط من خلال النخاع الشوكي والجسد. |
Ve özellikle omurilik, insan hareketlerinde anahtar kontrolcüdür. | TED | وخاصة النخاع الشوكي وهو مفتاح التحكم للحركة عند الإنسان. |
Sinirsel yollar, bu duyusal girdileri omurilik boyunca taşıyıp beyne iletir. | TED | تحمل الخلايا العصبية هذه المدخلات الحسية عبر النخاع الشوكي وصولًا إلى المخ. |
Dr. Hersch'in aldığı lomber ponksiyondan omurilik sıvısındaki kırmızı kan hücrelerinde bir fazlalık olduğu görülüyor. | Open Subtitles | والبزل القطني الذي أخذه الطبيب هيرش أظهر فائض زائد من خلايا كريات الدم الحمراء في السائل المخي النخاعي |
Serebral omurilik sıvısındaki protein seviyesi çok yüksekti. | Open Subtitles | لأنه كان يعاني من إرتفاع للبروتين في سائله النخاعي. |
Virüs miktarı umduğumuzdan da fazla çıktı. Sadece omurilik sıvısında 10'un üzerinde. | Open Subtitles | الفيروس المحمول أكبر ممّا أملنا عشرة أضعاف السائل النخاعي وحيداً |
40 yaşındaki bir adama ait omurilik röntgenleri. | Open Subtitles | تلك صور شعاعية لنخاع شوكي و هي تعود لرجل في حوالي الأربعين من عمره |
Beyin omurilik sıvısını almalıyız. Sonrada ona TDT uygulamalıyız. | Open Subtitles | علينا القيام ببزل قطني ثم سنجري فحصاً جلدي للسل |
Müstakbel kayınbabası ile oturup omurilik ameliyatı konusunda konuşmak istediğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | تظن انها ستريد ان يعرف حماها المستقبلي انها جراحة عمود فقري ؟ |
Omuriliğimde habis bir tümör olduğunu öğrenmemden iki gün sonra gökten bir omurilik cerrahı düştü. | Open Subtitles | بعد يومين من إكتشافى أنى مريض بورم قاتل فى عمودى الفقرى جراح العمود الفقرى سقط من السماء |
Bilindiği gibi, ölülerde omurilik reflekslerinin tetiklenmesi mümkündür. Belirli tür bir ölüyü, kalbi atan bir kadavrayı ele alalım. | TED | وإنه لمن الممكن إستثارة ردود فعل من العصب الشوكي في الأموات نوع معين من الأموات، يملكون قلبا لا يزال يدق |
Röntgen sonuçlarına göre omurilik hasarı yok. | Open Subtitles | باستثناء أن الآشعة السينية لم تظهر إصابة بالعمود الفقري |
Tabi canım. Minik bir, omurilik felci olma ihtimali var. | Open Subtitles | .أجل، طبعا، مع فرصة صغيرة لحدوث شلل نخاعي |
Dosyalar uçakta bir omurilik cerrahının da olduğunu gösteriyordu. | Open Subtitles | "ستكشف الملفّات عن وجود جرّاح عمود فقريّ على متن الطائرة" |
Teste göre omurilik hasarı yok beyinde doku bozulmaları yok, kanama yok. | Open Subtitles | لم تظهر الفحوصات إصابة الحبل الشوكيّ ولا آفات دماغيّة ولا نزيف |
Sende "merkezi omurilik sendromu" olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | هذا يعنى ان لديك اعراض فى الحبل العصبى الرئيسى. |
Beyin omurilik sızıntıları spina bifidalı bebeklerde önemli bir sorundur. | Open Subtitles | تسرب السائل الدماغي الشوكي مشكلة لدى الرضع المصابين بالسنسنة المشقوقة. |