Sence kardeşin seni niçin onu öldürmeye çalışmakla suçlamış olabilir? | Open Subtitles | لم تعتقد أن أخاك قد يلفق لك محاولة قتله ؟ |
Baban onu öldürmeye çalışanlardan kaçacak kadar akıllı olmadığı için öldürülmüş. | Open Subtitles | قُتل والدكِ لأنّه لم يكن ذكيّاً كفاية ليتجنّب من أرادوا قتله |
Yani birinin onu öldürmeye kalkmasi için akliniza bir sebep gelmiyor. | Open Subtitles | إذاً، لا تستطيع العثور على أي سبب يجعل أحدهم يحاول قتله |
Kendini onu öldürmeye ikna edemiyorsan bunda utanılacak veya yargılanacak bir şey yok. | Open Subtitles | إذا لم تتمكني من قتلها ليس هناك عار ، وأنا لا أحكم عليكِ |
Galiba onu öldürmeye çalıştığın için, bu işi kaybettin. | Open Subtitles | أعتقد أن محاولتك قتلها جعلها تفقد رباطةجأشها |
Eddie aracı her nereye götürdüyse, birisi onu öldürmeye çalışmış. | Open Subtitles | أينما قاد إدي أن سيارة أجرة، حاول شخص ما لقتله. |
Yani birinin onu öldürmeye kalkması için aklınıza bir sebep gelmiyor. | Open Subtitles | إذاً، لا تستطيع العثور على أي سبب يجعل أحدهم يحاول قتله |
Annemin onu öldürmeye çalıştığını ve kendini ölü gösterdiğini söylüyor. | Open Subtitles | يقول أن والدتي حاولت قتله لذا قام بتزييف أمر وفاته |
onu öldürmeye çalışmıyordum. Onun uğruna asılmaya değmez. | Open Subtitles | لم أكن أنوى قتله لا يستحق ان اشنق من أجله |
Ama ne yapmış olursa olsun, onu öldürmeye hakkın yok. | Open Subtitles | مهما كان ما فعله هذا الرجل لك ليس لديك الحق فى قتله |
Frankie, bir anlaşma yapmak üzere Rosato Kardeşlere gitti. Ve onlarda onu öldürmeye çalıştılar. | Open Subtitles | فرانكى ذهب لعقد صفقة مع الأخوين روزاتو فحاولا قتله |
- Gemisini çalmaya ve onu öldürmeye çalışmakla siz onun dostluğunu yok ettiniz. | Open Subtitles | و كان ردك على حسن ضيافته، أنك حاولت سرقة مركبته و قتله |
Silahı kapan kişi onu öldürmeye çalışıyordu! | Open Subtitles | إذاً من أخذ مني المسدس بالظلام كان يريد قتله ؟ |
Yaptığı kalitesiz işte, kuyumcu arkadaşlarının çok büyük paralarını kaybetti sonra onlarda onu öldürmeye kadar verdiler onu ısırarak ölüme götürdüler. | Open Subtitles | لقد فقد مال أصدقائه الصائغين الكثير بسبب ممارسات عمله التجاري الزائف لذا قرروا قتله بعضه حتى الموت |
Çünkü anlaşmasını önlemek için 10 komando onu öldürmeye çalıştı. | Open Subtitles | لأنه عشرة من المغاوير حاولوا قتله لمنعه من عقد صفقة معي |
Kendini öldürmeden önce onu öldürmeye ne kadar yakın olduğun önemlidir. | Open Subtitles | كم تستطيع الاقتراب من قتلها قبل أن تقتل نفسك |
onu öldürmeye çalıştığınızı söyleyen bir tanığımız var. | Open Subtitles | لم يحدث أبداً لدينا شاهد يقول أنه رأاك تحاول قتلها |
onu öldürmeye çalışan birini vurdum. Bir ekip gönder, başkaları olabilir. - O iyi mi? | Open Subtitles | لقد حاول احدهم قتلها و لكنى قتلته ارسلى فريق المسانده الى هناك |
Ne kadar garip. onu öldürmeye çalıştığınızı bile bile eve götürmenize izin mi vereceklerdi? | Open Subtitles | غريب، المفترض أن يتركوها لكما تعودا بها للمنزل بعد معرفتهم بمحالة قتلها |
Dokuz ölümün acısını hissedecek ve bu kesinlikle onu öldürmeye yetebilir. | Open Subtitles | بعدها سيشعر بألم موته لتسع مرات، وهذا قد يكون كافياً لقتله بالفعل |
Kocaman, korkunç bir bayan var heykele kovalıp onu öldürmeye çalışıyor. | Open Subtitles | هناك سيدة كبيرة مخيفة مطاردة فتاتك حتى التمثال، في محاولة لقتلها. |
Hayır, hayır. onu öldürmeye çalıştı! | Open Subtitles | لا , لا , لقد كان لقد كان يحاول أن يقتلها |
Benim aşkım gerçek! Bu yüzden onu öldürmeye geldim! | Open Subtitles | حبي أصيل و لهذا ا جئت لأقتله . |
Jack Sommersby olduğunu iddia eden biri onu öldürmeye çalışmış. | Open Subtitles | قالوا أن أحداً يدعى جاك سميرز بي حاول أن يقتله |
Kable 28.oyunu da kazandı, oyundaki herkes onu öldürmeye çalışıyor. | Open Subtitles | وصل (كيبل) للمعركة رقم 28. كل لاعب في اللعبة يحاول أن يقضي عليه |
Ama eğer hayattaysa biliyorsun Keller'ın hareketleri tahmin edilemez ve Jane onu öldürmeye çalıştı. | Open Subtitles | ولكم.. ولكن لو بقى على قيد الحياه انت تعلم كيلر غير متوقع و جاين حاول ان يقتله |