O zaman , İblis Büyülüler olurlar, ve Onları durdurmak için çok geç kalmış oluruz. | Open Subtitles | حينها، سيصبحون، الأشرار المسحورين ويفوت الأوان على إيقافهم |
Senin peşine düşecekler ve Sofie'de Onları durdurmak için her şeyin tam ortasına düşecek. | Open Subtitles | سوف يمسكون بك وستكون هي في الوسط، تحاول إيقافهم. |
Onların yüzünden öldürdük. Onları durdurmak zorundaydık, Onları durdurmak zorundaydım. | Open Subtitles | هم أكرهونا على القتل، تحتّم علينا ردعهم، تحتّم عليّ ردعهم. |
Onları durdurmak için bundan çok daha fazlası gerekecek ve bunu biliyorsun. | Open Subtitles | إنهم يحتاجون أن نعمل أكثر من ذالك لإيقافهم ، وأنتِ تعرفين ذالك |
Onları durdurmak için elimizden geleni yapacağız. | Open Subtitles | وسوف نفعل كل ما بوسعنا لنوقفهم |
Böyle şeyler yapmaya başladıklarında Onları durdurmak çok zor. | Open Subtitles | من الصعب منعهم عن المبالغة فى العمل |
Ne istediklerini yapabileceklerini düşünüyorlar ve kimsenin Onları durdurmak için orada olmadığını. | Open Subtitles | أي أنهم يستطيعون فعل مايريدون ولا يوجد أحد يستطيع إيقافهم |
Bence bunu yapmanın tek yolu geri gidip Onları durdurmak. | Open Subtitles | حسناً ، أعتقد أن الطريقة الوحيدة للقيام بذالك هي العودة بالزمن لمحاولة إيقافهم |
Eğer bu şirket insanları hasta ediyorsa, Onları durdurmak zorundasın. | Open Subtitles | لو أنّ تلك الشركة تتسبّب في مرض الناس، فعليك إيقافهم! |
Bir sebepten deliye dönerlerse Onları durdurmak imkansız hale gelir. | Open Subtitles | إذا بدؤوا يفقدون صوابهم لسبب ما، فمن المستحيل إيقافهم. |
Belki esas çözüm Onları durdurmak değil de yardım etmenin bir yolunu bulmaktır. | Open Subtitles | لربما الفكرة ليست إيقافهم ، بل إكتشاف طريقة لمساعدتهم |
En iyi takımını getir. O ikisi artık birlikte çalışıyorsa Onları durdurmak zor olacaktır. | Open Subtitles | إجلب أفضل فريق لديك، لو كان هذان الإثنين يعملون معاً، فسيُصعب إيقافهم |
Gerçek şiddet uygulamadan Onları durdurmak için her şeyi denedim. | Open Subtitles | فعلتُ كل شيء لمحاولة و ردعهم لكن من دون استخدام عنف فعليّ |
Önemli olan tek şey Onları durdurmak. | Open Subtitles | ردعهم هو الشيء الوحيد الذي يهم |
Asanın son parçasını almadan evvel Onları durdurmak için yardımın lazım. | Open Subtitles | أحتاج لمساعدتك لإيقافهم قبل أن يحصلوا على القطعة الأخيرة من عصاك. |
Asanın son parçasını almadan evvel Onları durdurmak için yardımın lazım. | Open Subtitles | أحتاج لمساعدتك لإيقافهم قبل أن يحصلوا على القطعة الأخيرة من عصاك. |
Ama Onları durdurmak gardiyanın görevidir. Yardım aldılar. | Open Subtitles | هو شغلنا جميعاً لنوقفهم |
Ve Onları durdurmak için benim araştırmalarımdan yararlanmak istiyorsun. | Open Subtitles | وبلا شك تريد بحثي للمحاولة في منعهم |
Bütün bu insanları öldürmeden önce harekete geçip Onları durdurmak için hâlâ zaman var. | Open Subtitles | لازال هناك وقت للتحرك ومنعهم قبل أن يقتلوا هؤلاء الناس |
Her birimiz 100 yabani öldürsek bile Onları durdurmak için yapabilecek hiçbir şeyimiz olmayacak. | Open Subtitles | حتى لو تمكن كل فرد منا بقتل 100 منهم، مازال لا يوجد شيء نستطيع فعله لردعهم. |
Onları durdurmak için istiyorsun, bu sana pahalıya mal olur. | Open Subtitles | تريدهم أن يتوقفوا سيكلفك ذلك مائة ضعف عن ما أطلبه الآن |
Hoşnutsuzluklar Alabama'yı karışıklığa itiyor ve Onları durdurmak da sizin sorumluluğunuz. | Open Subtitles | المتذمرون يزعزعون "ألاباما"، ومسؤوليتك أن توقفهم. |
Yaşadığım topraklara gidiyorlardı ve Onları durdurmak zorundaydım. | Open Subtitles | لقد كانوا متّجهين إلى موطنى وكان لزامًا علىّ أن أوقفهم |